Fas’ın Şafşavan şehri son yıllarda adından sıkça söz ettirirken, turistleri tüm cazibesiyle kendine çekmeye devam ediyor. Güzelliği ile şarkılara ve şiirlere ilham kaynağı olan şehir, dünyanın en güzel altıncı şehri seçildi. O artık sadece birkaç kişi tarafından bilinen gizli bir şehir değil. Hatta Faslıların dahi 10 yıl öncesine kadar Şafşavan hakkında pek fazla bilgileri yoktu. Daha sonra şarkıcı Nouamane Lahlou, ünlü şarkısı ‘Ya Şavan Ya Navvara’ için Şafşavan sokaklarında, geleneksel evler arasında, şehrin tüm çekiciliğini ve güzelliğini gözler önüne seren bir video klip çekti.
Şafşavan’da gezmek, insandaki tüm güzel duyguları besleyen eşsiz bir deneyim. Evler, binalar ve sokak duvarları, kapılar, pencereler ve merdivenler, kapı süsleri, elektrik direkleri ve çiçek saksıları hepsi, her şey, mavi ve beyaz renge bürünmüş durumda.Mavi, gökyüzünün rengi beyaz akan sularla bir araya geldiğinde şehrin büyüsü tamamlanıyor. Şehrin misafiri, onun huzur dolu bağrında dinlenirken, hiç ayrılmak istemiyor.
Fakat Şafşavan’ın cazibesi yalnızca renkleriyle sınırlı değil. Dünyanın dört bir yanından akın akın turist çekmesine rağmen sakinliği ve ister sivil ister üniformalı olsun doğal ve misafirperver insanlarıyla meşhur. Bu küçük şehrin etrafındaki yüksek dağlar ve geleneksel kıyafetler içerisindeki Şafşavanlılar, şehrin muhteşem büyüsünü artırıyor. Kadınlar renkli süslemelerle bezeli geleneksel hasır şapka, beyaz çizgili kırmızı tonlarda bir elbise ve omuzlarından aşağı sarkıttıkları çizgili bir başka kumaş aksesuar ile geleneksel tarzlarını koruyorlar. Erkekler ise el yapımı kapşonlu tek parça bir sofi kıyafeti tercih ediyorlar. Genellikle organik ürünlerden yapılan lezzetli yemekler, gümüş veya kil kaplarda sunulurken, daha fazlasını tatmak isteyenler için sokaklarda ev yapımı ürünler satılıyor. Dahası, başka turistik şehirlerde yabancılara fahiş fiyatlarla ürün satmaya çalışan satıcılar sebebiyle dikkatli davranmak zorunda kalınırken, Şafşavan halkının ister ürünlerini satarken ister yabancılara yardım etme konusunda olsun iyiliği ve misafirperverliği ön plana çıkıyor.
Şafşavan’da nerelere gidilmeli, neler yapmalı?
Bir yolculuğa çıkarken akla gelen ilk sorular şunlardır: Nerelere gitmeli, neler yapmalı ve nelerden kaçınmalı? Bu sorulara Şafşavan’da alacağınız cevap, attığınız her adımda karşınıza çıkacak neşe dolu sürprizler olacak. Şafşavan’a gittiğinizde şehrin dağlık yapısı nedeniyle inişli çıkışlı yokuşlardan oluşan ara sokaklarda yürümeyi sevmeniz gerekiyor. Bunun dışında şehrin sokakları arasında sizi, çiçekler ve simgelerle süslenmiş pencereleri ve kapılarıyla Endülüs mimarisini çağrıştıran evleri, dağların derinliklerinden gelen lezzetli sularıyla çeşmelerin sunduğu görsel güzellikler bekliyor. Şafşavan halkı, kentlerini güzelleştirmenin öneminin farkındalar. Bu yüzden şehirlerini Endülüs tarzında, Fas mozaikleriyle, tabii ki şehirle özdeşleşen mavi ve beyaz renkle süslüyorlar. Ziyaretçi, yolun sonunda, ‘Su Başı’ denilen şehrin tepesine ve en yüksek noktasına ulaştığında dağların içinden gelen su kaynağının döküldüğü, ortasında geniş bir havuz olan etrafı incir, kiraz ve zeytin ağaçlarıyla çevrili bir avluya çıkıyor. Burası keyifli bir yürüyüş için mükemmel bir yer.
Su Başı yakınlarında, yerel halkın ev yapımı ürünlerini, yerel ressamların ise tablolarını sergilediği, şehri betimleyen küçük hatıra eşya ve aksesuarlarının satıldığı bir köprü bulunuyor.
Sanatseverler de Şafşavan’dan paylarına düşeni alacaklar. Çünkü buranın sanatçılarının sanatlarını soludukları bir sığınak haline gelmesi için bir görsel sanatlar atölyesi kurulacak. Çoğu mavi sevdalısı olan sanatçılar, bazen kendilerine eski evlerin duvarlarını tuval edinecekler, bazen de şehrin güzelliğini ve mükemmelliğini tuvallere nakşedecekler. Şehrin çekiciliği görsel sanatlarla ilgilenen sanatçıların ötesine geçerek, hem Faslı hem de yabancı karikatür sanatçılarını da kendine çekti. Karikatür sanatçıları yıllık toplantılarını bu sakin şehirde yapmayı tercih ettiler.
Diğer yandan eski şehrin merkezinde bulunan Uta el-Hamam Meydanı’nı ziyaret etmeden Şafşavan’ı gezdim diyemezsiniz. Ulu Camii’ye bakan ağaçların gölgelediği, yerel süslemeli kafe ve restoranlarıyla, turistlerin gözde yerlerinden biri Uta el-Hamam Meydanı. Şehir, bu kafelerden birinde oturup naneli çaylarını yudumlayarak onun güzelliğinin seyrine dalanların kalplerine huzur veriyor. Meydan eskiden tahıl dükkanlarına ev sahipliği yapıyordu. Bununla birlikte Uta el-Hamam Meydanı, her köşesi yokuş olan Şafşavan’daki tek düzlük alan.