Şam yönetimi, birkaç hafta önce çıkardığı “10. sayılı kanun” ile özel mülkiyete el koymayı amaçladığı iddialarını yalanladı.
Esed rejiminin Beyrut Büyükelçisi Ali Abdülkerim Ali, Şam yönetimi Dışişleri Bakanı Velid Muallim’den Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Cibran Basil’e yazılmış bir mektup ulaştırdı.
Muallim, rejim yetkililerinin Suriye’deki bölgeleri düzenleme amaçlı konulan 10. sayılı kanunun Suriye içindeki ve dışındaki hak sahiplerinin dördüncü dereceden ailelerinin bile söz konusu kanun kapsamında mülkiyetlerine sahip çıkabileceklerini iddia etti.
Dışişleri Bakanı, bu kanunun kimsenin mülkiyetine el koymayı amaçlamadığını aksine Suriyeli vatandaşların haklarını tam olarak tesis edeceğini, özellikle de teröristlerin kontrol ettiği bölgelerde meydana gelen mülkiyet değişiklikleri ve sahtecilik ile el konulan mülkiyetlerinin yasal olarak düzenleyeceğini ileri sürdü.
Mektubunda, Suriyelilerin, belgelerini hazırlamak için yeterli zamanlarının bulunduğunu sadece birkaç gün içinde tapularının nüshasını getirmelerinin yeterli olacağına değinen Muallim, “Suriye hükümetinin, vatandaşlarının ülkelerine geri dönmeleri arzusunda olduğunu, özellikle teröristlerin bulunduğu alanlarda onlar için iyi yaşam şartlarını sağlamaya hazır olduğunu” söyledi.
Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil, Mayıs ayında Suriye rejimi tarafından çıkarılan 10. sayılı kanunun olumsuz etkileri konusunda Esed yönetimini uyarmış, Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşlerine önem verilmesi gerektiğini belirtmişti.
Birçok Lübnanlı yetkili Nisan ayının başında Şam hükümetinin çıkardığı yasa konusunda uyarılarda bulundu. Yasaya göre Suriye iç savaşında hasar görmüş yerlerde genel bir düzenleme bağlamında gayrimenkul sahiplerinin bir ay içinde mülklerini tescil ettirmeleri gerekiyor. Aksi takdirde hükümete bu mallara el koyması imkanını veriyor. Lübnan Başbakanı Saad Hariri “Bu kanun Suriyeli mültecilere Lübnan’da kalın mesajı vermektedir” demişti.
Lübnan Dışişleri Bakanı Basil, Muallim’e Mayıs ayında gönderdiği mesajda “10. sayılı kanuna göre mülkiyet sahiplerinin mülklerinin kendilerine ait olduğunu kanıtlamaları için gereken ilan ve yayınlama prosedürleri için 30 gün mühletin tanınması yetersizdir. Bu durum mültecilerin mülklerini kaybetmelerine sebep olacak aynı zamanda ülkelerine dönmeyi teşvik etmeyecektir” denmiş, Lübnan’ın bu konudaki tutumunu bir kez daha yenileyen Basil, mültecilerin güvenli bir şekilde ülkelerine geri dönme hakları olduğunu ve dönüşlerini de siyasi çözüm gibi herhangi bir şarta bağlanmaması gerektiğini vurgulamıştı.
Öte yandan Suriye Ulusal Koalisyonu, 10. Kanun konusunda uyarılarda bulunurken Koalisyon’un başkanı Abdürrahman Mustafa bu kanunun İran projesinin Suriye’ye sızmasına hizmet ettiğini, böylelikle mültecilerin Suriye’de ve iltica ettikleri devletlerde elde ettikleri mülkiyete el konacağını belirtmişti. Bu kanunla İran milisleri ve rejimin askeri operasyonlarından dolayı zorunlu olarak göç etmiş insanların geri dönüş haklarının elinden alındığını vurguladı.
Lübnan Mülteci İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muin el-Merabi, 24 Ocak’ta düzenlediği basın toplantısında, Lübnan’ın, onbinlerce Suriyeli mülteciyi daha fazla barındıracak durumda olmadığını ve Suriyeli mültecilerin gelecek yaza kadar ülkelerine geri gönderileceğini açıklamıştı.
Suriyeli mülteciler dosyasının en geç yaza kadar kapanacağını vurgulayan Merabi, “Lübnan’daki tüm siyasi taraflar, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesi konusunda hemfikir ve bu yönde ortaklaşa çalışıyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Lübnan ordusu tarafından 30 Ocak’ta düzenlenen operasyonda 23, 16 Ocak’ta düzenlenen operasyonda 20 ve geçen ekim ayında bir haftada 99 Suriyeli mülteci, terörle suçlanarak gözaltına alınmıştı.
BM’nin 2016 yılı verilerine göre 6 milyon nüfuslu Lübnan’da en az 1,2 milyon Suriyeli sığınmacı yaşıyor. Lübnan makamları ise bu sayının 1,5 milyon civarında olduğunu belirtiyor.