Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Faleh el-Feyyaz, başbakanlık adaylığından çekildiğini açıkladı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak Başbakanı Haydar İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu’nun liderlerinden Ulusal Güvenlik Danışmanı Faleh el-Feyyaz, Zafer Koalisyonu’nun başbakanlık adayının İbadi olduğunu duyurdu.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Faleh el-Feyyaz, dün yaptığı açıklamada, “Tüm siyasi bloklar el ile sayımın ve seçimlerin nihai sonuçların onaylanmasını bekliyor” açıklamasında bulundu.

Siyasi blokların parlamentodaki en büyük bloğu oluşturmak ve başbakanı belirlemek için bir dizi diyalog yürüttüğünü fakat diyalogların şu ana kadar herhangi bir anlaşmayla neticelenmediğini belirten Feyyaz, “Tüm bloklardan başbakan adayı var. Son dönemde en büyük bloğa ulaşmak için olumlu gelişmeler yaşandı” dedi.

Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu’nun parçası olan Bedir Örgütü’nün üst düzey isimlerinden biri olan Kerim el-Nuri, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:

“Ayetullah Ali Sistani tarafından temsil edilen dini merciin belirlediği şartları Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın başbakan olacak kişi için dile getirdiği 40 şart ile birleştirirsek Amiri’nin şansının azaldığını görürüz. Özellikle rakip blokların yolsuzluk ile ilgili açıklamalarına ve dini merciin başbakanın cesur, güçlü ve kararlı olması gerektiğine dair ifadelerine dayanan medyadaki söylentilerin aksine İbadi’nin şansının arttığını söyleyebilirim.”

Nuri, bilgelikle birlikte olmadığı takdirde güç ve cesaretin diktatörlüğe ve tahakküme dönüşebileceğini belirtti. Güç ve cesarete bilgeliğin eşlik etmesi şartıyla ülkenin yaşadığı sıkıntılarla yüzleşebilecek bir başbakanı netice vereceğini kaydetti.

İbadi’den duyulan bölgesel ve uluslararası memnuniyeti dile getiren Nuri, İbadi’nin bu tür özelliklere de neredeyse sahip olduğunu ifade etti. İbadi’nin Şii Evi (Şii Ulusal Koalisyonu) içerisindeki Amiri ve Tarık Necm gibi güçlü isimler karşısında bile halen zor bir figür olmaya devam ettiğini kaydetti.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr tarafından desteklenen Sairun Koalisyonu Resmi Sözcüsü Kahtan el-Cuburi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Mukteda es-Sadr tarafından belirlenen şartların resmi çevrede ve halk tabanında geniş kabul gördüğünü söyledi. Caburi, halkın ve resmi çevrenin ‘tüm dosyalardan haberdar ve bütün şartları ve vasıfları kendinde taşıyan bir başbakana ihtiyaç olduğunu’ dile getirdiğini aktarı.

Cuburi, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Seçimlerde birinci sırada yer alan Sairun Koalisyonu, kitlesel ve politik ağırlığını koruyor. Hiçbir koşul altında bu pozisyonu riske atamaz. Bu nedenle ister meselelere bakış açısı isterse diğer bloklar ve güçlerle ilişkileri olsun bireyi önceleyen özellikleri ve programı ile diğerlerine karşı daha güçlü ve makbul oluyor. Bir sonraki aşamada üzerinde çalışacağımız şey bu özelliklere dayanan ulusal bir vizyon geliştirmektir.”
Sistani’nin ve Sadr’ın şartları hakkında Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Bağdat Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Dr. Essam el-Fili şu ifadeleri kullandı:

“Siyasi bloklar -ki aralarında başbakanlık için aday gösterenler olmasına rağmen- önümüzdeki dönemde kendilerinden istenenler sebebiyle başbakanlıktan korkuyorlar. Burada Şii Evi’ne ait blokları kastediyorum. Çünkü söz konusu makam, bir şahıs ya da ait olduğu taraf için bir krematoryuma dönüşebilir. Pek çok sebepten dolayı bu makamdan vazgeçemeyen Şii Evi, bu ciddi sorumluluğu ele alan kişinin ya da onu aday gösteren ve savunan tarafın maruz kaldığı başarısızlığın getireceği sonuçlardan muzdarip.”

Fili, Feyyaz’ın adaylık yarışından çekilmesine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Feyyaz, Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Gönüllü Halk Güçleri liderliği gibi önemli görevleriyle başbakan yardımcısının pozisyonuna eşdeğer bir pozisyona sahiptir. Ayrıca kamu diplomasisindeki başarıları ile birlikte cumhurbaşkanlarına özel mesajlar iletmesi ve özellikle Suriye ve Rusya liderlerini ziyaret etmesi göz önüne alındığında Feyyaz’ın geri çekilmesi, büyük ölçüde statüsünün ve itibarının zedeleneceği korkusundan kaynaklanıyor.”

Fili sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazı bloklar başbakanlık makamını elde etmek istemiyor. Çünkü karışmak istemiyorlar. Ancak taleplerini mümkün olan en yüksek seviyeye çıkarıyor ve başbakanlıktan daha iyi bir konuma gelmelerini sağlayacak yüksek görev ve sorumluluklar elde etmek istiyorlar.”