Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD’nin İstanbul konsolosluğundaki bir personelinin tutuklanması nedeniyle cereyan eden vize krizi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkisinde devam eden türbülanstan ötürü ABD ve Batı ülkelerine yönelik eleştirileri arttı.

Erdoğan, bazı Batılı liderlerin ‘İslami terörizm’ terimini kullanmalarını eleştirerek Müslümanların diğer kültürler, medeniyetler ve dinler için bir test alanı olmadığını belirtti.

“Varsa yoksa İslami terör”

İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Medeniyet Şurası’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın kullandığı ‘İslami terörizm’ ifadesini eleştirdi. Türkiye’nin defalarca kez bu ifadeyi reddettiğini belirten Erdoğan, “Amerika’da Sayın Trump bakıyorsunuz Müslümanlara ‘terörist’ ifadesini kullanıyor. ‘Bak böyle bir şey yok’ dediğimizde de savunamıyor. Hadi buyur, Myanmar’da bazı Budistler terörist olarak Rohingya Müslümanlarını öldürdüler. Peki Budistlerle ilgili aynı şeyi söyleyebiliyorlar mı, yok. Niye? Onlar yoga yapıyor. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Hristiyan teröristler için böyle bir şey söylüyorlar mı, Yahudi teröristler için böyle bir şey söylüyorlar mı, yok. Varsa yoksa İslami terör diyorlar. Defaatle anlatıyoruz, böyle bir şey olamaz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan: Ben bu ülkeye medeni demem!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz mayıs ayında gerçekleştirdiği Washington ziyareti sırasında, korumalarının göstericilerle karıştığı kavgaya ilişkin olarak, “Benim 13 korumam daha ABD’ye gitmeden, görmeden gıyaplarında gözaltına alma kararı çıkıyorsa kusura bakmasınlar ben bu ülkeye medeni demem” ifadelerini kullandı.

Dünya’da insanlığı sürdürebilecek tek gücün İslam dini olduğunu vurgulayan Tayyip Erdoğan, el-Kaide’nin kendisi veya ona biat edenler ya da Boko Haram gibi terör örgütlerinin ve halklarına zulmetmiş yöneticilerin bu gerçeği değiştiremeyeceğini söyledi.

“Dünya 5’ten büyüktür itirazımız, adalete çağrı ve medeniyet çığlığıdır”

Erdoğan, “Dünya 5’ten büyüktür itirazımız, adalete çağrı boyutuyla aynı zamanda bir medeniyet çığlığıdır. Ne demek dünya 5, olur bu böyle bir şey? İkinci Dünya Savaşı’nın şartları bir kenarda, bu günün şartları bir kenarda. Beş ülke dünyanın kaderini belirliyor, onların dudaklarından ne dökülürse netice o. Böyle bir şey olamaz. İkinci Dünya Savaşı geride kaldı, bugün başka bir dünya var. Bütün hadiseler güncellenirken siyasetin bu noktadaki kaderinin güncellenmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Batı’nın Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmaya çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıpkı Irak ve Suriye’de olduğu gibi Müslüman Müslüman’ı öldürüyor. Batı’ya DEAŞ gibi örgütlerin İslam’ı temsil etmediklerini söylediğimizde bize inanmıyorlar ve teröristlere ücretsiz silahlar temin ediyorlar.

Türkiye-ABD ilişkileri gerildi

Türkiye ve ABD ilişkileri, ABD İstanbul başkonsolosluk çalışanı Metin Topuz’un Fethullah Gülen hareketine bağlı olduğu ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘casusluk’ gibi suçlamalarla tutuklamasının ardından karşılıklı olarak vize işlemlerinin askıya alınmasının ardından gerildi.

ABD, vize krizinin sona erdirilmesi için sürdürülen görüşmeler çerçevesinde Ankara’ya bir heyet gönderdi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yayınlanan açıklamaya göre, gözaltına alınan Türk çalışan Metin Topuz’un cep telefonunun iadesini talep eden ABD, Türkiye’ye diplomatik bir not gönderdi.

Bu bağlamda, Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘Antalya Uluslararası Film Festivali’ne katılacak olan Hollywood yıldızlarının, iki ülke arasındaki vize krizden etkilenmemelerini sağlamak amacıyla ABD’li yetkililerle birlikte çalıştığını belirttiler.

Kaynaklar Çavuşoğlu’nun ABD’li yetkililere, bir hafta sürecek festivale Hollywood oyuncularının katılımını sağlamak için işbirliği çağrısında bulunduğu belirttiler.

Semih Özakça’ya şartlı tahliye

Öte yandan Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, geçtiğimiz yıl başarısız darbe girişimi sonrası terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle görevinden ihraç edilerek tutuklanan ve bu yüzden açlık grevine başlayan akademisyen Semih Özakça’yı serbest bıraktı.

Semih Özakça’nın avukatı müvekkilinin şartlı olarak tahliye edildiğini belirtti. Mahkeme, Özakça’nın elektronik kelepçe takılarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, Özakça ile birlikte yedi aydır açlık grevi yapan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen’in ise tutukluluğunun devamına karar verdi. Bir sonraki dava 17 Kasım’da görülecek. Ayrıca Özakça ve Gülmen mahkemede DHKP-C üyesi oldukları iddiasını ise reddettiler.

Özakça ve Gülmen, 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından görevlerinden ihraç edilen ve aralarında akademisyenler, memurlar, hakimler ve askerlerinde bulunduğu yaklaşık 150 bin kişinin yaşadıklarını duyurmak için açlık grevine girdikleri belirttiler. Türkiye’deki makamlardan yapılan açıklamalara göre, o tarihten bu yana 60 binden fazla kişi tutuklandı. İnsan hakları örgütleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı darbeden sonra başlatılan operasyonlarla muhalefeti bastırdığı suçlamasında bulundular.

Avusturya ile üst arama krizi

Öte yandan, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile krizler devam ediyor. Türkiye, Avustuya’nın Türk vatandaşlarını havaalanındaki üst kontrolünde, köpeklerle aramasına yanıt olarak aynı karşılığı verdi. Türkiye’deki havalimanında Avusturya vatandaşlarının üstleri köpeklerle arandı. Havalimanındaki kaynaklar, tedbirlerin yalnızca Avusturya vatandaşlarını değil, diğer ülkelerin vatandaşlarını da kapsadığını söylediler.