Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Enişte katiliyle yüzleşmek | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Artık hiç kimse Kim Jong-un söylediklerini önemsemiyor. Neredeyse gözdağı verdiği ve tehdit ettiği her şey gerçekleşti. En sonuncusu da ABD’yi kızdıran büyük nükleer denemesi ile Japonya’yı korkutan ve sularına düşen balistik füzedir.

Kuzey Kore lideri olan bu genç, tek bir günde komşu Seul şehrini imha edebilir ya da bir milyon veya daha fazla Japon’u öldürebilir. ABD üslerinden birisine imha edici nükleer başlık fırlatabilir. Dünya, Soğuk Savaş döneminden bu yana ilk defa gerçek bir nükleer tehditle karşı karşıya kalıyor.

ABD Başkanı Donald Trump, tehditvari konuşmalarıyla bütün seçeneklerin masada olduğu şeklinde yanıt vermesine rağmen; ancak bu çılgınla savaş yapmak hiç de eğlenceli olmayacak. Trump ve dünyada başka nükleer silahların sahibi olan bu çılgın arasındaki fark, Jong-un’un gözünü kırpmadan suç işleyecek kadar yeterince çatlak olmasıdır. Söylendiğine göre halasının kocasını öldürdü ve ardından halasının evine akşam yemeği yemek için gitti. Ayrıca savunma ve sonra da eğitim bakanını idam etti.

Bundan dolayı Japonlar, İkinci Dünya Savaşı’nda yenilip teslim olmalarından bu yana benimsedikleri silahlanmama politikasını sonlandırmaya karar verdi. Sonunda Japonlar, artık dünyanın güvenilir olmadığı ve kendilerini koruma sorumluluğunu üstlenmeleri gerektiği konusunda ikna oldular.

Washington, Kuzey Kore’yi, dedeleri Kim İl-sung’tan oğul ve toruna kadar düşman ve dünyanın bu bölgesindeki müttefiklerine karşı tehlikeli bir devlet addetmesine rağmen, Washington, askeri becerilerini geliştirme konusunda Pyongyang’ı engellemede başarısız olan ambargo politikasıyla yetindi. Nitekim Pyongyang’ın askeri becerileri ABD’yi de tehdit etmeye başladı.

Bu, sadece ABD’nin değil, uluslararası toplumun da karşı karşıya kaldığı bir tehlikedir. Ki ABD, Kuzey Kore liderini ikna etme ve ona karşı koyma arasında gidip gelmişti. Çılgın Kore liderinin isteklerine boyun eğmek dünyanın diğer delilerini aynı yönteme teşvik edecektir. Örneğin; İran’da Kore lideri gibi olan şahıslar var. Kim Jong-un’a askeri güçle karşı koymanın akabinde milyonlarca insan ölebilir.

Bunun için dünya, özellikle Washington’un Pyongyang’ın nükleer silaha sahip olmasına müsaade etmeyeceği konusunda tehdit içerikli ifadelerini artırdıktan sonra olacakları bekliyor. Pyongyang, yaklaşık 6 nükleer denemeyi başarılı bir şekilde gerçekleştirdi ve nükleer silahlarına transfer edene kadar füze becerilerini geliştirdi. Bunu Japonya’nın üzerinden geçen füze denemesiyle kanıtladı. Ayrıca Pyongyang, nükleer bombasını tamamlamak üzere olduğunu söylüyor.

Bugün Kuzey Kore krizini, Kim Jong-un rejimiyle hem askeri hem de nükleer işbirliği alanında sağlam ilişkilere sahip komşumuz İran’la olan problemden ayırmamız mümkün değildir.

İran yönetiminin arzusu, Kuzey Kore tarzı bir konumda olmaktır. İran içerisinde hükmünü kanıtlamak için kullanacağı nükleer saldırı güçlerini inşa edip bölgenin kendisine itaat etmesini umuyor. İran, bu kadar genişledikten sonra, sahada kazanımlarını pekiştirecek nükleer silaha sahip olmadan devam edemeyecektir. Dolayısıyla ABD Başkanı Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasındaki problemi kesin bir şekilde bitirmeden aralarında devam eden sözlü çatışma, dünya düzeyinde daha büyük bir ayaklanmaya sebebiyet verecektir. İran gibi ülkeler bu ayaklanamaya katılacaktır. İşte o zaman İran’ı caydırmak ve kontrol altına almak mümkün olmayacaktır.