Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Yakın Doğu ve Kuzey Afrika’da yaklaşık 40 milyon insanın açlığın pençesinden kurtarılması, desteğin artırılması, anlaşmazlıkların sona ermesi ve bölgenin gelişmesi için yürütülen çabaları yoğunlaştırma çağrısında bulundu. FAO, bölgedeki temel gıda güvensizliğinden zarar gören insan sayısının 55.2 milyona ulaştığını, bölge nüfusunun yüzde 10.2’sinin yetersiz beslendiğini ve yüzde 12’sinin de gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldığını vurguladı.
FAO Yardımcı Direktörü ve Yakın Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Ofisi’ndeki temsilcisi Abdülselam Ahmet, halkın refahını iyileştirmek için bölgede barışın sürdürülmesinin ve istikrarı inşa etmenin önemini vurguladı. Ahmet, Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada bölgenin gıda durumunun yıllar içinde bozulmasına neden olan geniş çapta bir değişim sürecine girdiğini ve bölge ülkelerinin birbiriyle bağlantılı olması nedeniyle mücadelede tek başına başarılı olunamayacağını belirtti. Ahmet ayrıca kaçırılan fırsatların yeniden elde edilebilmesi için birlikte çalışmak gerektiğini söyledi.
FAO, 2017’de yayınlanan ‘Gıda Güvenliği ve Beslenmeye Bölgesel Bakış’ adlı raporda, Yakın Doğu ve Kuzey Afrika’daki bazı ülkelerdeki çatışmaların 2030’a kadar bölgede açlığı ortadan kaldırma hedefine ulaşılmasının önünde engel teşkil ettiği belirtildi. Raporda, özellikle ülkeler arasında şiddetin açlığı körüklediğine dikkat çekildi.
Raporda, 2014-2016 yılları arasında çatışmalardan doğrudan etkilenen ülkelerin nüfusunun yüzde 27.2’sinin sürekli açlık çektiği veya yetersiz beslendiği, çatışma olmayan bölgelerde ise bu oranın yüzde 4.6 olduğu belirtildi.
FAO, açlık düzeyinin bir diğer ölçüsü olan ‘akut gıda güvensizliği’ seviyesinin çatışmaların olduğu ülkelerde diğer ülkelerdekinin iki katı olduğunu duyurdu. Bu durumun 2030’a kadar sürdürülebilir kalkınma ile açlığı ortadan kaldırma hedefine gölge düşürdüğü kaydedildi.
Çoğu orta gelirli ülkelerden oluşan bölgede kronik açlığın oranı ise yüzde 5’i geçmiyor. Bazı ülkelerde kronik açlık çeken nüfusun oranı, yoksul ülkelerin nüfus oranına yaklaşarak önemli bir artışa neden oldu. Bu durum tüm bölgedeki açlığı azaltma çabalarında önemli bir düşüşe sebebiyet verdi. Bölgede geleneksel politik araçların kullanımıyla açlığın sona erdirilmesine yönelik ilerleme sağlamanın zorluğuna değinildi. Barış ve istikrarın oluşturulmasın yönünde ciddi ve kararlı adımlar atmanın kolay olmadığı kaydedildi.
Irak, Suriye ve Yemen alarm veriyor
Rapor, bölgedeki çatışmalardan birçok ülkenin gıda güvenliğinin ve maddi gelirinin etkilendiğini ortaya koydu. Suriye’deki şiddetin gayrisafi yurt içi hasılada (GSYİH), yüzde 67 oranında bir düşüşe neden olduğuna değinilen raporda gıda güvenliğinin alarm verdiği kaydedildi. Suriyelilerin yüzde 70 ila 80’inin insani yardıma ihtiyaç duyduğu ve yüzde 50’sinin yiyeceğe ulaşamadığı belirtildi.
Irak’taki şiddetin, GSYİH’da yüzde 58 oranında azalmasına neden olduğunun belirtildiği rapor, nüfusun yüzde 30’unun insani yardıma, yüzde 9’unun da gıda yardımına ihtiyaç duyduğu bildirildi.
Raporda, Yemen’de nüfusun yüzde 70 ila 80’inin insani yardıma ihtiyacı olduğu, yüzde 50’sinin ise gıda yardımına ihtiyaç duyduğu ifade edildi.
Sıcak bölgelerden biri olan Libya’daki çatışmalar, nüfusun yüzde 6’sının yiyecek yardımına ihtiyaç duymasına ve gıda güvenliğinin zayıflatmasına neden oldu.
FAO Yardımcı Direktörü Abdülselam Ahmet, 2030’da açlığı ortadan kaldırmak için kapsamlı ve uzun vadeli politikalar uygulanması gerektiğini vurguladı. Bölge ülkelerinde tırmanan şiddet dolayısıyla kötü beslenme, su kıtlığı ve iklim değişikliğinin mücadeleyi daha da zorlaştırdığını belirtti. Krizin aciliyet kazandırdığını söyleyen Ahmet çatışmaların ve şiddetin üstesinden ancak dayanışma ve işbirliği ile gelinebileceğine dikkat çekti.
FAO tarafından yayınlanan raporla Yakın Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde sürdürülebilir kalkınmada bir sonraki hedefe ilerlemek için de temel oluşturuldu.
Rapor, sürdürülebilir kalkınmanın ikinci hedefi olan açlığın, gıda güvensizliğinin ve beslenme yetersizliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik atılacak adımları ana hatlarıyla ortaya koydu.
Ayrıca rapor, çatışmaların sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasının önünde nasıl engel teşkil ettiğini de gözler önüne serdi.
BM örgütleri, gıda güvenliği ve beslenme alanlarındaki bilgi toplama çalışmalarını çatışmaların ortasında sürdürüyor. Eksik olan verilerin aynı zamanda istikrar ortamlarındakilerle karşılaştırılmasının imkansız olduğu kaydediliyor.
Raporda verilen istatistiklere ek olarak gıda güvenliği ve beslenme düzeyindeki iyileşmenin arkasındaki temel etkenler üzerinde de duruluyor. Bunlar yoksulluğun azalması, ekonomik büyüme, anne ve çocuk beslenmesi, genel sağlık, kalitenin yükselmesi, yiyeceğin artması ve şiddetin durması olarak sıralanıyor.