Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bir Şehri Çalmak: Şam halkı göç ettirilerek demografisi gasp ediliyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye rejimi geçtiğimiz günlerde, “zorla yerinden etme” politikasını, Şam’da yaşayan binlerce yerinden edilmiş kişiye evlerine kiralamak için “güvenlik onayları” vermeyi reddederek genişletti. İskan politikası daha önce muhalefetin kontrolü altındaki kasaba ve köy sakinleri ile sınırlıydı.

Son gözlemlere göre, başkent Şam mahallelerinden, bölgedeki ailelerin kırsal alanlara göçünde artış oldu. Bu aileler, muhalefet bölgeyi kontrol altına alır almaz rejim tarafından altı yıldan fazla süren bir savaş nedeniyle Şam’dan, Humus, Halep, Rakka ve Deyr-i- Zor’dan göçe zorlanmışlardı.

Başkentte 2014’ten bu yana güvenlik önlemlerini sıkılaştırma kapsamında, belediyelere, muhtarlara ve emlak ofislerine “alanlardan sorumlu istihbarat servisinden” “Güvenlik onayı “almadan, Şam’da bir ev veya odayı kiraya vermeyi kesinlikle yasaklıyor.

“Güvenlik onayı”, bir evi kiralamak isteyen kişinin, asıl memleketi, statüsü, ailesi, işi ve politik yönelimi hakkında bilgi içeren bir formu doldurmasını, bu formu bölge polis karakoluna göndermesini, onay veya red cevabı için beklemesini gerektiriyor.

Her ne kadar son iki yıldaki forma bir hafta ile bir ay arasında cevap verilse de, onay ancak güvenlik yetkililerine 100-150 dolar arasında rüşvet verilmesiyle alınabiliyor.

Deyr-i Zor’da Ebu Daham adlı bir sivil, DEAŞ bölgeyi kontrolü altına aldıktan sonra ailesiyle birlikte Şam’ın bir mahallesine kaçmış. Şark’ul Avsat’a konuşan Ebu Daham, yaşadığı evin kira bitiminden 2 ay önce kira sözleşmesini yenilemek için güvenlik onayı istediğini, bunun için beklediğini, ancak 3 denemesinden de gelen cevabın red olduğunu ve çabalarının boşa çıktığını anlatıyor.

Ebu Daham, güvenlik onayı aldıktan sonra, yaşamak için küçük bir kamyonetle evinin eşyalarını toplayıp Şam’ın güneydoğusunda olan Ceramana’ya gideceklerini söylerken, “burada kalmamızı istemiyorlar, hepimize DEAŞ mensubu gözüyle bakıyorlar” diyor.

Savaşın birinci ve ikinci yıllarında Şam banliyöleri büyük bir nüfus değişimine sahne oldu. Bu durum, Humus, Halep, Rakka ve Deyr-i Zor bölgelerinde çatışmaların artmasının ardından daha da karmaşık hale geldi. Savaş öncesi yaklaşık 4,5 milyon olan şehir nüfusu, iç göçler sebebiyle 8 milyona ulaştı.

Birleşmiş Milletler, Suriye’de 6 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini ve ortalama günlük yerinden edilmenin 6 binden fazla olduğunu ve günden güne iç göçün artmaya devam ettiğini açıklamıştı.

Savaş yıllarında rejim kontrolündeki alanlarda gelişen emlak piyasasında, özellikle apartman dairesi kiralarında yüksek artışlar oldu.

Savaş sırasında 2 oğlu öldürülen Humuslu Ümmü İbrahim, Esed güçlerinin savaşın başında “akrabalarına ev sahipliği yapma onayı” belgesi vermediği için kızıyla aynı evde oturamadığını ifade ediyor.

Yerel kaynaklar, Esed yönetiminin iç istihbarat servisi Muhaberat’ın “güvenlik operasyonları”nı yoğunlaştırdığını, ülkenin kuzey ve doğu illerinden göç ederek Şam banliyölerine yerleşen ailelerin güvenlik onaylarının iptal edilmeye başlandığını aktarıyorlar. Bu yeni uygulamayla, muhaliflerin evlerine ücretsiz yerleşen rejim destekçilerinin güvence altına alınmaya çalışıldığı belirtiliyor.

Bununla beraber Esed güçlerinin ve destekçisi milislerin yerli halkı tehdit ederek taciz ettiği ve evlerini terk etmeye zorladığı da bildiriliyor.

Korktuğu için adını vermek istemeyen bir ev sahibi “Artık korkunç şeyler yapmaya başladılar, kavgalar ve tehditler arttı. Bu noktadan sonra artık bunların arasında yaşayamadım, evimi terk etmek zorunda kaldım ve onlar da evimi gasp ettiler” diyor.

Şam sakinlerine zorluklarla verilen, sonrasında ise gerekçesiz iptal edilen “güvenlik onayı”nın Esed yandaşı, Irak ve İran’dan getirilen Şii milislere hızla veriliyor oluşu ise ironik bir tablo oluşturuyor.

Suriyelilerden tehdit ve tacizlerle gasp edilen evlerin dışarıdan getirilen milislere kiralanması ve milislerce satın alınması, Dahadil, Nehru Işiyye, el-Kadem ve Zahira gibi mahallelerde yoğunlaşıyor.

2016 yılı, “zorla yerinden etme” ve “demografik değişim” konularında en büyük suçlara tanık oldu. İran ve Rusya destekli rejim, muhalefetin kontrolü altındaki şehirleri, kasabaları ve köylerin sakinlerini ülkenin kuzeyine gitmeye zorladı. Bu şehirlerin ve bölgelerin en tanınmışları: Şam kırsalında Dareyya, Muaddimiya, Han Hümeyn, Tedmur ve Halep’in doğu mahalleleri.