Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Müslüman Alimler Birliği himayesinde Ezher Üniversitesi’nde düzenlenen ve Kudüs’e Yardım Ezher Uluslararası Konferansı faaliyetleri Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen, din adamı, düşünür ve yazarın katılımıyla bugün Kahire başladı.
2 gün sürecek olan konferansa aralarında Suudi Arabistan İslam İşleri, Evkaf, Tebliğ ve İrşat Bakanı Dr. Salih Bin Abdülaziz Al-Şeyh’inde bulunduğu 86 altı ülkeden konuklar katılacak.
Konferansın açılışında konuşan Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib, “Biz barışın savunucularıyız. Savaş istemiyoruz. Bizler ancak, ne aşağılanma ne de teslimiyet bilen, adalet ve saygı ile şartlandırılmış bir barış istiyoruz” ifadelerini kullandı. Kudüs’e Yardım Konferansı’nın, Mısır ve Ezher’in Filistin davası ve Kudüs’ü savunma rolünün devam ettiğini gösterdiğini belirten et-Tayyib, Ezher’in, 1948’den 1988’e kadar Kudüs davası çerçevesinde 11 konferans gerçekleştirdiğine dikkat çekerek, İslam ve Hıristiyanlığın kutsal bölgelerinin bulunduğu Kudüs’ün kutsallığına yönelik ihlallere her zaman karşı çıktığını belirtti.
“Her işgal bir gün sona erer”
Konuşmasında Filistin Devlet Başkanı ve Filistin halkına övgüde bulunan Ezher Şeyhi, onlara kararlılık ve istikrarı devam ettirmeleri çağrısında bulunarak, uzun sürseler bile her işgalin bir gün sona erdiğinin altını çizdi.
“Mahkum ziyaret edilir, cezaevi değil”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise yaptığı konuşmada, Arap ve İslam kimliğine sahip Müslümanlar ve Hıristiyanları halkını desteklemek üzere Kudüs’ü ziyaret etmeye ve halkının moralini yükseltmeye davet etti. Abbas, Filistin ve Filistinlilerle, özellikle Kudüs şehri ve halkıyla olan Arap ve İslami iletişim kurularak Arap ve İslam kimliğinin desteklenmesini isterken, bu ziyaretlerin İsrail işgalini normalleşme olarak nitelendirmesine ise karşı çıktı. Abbas, Kudüs’ü işgal altındaki bir arazi olduğu gerekçesiyle ziyaret etmeme çağrısının, yalnızca işgale hizmet edebileceğini ve şehrin tamamen yalnızlaştırılması için kurulmuş komplolara katkıda bulunulacağına dikkat çekerek, “Mahkum ziyaret edilir, cezaevi değil” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs kararını ‘tahlihsiz bir karar’ olarak nitelendiren Abbas, “Barışı halkımız için bir seçenek olarak destekliyoruz. Ancak barışın hiçbir bedeli olamaz. Bizim barışımız uluslararası hukuka, BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarına ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına dayanıyor” şeklinde konuştu.
ABD’nin yardımlarını askıya alma kararına eleştiri
Öte yandan, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt da konuşmasında ABD’nin Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’na (UNRWA) yaptığı yardımların yaklaşık yarısını askıya alma kararını eleştirdi.
ABD Dışişleri Bakanı, dün yaptığı açıklamada, UNRWA’ya verilecek 65 milyon dolarlık yardımı askıya aldıklarını ve yapacakları 60 milyon dolarlık yardımın ise kuruluşun kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaması için verilmesi kararı alındığını belirtmişti.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt, “Bu karar, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması yönündeki kararından farklı değil. Bu karar direkt olarak Filistin eğitimini, sağlığını ve mülteci sorununun ortadan kaldırılmasını hedef alıyor” dedi.
Konferansın açılışına, Mısır Başbakanı’nı temsilen Mısır Vakıflar Bakanı Muhammed Muhtar Cuma, Mısır Kıpti Kilisesi lideri Papa 2. Tavadros, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed, Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa, Kuveyt Ulusal Meclis Başkanı Merzuk el-Ganim, Arap Parlamentosu Başkanı Meşal bin Fehm es-Silmi ve Dünya Kiliseler Konseyi Genel Sekreteri Dr. Olav Fykse Tveit katıldı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve ABD Büyükelçiliği’ni Tel Aviv’den Kudüs’e taşınma kararına yanıt olarak düzenlenen ve 2 gün sürecek konferans boyunca, Kudüs meselesi, Kudüs’ün Arap kimliğinin farkına varılması ve uluslararası kamuoyunun bu konudaki sorumlulukları konusu ele alınacak.
Trump’ın almış olduğu karar, onlarca yıl süren ABD politikasının ve şehrin statüsünün, İsrail-Filistin barış görüşmelerine bırakılması konusundaki uluslararası bir fikir birliğinin sona erdiğini gösteriyor. Karar, tüm dünyada, Arapları ve ABD’nin müttefiklerini öfkelendirdi.
Geçtiğimiz ay Arap dışişleri bakanlarının bir araya geldiği acil toplantıda, ABD’ye, kararı iptal etme çağırısında bulunulurken, kararın ‘barışı sağlamaya yönelik çabaları zayıflattığı’ belirtildi. Toplantı beyanında ayrıca, kararın, bölgedeki şiddeti tetikleyeceği ve Trump’ın, uluslararası hukuka yönelik ciddi bir ihlalde bulunduğu belirtilerek kararının, yasal bir etkisi olmadığı aktarıldı.
Ayrıca geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Tüm Arap devletleri de dahil olmak üzere 128 ülke, ABD’nin Kudüs kararına karşı oy kullanmıştı.