Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Esed’i evcilleştirilip muhaliflerden vazgeçmek | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Donald Trump’ın Vladimir Putin ile görüşmesinde onayladığı çatışmasızlık bölgeleriyle ilgili yapılan Astana anlaşmaları kapsamında, aradan iki hafta gibi bir süre geçtikten sonra sırada, yeni ve sürpriz çatışma bölgeleri çıkartılmaya başlanmış gibi görünüyor. Müttefikler arasında Suriye sahasında kesişen çizgiler boy gösteriyor.

İlk başta 4 çatışmasızlık bölgenin kurulmasıyla ilgili projenin Cenevre’de siyasi geçiş süreciyle alakalı çözümü araştırmak üzere ortaya atılması, hem ülkede yeniden egemenliğini kurmak isteyen Suriye rejimi hem de Suriye muhalifleri nezdinde şüphe ve endişeye yol açtı. ‘Muhalifler’ diyorum çünkü grup sayıları neredeyse 300’ü geçecek şekilde parçalandılar. Hepsi de gerçek siyasi geçiş sürecine dayanan bir çözümün olmasını ümit ediyor.

Müttefiklerin kendi arasında, Rusya ve Suriye rejiminin kendi aralarında yeni gerginliklerin belirtileri ortaya çıkmış gibi görünüyor. Söz konusu gerginlik, Esed safında yer alan İran’ı bir gün kesinlikle bulacaktır. Ayrıca mezkûr gerginliğin belirtileri, Amerika ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gruplarıyla Moskova’nın Humus bölgesinde çatışmasızlık sürecini gözlemleme işini Mısır’ın üstlenmesini önermesinin akabinde Rusya ve Türkiye arasında da patlak vermiş gibi duruyor. Söz konusu öneri, Amerika’nın Rakka’da DEAŞ’a karşı savaşan ve savaşçılarının çoğunun Kürt savaşçılardan oluştuğu SDG’nin desteklemesi sebebiyle Amerika’yla gergin ilişkilere sahip olan Türkleri öfkelendirdi.

Kesişen ve çelişen tutumlar haritasına, Washington’un Moskova’ya yönelik getirdiği son yaptırımlardan sonra yükselen Amerika-Rusya anlaşmazlığını da eklersek tuhaf olmayacaktır. Durumların karışık hale geldiği bir vaziyetteyiz. Bu da şu anda kapsamlı bir çözümün uzak bir ihtimal olduğunu gösteriyor. Bunun için Ruslar ve Amerikalıların tekrarladığı gibi Suriye’nin birliğine dayalı bir çözüme götürecek şartlarda kanton ya da otonom bölgelerin kurulmasına neden olsa bile yapılan bütün analizler deklare edilen dört bölgede çatışmasızlık planının başarılı olması yönündedir. Ancak Amerika ve Rusya, şu ana kadar Suriye’nin birliğine yararlı olacak şekilde faaliyet göstermediler ve göstermemeye de devam ediyorlar.

Müttefikler arasında meydana gelen yeni gerginliklerin ayrıntıları nelerdir?

Moskova’dan gelen raporlar, Rus komutasıyla Suriye rejimi arasında anlaşmazlıkların arttığını teyit ediyor. Raporlar, Esed’in çatışmasızlık bölgelerinde askeri operasyonları sürdürme konusunda ısrarcı olduğuna işaret ediyor. Operasyonları sürdürme isteği, güneybatı bölgesinde ve Doğu Guta’da hava bombardımanına devam ettiğinde açık bir şekilde anlaşılmıştı. Hatta bu durum, Rus gözlem ve ayırıcı güçleri Dera’da ve Doğu Guta girişlerinde merkezlerini teslim almak için geldiklerinde de net bir şekilde fark edilmişti.

Mezkûr raporlar, Moskova’nın büyük bir hoşnutsuzluk hissettiğine değiniyor. 2015 yılının sonunda Vladimir Putin, Esed’in Suriye toprağının her karışını kurtarmak için ısrarlı olduğuyla ilgili yaptığı açıklamalara yanıt olarak Suriye’den çekilmeye işaret ettiği zamanki hoşnutsuzluğunu bizlere hatırlatıyor. Oysa Moskova, şu anki zaman diliminde Cenevre aracılığıyla çizilecek çözüm rotasına elini koyup şartlarını empoze ettirmeye çalışıyor.

Bloomberg’in Rus kaynaklardan naklettiğine göre Putin, öncelikli olarak çatışmayı durdurmak ve çözüme giriş yapmak için Esed’in muhalefetle iktidarı paylaşması konusunda ısrar ediyor. Lakin Esed’in iki etkenden dolayı bunu kabul etmek istemediği anlaşılıyor:

Birincisi, İran’ın savaşın devam etmesine yönelik kışkırtmaları,

İkincisi ise, Halep’e egemen olunduktan sonra İran tarafından desteklenen güçlerin Suriye çölü gibi farklı cephelerde kaydettikleri ilerlemeler ile Şam kırsalını geri almak ve Deyr Zor’a girmek için planlarının olması.

