Fas Başbakanı Sadeddin Osmani, tampon bölge içindeki durumu değiştirmeye çalışan ayrılıkçı Polisario Cephesi’nin askeri hareketlerine tepki olarak dün yaptığı açıklamada “bölgesel ve ulusal birliğinin sorunu” için seferberliğin sürdürüleceğini söyledi.
Osmani, haftalık kabine toplantısının açılışındaki konuşmada, “Krallık’ın ayrılıkçı saldırılar karşısındaki yardım çağrısı, Birleşmiş Milletler tarafından kontrol edilen bölgelerden Polisario’nun çekilmesini ve tampon bölgede devam eden durumdan ödün vermemesi talebiyle paylaşmıştır” dedi.
Osmani, BM Genel Sekreteri’nin Batı Sahra sorunu hakkındaki son raporunun ‘genel olarak olumlu olduğunu ve Fas’ın tampon bölgedeki durumu değiştirmemesi yönündeki talebine cevap verdiğini’ belirtti. Kral 6. Muhammed de yaptığı açıklamada “Bu konu ciddiye alındı. Çünkü bir sonraki aşamadaki gelişmeler, Fas’ın bölgedeki haklarını ve egemenliğini savunan sert bir pozisyona değil, tampon bölge olarak korunmasına yönelikti” diye konuştu.
Osmani, Fas’ın bazı birimlerine ait sivil ve idari binaları transfer etme ya da elçi alma girişimlerini reddetme konusundaki tutumunu da yineledi. Söz konusu uygulamalara ilişkin “Mevcut sözleşmelere aykırı. Birleşmiş Milletler’le üzerinde anlaşmaya varılanın aksine bir durum olduğundan kabul edilemez” açıklamasında bulundu.
Fas Başbakanı, El Uyun kentinde Batı Sahra sorunuyla ilgili son gelişmeleri görüşmek üzere bölgedeki siyasi parti liderleriyle görüştü.”Bu toplantı ile uluslararası topluma, Batı Sahra’nın sadece resmi tarafların değil tüm kesimleriyle halkın meselesi olduğu mesajını vermeyi hedefliyoruz” dedi. Polisario Cehpesi’nin BM kontrolündeki bölgelere ilişkin hareketliliği ile provokatif eylemler gerçekleştirdiğini aktardı.
Osmani daha önce Polisario Cephesi’nin provokasyon ve sansasyonel eylemlerle savaş çıkarmaya neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.
Aynı bağlamda, Cezayir’in Sahra çatışmasında sorumluluğu üzerine bir soruya yanıt veren Hükümet Sözcüsü Mustafa el-Halfi “Cezayir’in çatışmadaki sorumluluğu, bu yapay çatışmanın 40 yılı aşan tarihi ve tutumları ile doğrulanmış durumda. Cezayir, ayrılıkçı cephenin kurulması, silahlandırılması, finanse edilmesi sürecinin ve Afrika Birliği’nin talimatlarının farkındadır” dedi.
Sözcü açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları Konseyi ile Komite’de işe alım ve diplomatik seferberlik süreci, birçok ülkedeki kurum ve derneklerin denetim ve rehberlik sürecini bozmasının yanı sıra ülkemizin toprak bütünlüğüne ve ulusal duruşunu da hedef alıyor.”
Kabine görüşmelerinden sonra düzenlediği basın toplantısında konuşan Hacı, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin plana tamamen aykırı olan Cezayir’in bölünme planını memnuniyetle karşılaması 2002 yılına geri dönmek için yeterli” dedi ve ardından şu ifadeleri kullandı:
“Kendi kaderini tayin etme iddialarıyla ülkemizi bölme eğilimi gösterdi. Faslılar tarafından Kral 6. Muhammed liderliğinde sık sık dile getirilen projenin bölünmesine hizmet etti.”
Hacı, “İlk Baker Planı ve Fas egemenliği konusunda siyasi bir çözüme varma anlaşmasının karşısında kim vardı?” sorusuna cevap olarak bir devlet kurma olasılığı olmadığını ve gerçekçi bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu açıkça belirten dönemin Birleşmiş Milletler Batı Sahra Özel Temsilcisi Peter Walsum ile karşı karşıya kalındığını söyledi.