Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Filistin Dışişleri Bakanı: Geçici Oslo Anlaşması sona erdi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Filistinli Yetkililer, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın, siyasi ufkun kapatılması ve İsrail’in önceki anlaşmalara uymamasına sert bir tepki vererek, Mescid-i Aksa Krizinin sona ermesine rağmen İsrail ile bütün ilişkileri dondurma kararından vazgeçmediğini ifade etti.

Filistin Kurtuluş Örgütü(FKÖ) İcra Komitesi Üyesi Ahmed Majdalani Şarku’l-Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mesele sadece Mescid-i Aksa’nın kapatılmasıyla ilgili değil. Artık geçici anlaşmaların devam etmesini istemiyoruz” dedi.

Majdalani’nin bahsettiği anlaşma Oslo Anlaşması ki bu anlaşmanın geçici olması ve süresinin, imzalandığı 1998 yılından 5 sene sonra bir Filistin Devletinin kurulmasıyla sona ermesi bekleniyordu.

Oslo Anlaşmasının 242 ve 338 numaralı maddeleri, İsrail Güçlerinin aşamalı olarak Batı Şeria’dan ve Gazze’den çekilmesini, 5 yıl sürecek bir geçiş süreci için Filistin Özerk Yönetimi kurulmasını, daha sonra da bu geçiş sürecinin Bağımsız Filistin Devletinin kurulmasıyla taçlandırılmasını öngörüyordu.

Oslo Anlaşmasında, yıllardır süren İsrail-Filistin çatışmalarına bir son verilmesi, her iki tarafın da diğer tarafın meşru ve siyasi haklarını tanımasıdan geçiyor. Anlaşmanın daha sonraki maddeleri iki tarafın da ortaklaşa olarak diğer alanlara etki eden, askeri emir ve kanunların gözden geçirmesini içeriyor. Fakat anlaşmanın üzerinden 24 sene geçmesine rağmen hiçbir şey gerçekleşmiş değil.

Majdalani, “Şuan yapılması istenen geçici anlaşmaların değerlendirilmesi ve gözden geçirilmesi. Biz de İsrail ile yeni esaslara sahip bir anlaşma yapmak istiyoruz. Yeni esaslara sahip bir anlaşma imzalanana kadar İsrail ile ilişkiler normalleşmeyecek” dedi.

Anlaşmanın güvenlik koordinasyonunu kapsamadığını belirten Majdalani,“İşgalci Güçlerin taşeronu olmayacağız. Bu kabul edilebilir bir şey değil” dedi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, İsrail’in Mescid-i Aksa’da uyguladığı ve çatışmalara sebep olan güvenlik önlemlerinden dolayı geçen ay, İşgalci İsrail Devleti ile tüm ilişkilerin dondurulduğunu açıklamıştı.

Mahmut Abbas 21 Temmuz’da yaptığı açıklamada İsrail’in, genelde Filistin Halkına karşı özelde de Kudüs Şehrinde ve Mescid-i Aksa’da uyguladığı yaptırımları kaldırana kadar ve İsrail’in Kudüs’ün tarihi statüsünü koruyana dek aradaki tüm ilişkilerin askıda kalacağını ifade etti.

Filistin Hükümeti 21 Temmuz’dan beri İsrail ile ilişkileri kesmiş durumda. Bu kesilen ilişkilerden biri de ‘Güvenlik Koordinasyonu’ diye biline güvenlik ilişkileri.

Filistin ile İsrail arasında birçok ilişki çeşidi bulunuyor. Bunları iki başlık altında özetlemek mümkün. Birincisi emniyet ve askeri meselelerle alakalı olan güvenlik ilişkileri. Diğeri de bakanlıklar, ilaç, yolculuk gibi sosyal ilişkiler.

Mahmut Abbas attığı bu adımla ilk defa İsrail ile tüm ilişkileri askıya almış oldu. Bu askıya alınanlar arasında Güvenlik Koordinasyonu da var ki daha önceleri askıya alınması için birçok karar çıkmasına ve bu konunun birçok kez önerilmesine rağmen koordinasyon askıya alınmamıştı. Bu güvenlik koordinasyonunun askıya alınması için sunulan önerilerden en önemlisi 2015 yılının Mart ayında FKÖ’nün Merkez Konseyi tarafından yapılan bir öneri ki bunun bağlayıcı olması bekleniyordu.

Abbas’ın, içinde Güvenlik Koordinasyonunun da olduğu tüm ilişkileri askıya almasının ardından, yurtdışında alternatif aramaya başladı.

Şarku’l-Avsat’ın Filistinli yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Filistin Devlet Başkanı Güvenlik ilişkilerinin yeniden eski haline dönmesi için bazı şartlar koydu. Bu şartlardan bir tanesi de Filistin’deki bütün koşulların 2000 (ikinci intifada) yılından önceki haline dönmesi.

Yerel Kaynaklara göre, koşulların 2000 yılından önceki haline dönmesi, İsrail’in Filistin bölgelerine yaptığı saldırıları durdurması ve İsrail Ordusuna bağlı olan sivil yönetimin feshedilerek sosyal yetkilerinin Filistin otoritesine verilmesini gerektiriyor. Filistin Hükümeti’nin zikredilenlerin yanında anlaşmalarla, Filistin otoritesinin Batı Şeria’da bulunan bazı bölgelerdeki yetkilerinin artırılmasıyla ilgili bazı taleplerinin de olduğunu belirtildi.

Alınan bilgilere göre, Filistin Hükümeti iki sene önce bu meselelerde İsrail ile görüşmeler gerçekleştirerek, onlara bu taleplerin kabul edilmediği takdirde Güvenlik Koordinasyonu’nun askıya alınacağı iletildi. İsraillilerin bu isteklere cevap vermediğini, bunun karşılığında Ramallah ve Eriha’ya yaptığı saldırıları durdurma talebinde bulunarak güvenlik gelişmelerine göre bu çatışmasızlık alanlarını genişletileceğini veya saldırılara devam edeceğini söylediğini ancak Filistinlilerin bunu asla kabul etmediğini söyledi. Majdalani de bu istekleri doğruladı.

ABD Yönetimi ise bölgede yeni bir barış süreci başlatmak için çalışıyor. ABD’li yetkililer geçen ay Filistinli ve İsrailli Yetkililer ile bir toplantı gerçekleştirerek iki tarafın da ne düşündüğü öğrenmek istedi. Ancak Ramallah ve Tel Aviv arasındaki derin görüş farklılıklarından dolayı bu konuda bir gelişme kaydedilemedi.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki yaptığı açıklamada, “Filistin Hükümeti, Uluslararası kararlar uyarınca 1967 sınırları üzerinde ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletinin kurulması için iki devlet çözüm ilkesine göre, bölgede barışı ve istikrarın sağlanmasına yönelik sarf edilen herhangi bir çabanın başarılı olması için her türlü işbirliğine hazır” dedi.

Maliki açıklamasında Filistin Yönetiminin, içinde Kudüs’ün bulunduğu Filistin’de gittikçe yükselen İsrail saldırganlığı sebebiyle, gelecek aşamada uluslararası bir koruma seçeneği üzerinde duracağını belirtti.

ABD’nin girişimlerinin bölgenin barışına önemli bir katkısının olmadığına belirten Maliki “Filistin hükümeti, Filistin devletini tam bir şekilde tanıması için BM’ye başvuracak. Uluslararası toplumdan, bizi tanımasını isteyeceğiz ve diğer ülkelerin de başardığı gibi biz de başarılı olana kadar bu mücadelemize devam edeceğiz” dedi.