40 yıl sonra İranlı büyük bir kadın siyasetçi -pragmatik akımın sembolü olan ve bazılarının reformist olarak isimlendirmeyi tercih ettiği Haşimi Rafsancani’nin kızı Faize- şu sözleri açıkça söylemek için ortaya çıktı: “Tecrübe bitti. Başarısız olduk. Humeyni tecrübesi başarısızlıkla sonuçlandı.”
İnternet üzerinden bir TV kanalıyla yaptığı röportajda Faize, İran’daki rejime yüklenerek mevcut yönetimin tamamen başarısız olduğunu, hatta İslam’ı parçaladığını ifade etti.
Faize Rafsancani, “Herkes gibi biz de İslam Cumhuriyeti’nin başarılı olacağını düşünüyorduk. Fakat İran İslam hükümeti, sadece başarısız olmadı, aksine İslam’ı da parçaladı” dedi.
Faize, Rehber-i Azam Humeyni hazretlerinin kalbine etkili bir ok yönelterek ve hastalığın gizlendiği yere yönelerek konuşmasına şu sözleri ekledi: “Rehbere ‘imam’ sıfatını vermek onun eleştirilmesini engelliyor. Rehberi eleştiremiyoruz. Bunun için bugün İran’da rehberi eleştirmek bir suç haline geldi. Bu kişi, eleştirilere maruz kalmamak istiyorsa çekilmesi gerekiyor. Ben, İran’da icra makamlarında olan herhangi birine ‘imam’ sıfatının verilmesine karşıyım. Çünkü bu, diktatörlükle son bulacak.”
Şah’ın krallığını devralan Humeyni rejiminin kurucu babalarından Haşimi Rafsancani gibi bir siyasetçi olan Faize, birkaç yıldır İran’dan muhalifliğini ilan etmiş durumda. Bunun için Faize, geçen Haziran ayında Devrim Muhafızlarının ve hâkimlerin baskısına maruz kaldı. Faize, İran rejiminin politikalarını, Suriye ve Yemen’deki müdahalelerini tenkit etti. İran’daki halk protestolarını bastırmak da dâhil bu tür politikaların Tahran rejimini yıkacağını dile getirdi.
İslam devrimi rejiminin seçkin yapıcılarından biri olan, rejimin bünyesine, vizyonuna ve politikalarına sert eleştiriler yönelten Faize, yalnız değil. Ayrıca Faize, Devrim Muhafızlarının İran halkının hayatına nüfuz etmesini de eleştiriyor. Faize, İran’ın Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan’daki yıkıcı müdahalesine de sert bir şekilde karşı çıktı.
Fiili olarak bu tür tutumların değeri nedir? Bu tutumlar, sert Humeyni rejiminin yapısını yıkabilir. Yakın ve belki de orta vadede bu tür tutumlar, Humeyni rejiminin kalın camını sadece tırmalayabilir. Fakat bu tutumlar, güç, güvenlik ve fetvalardan oluşan demir parmaklıklarla örtülü çıkar ve menfaat ağını parçalayamayacaktır.
Ancak bu tür tutumların tekrarı, İran içinde ve dışında Humeyni tecrübesinin kutsallığını parçalar ve Hüseyin Musavi, Mehdi Kerrubi ve Ahmedinejad gibi eski Humeyni aydınlarının tutumlarını yok eder.
Belki de medya aracılığıyla yapılan bu tenkitler, bazı kimselerin çalkantılı uluslararası okyanusun ortasında sallanan Humeyni gemisinden atlamaya başladığını gösteriyor.
Bana göre bu sözlerin en derin manası, Sünni ve Şii İslamcıların yani Gazze, Tunus ve Mısır’daki Hamas, Nahda ve Müslüman Kardeşlerin tecrübelerine yönelik derin ve etkin bir kınamadır. Erdoğan tecrübesinin kınanmasını ve Türkiye’de de başka bir Faize’nın çıkmasını bekliyoruz.