Dikkat çeken durum ise, Bloomberg’in Kremlin’in bakış açısını yansıtan Rusya Uluslararası İlişkiler Araştırma Konseyi Başkanı Andrey Kortunov’dan aktardığına göre, Esed ve Moskova arasındaki gerginliğin seviyesi yükselmiş vaziyette. Moskova, Esed’in Cenevre toplantısında ittifak edilen herhangi bir çözüm rotasını kasten saptırdığı konusunda ikna olmuş durumdadır. Fakat öyle görünüyor ki Putin’in Esed’in kaybettiği bütün toprakları geri almak için savaşa devam etmek gibi bir hazırlığı yok. Zaten İranlıların istediği şey de bu.

Mezkûr yeni anlaşmazlık çerçevesinde Bloomberg, Deyr Zor geri alındıktan sonra Esed ve İranlıların İdlip’e yönelik planlamakta oldukları saldırıya Moskova’nın hava desteği vermeyi reddettiğini ortaya çıkardı. Özellikle bu durum, Dışişleri bakanı yardımcısı Gennady Gatilov, çatışmasızlık sürecinin ciddileşeceğinin varsayıldığı ateşkes psikolojisi altında düzenlenecek olan Cenevre müzakerelerinin yeni turuna hazırlanmaya çalışırken meydana geldi. Rus Savunma Bakanı yardımcısı Alexander Fomin ile İran Dışişleri Bakanı yardımcısı Hüseyin Cabiri çatışmasızlık planının ele almışlardı.

Bu arada Donald Trump’ın CIA programını durdurduktan ve söz konusu programın külfetli, tehlikeli ve etkisiz olduğunu ifade ettikten sonra Amerika ile Washinton’un eğitip silahlandırdığı ÖSO grupları arasındaki gerginlikler arttı. Buna göre talep edilen şartların gruplar tarafından reddedilmesinden sonra Washington, ÖSO’daki gruplara verdiği füze ve ağır silahları geri aldı. Talep edilen şartlar ise şunlardı:

-Füze, roketatar ve ağır silahların Amerikan üslerine teslim edilmesi,

-Rejim güçlerine karşı tüm askeri operasyonların durdurulup DEAŞ’a karşı savaşmaya devam edilmesi,

-DEAŞ’a karşı Rakka’da devam eden operasyonu desteklemek için birlikler gönderilmesi

Söz konusu gruplar silahları iade ederek Amerika’nın şartlarını kabul etmedi. Bu bağlamda Şüheda el Karyeteyn Tugayı ile diğer gruplar Suriye-Irak sınırında bulunan ve Washington tarafından idare edilen Tenef kampından ayrıldı.

Bu gruplar ile koalisyon komutanlığı arasındaki anlaşmazlığın çözümü için anlaşma sağlandığıyla ilgili iddialar olmasına rağmen Suriye Gözlemevi, muhalif grupların anlaşmazlık noktaları kapsamında Washington ile gerginlik yaşadıklarını açıkladı:

Amerika Savunma Bakanlığı, Trump’ın el Badiye bölgesinde İran’la temas hattının kesilmesine yönelik yaptığı açıklamalara rağmen geçen haftalarda Suriye-Irak sınırında bulunan mezkûr bölgede İranlı milislerin ilerleme kaydetmesine göz yumdu. Dahası Amman’da bulunan operasyonlar odası(Mok) ile Tenef’teki Amerikan komutanlığı, muhalif savaşçılara el Badiye bölgesinde İranlı milislere karşı koymaları için izin vermedi. Dolayısıyla eğitim hazırlığı için yeni savaşçı unsurları karşılamak hususunda bir istek bulunmuyor.

Kesişen bu gelişmeler ortamında Suriye ve Lübnan sınırında Arsal operasyonunun, esir ve cesetlerin Hizbullah’a teslim edilmesi karşılığında Heyet-i Tahrir-i Şam(HTŞ) savaşçıları ve ailelerinin İdlib’e gitmeleri için yapılan anlaşmayla sona ermesi dikkat çekiciydi. Savaşçı ve ailelerin, HTŞ’nin hâkim olduğu İdlib’i geri almak için saldırı düzenlemek istediğini söyleyen Suriye rejiminin temin ettiği otobüslerle taşınması ise daha dikkat çekici bir durumdu.

Gerginliğin sözde müttefikler yani Moskova- Esed- Washington ile muhalefet saflarına taşındığı bu gelişmelerin arkasında yatan en önemli soru ise, Hamburg’ta Putin ile Trump arasında hepsini Cenevre’ye sevk etmek ve siyasi geçiş sürecine hazırlık olarak iktidarı paylaşmaya dayalı siyasi bir çözüm bulmak için Esed’in evcilleştirilip muhaliflerin göz ardı edilmesi konusunda bir anlaşma sağlandı mı? Bunun için gerginlikler yeni şekliyle patlak verecek mi?