Filistinli örgütler, Filistin Merkezi Konseyi’nin aldığı kararlara her ne kadar karşı olsalar da Konsey üyesi Vasıl Ebu Yusuf, kararın bağlayıcı olduğunu ve FKÖ İcra Kurulu tarafından denetleneceğini duyurdu.
Vasıl Ebu Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Yeni bir aşamaya doğru ilerliyoruz. Merkez’in kararları açık ve bağlayıcıdır. Örneğin, ABD’nin Kudüs konusundaki kararına ve barış görüşmelerinde rol almasına karşıdır. Uluslararası mekanizma ve Kongre’yle yeni bir çalışma planı talep etmektedir. Mesele sonuçlandırılmıştır ve bununla ilgili girişimlere başladık. Direniş hakkı ve birliğin gerçekleşmesi, üzerinde tartışma götürmeyecek konulardandır.”
Ebu Yusuf, bazı kararlar için aşamalı olarak ilerlemek gerektiğini belirtti. Bu konuların başında İsrail’in tanınmasının askıya alınması ve ekonomik anlaşmalardan vazgeçilmesi var.
Ulusal Meclis’e bağlı olan Filistin Merkezi Konseyi, aldığı kararların bağlayıcılığı ile en yetkili Filistin yasama organı sayılmaktadır. Meclis, Washington’ın Kudüs kararını ve ABD Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınmasını reddetmiş ve kınamıştı. Doğrudan hedefin özerk yönetimden bağımsız Filistin devletine geçiş olduğunu vurgulamıştı. Konsey yaptığı son açıklamada 1967 sınırları çerçevesinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin ilan edilmesinin hedeflendiğini açıkladı.
Filistin Merkezi Konseyi, Oslo, Kahire ve Washington anlaşmalarının yükümlülüklerinin artık mevcut olmadığını duyurdu. Ayrıca 1967 sınırlarıyla Filistin devleti tanınıncaya ve Doğu Kudüs kararının iptal edilerek yerleşimci politikalara son verilinceye kadar İsrail’in tanınmasını da askıya aldı.
Konsey ayrıca güvenlik koordinasyonunu durdurma ve Paris Ekonomik Anlaşması’nda yer alan bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırarak ulusal ekonominin bağımsızlığını gerçekleştirme kararı da aldı. Bununla ilgili uygulamaların Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Komitesi ve Filistin devleti tarafından başlatılmasını istedi.
“Yüz yılın anlaşmasına hayır”
Ebu Yusuf, farklı görüşlerin tartışıldığı ortamda kararın nasıl alındığına dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bedeli ne olursa olsun Amerikan imparatorluğuna teslim olmama kararı aldık. Şunu söyledik ve söyleyeceğiz; yüz yılın anlaşmasına hayır. Yapılan hiçbir fedakârlık boşa gitmeyecek. Bu mümkün değil. Kudüs’ü boşaltmak ve mültecilerin dönüş hakkının üzerini çizmek istiyorlarsa geriye zaten ne kalır?”
Ebu Yusuf, Konsey’in kararlarının uygulanmasını ertelemek ya da geciktirmek gibi bir niyetlerinin olmadığını söyleyerek tüm kararların derhal uygulanması gereken bağlayıcılığı olduğunu vurguladı. Uygulamaların İcra Komitesi tarafından takip edileceğini kaydetti.
Yapılan yorumlar pratikte yetkili makamların Konsey’in tavsiyelerini gerçekleştirmek için bir plan hazırlaması gerektiği yönünde. Ancak mali ve siyasi maliyet nedeniyle kararların süratle uygulanması mümkün görünmüyor. Bazı tavsiye kararların hemen uygulanmasına karar verilmesi bekleniyor. Yine de Filistin devletinin şekillenmesi, İsrail’in tanınmasının askıya alınması ve ekonomik anlaşmalardan vazgeçilmesi gibi kararlar ertelenecek.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Filistinli üst düzey bir yetkili şu ifadeleri kullandı:
“Bunu kesinlikle tek seferde yapamayız. Zıpladıktan sonra havada asılı kalmamız mümkün değil. Ekonomik anlaşmaların iptali için açık bir plana ihtiyacımız var. Macera istemiyoruz. Planımızı adım adım uygulayacağız.”
Filistinli gruplar tepkili
Filistinliler, güvenlik koordinasyonunu durdurma kararıyla ilgili daha önceki tecrübeden sonra Konsey kararlarının uygulanmasında Filistin liderliğinin ciddiyetini gözlemleyecekler. Zira bu karar alınır alınmaz uygulanamamıştı. Ancak Filistin yönetimi, Konsey’in kararlarını ne ölçüde uygulayacağını belirlemeden öce Filistin örgütleri kararlara karşı olduklarını belirterek çekincelerini dile getirdiler.
Hamas’tan yapılan açıklama Konsey’in aldığı kararların pratiğe dökülmesi ve bunun için gerekli mekanizmaların işletilmesi gerektiği yönünde. Hamas milletvekillerinden Müşir el-Mısri, Konsey’in Filistin kararlarını çaldığını ve onları halkın iradesinden uzak bir yerlere taşıdığını söyledi. Mısri şu ifadeleri kullandı:
“Hamas ve diğer Filistinli örgütler, Konsey’in İsrail’i tanıma kararını derhal geri çekmesini ve Oslo Anlaşması’nı iptal etmesini talep etti. Fakat hiçbir talep yerine getirilmedi.”
İslami Cihad Hareketi’nden Halid el- Batş da Konsey’den daha açık ve güçlü kararlar almasını umut ettiklerini belirtti. Batş açıklamalarının devamında şunları söyledi:
“Konsey’in kararları İsrail’le yapılan güvenlik koordinasyonunu sona erdirmek, Paris Ekonomi Anlaşması’nı iptal etmek ve İsrail’in tanınmasını geri çekmek için gerekli mekanizmaları işletmeye uygun bir dile sahip değil. Konsey’in açıklamalarının sorunu tasfiye yerine kendine yeni bir hami aradığını göstermesi. İstenen şey sabitelerimizin korunmasıdır. Anlaşmanın şartlarının iyileştirilmesi değil. 2005-2011 Kahire Anlaşması uyarınca İsrail’le çatışmanın ve Filistin tarihindeki önemli aşamaların kazanımları doğrultusunda gereklilikler yerine getirmeli.”
FKÖ’ye bağlı en büyük ikinci yapılanma olan Halk Cephesi de Konsey’in kararlarına çekince koydu. Kararları, net şekilde karşı durulmasını gerektiren olumsuzluklarına rağmen “evet – hayır siyasetine geri dönüş” olarak nitelendirdi.
Halk Cephesi, resmi Filistin politikasını eleştirerek düzeltilmesi ve Oslo’dan bu yana takındığı tutumdan kurtarılması için tüm ulusal ve demokratik güçlerle çalışmaların sürmesi gerektiğini belirtti. Demokratik bir mücadele için Konsey’in açıklamasından duyduğu çekinceleri olduğunu duyurdu.
Halk Cephesi ve Demokratik Cephe, metin içeriğine dair fikir birliğine varamadıkları için sonuç metnini oylamaktan kaçındı. Konsey, söz konusu iki örgütün Ulusal Konsey’in Hazırlık Komitesi’nin acilen toplanması önerisini reddetti. Yine Oslo Anlaşması’nı iptal etme üzerinde de anlaşmazlık yaşandı. İsrail’i tanımanın askıya alınması yerine tümüyle geri çekilmesi, ABD’nin barış sürecinden çıkartılması, bunun yerine ilişkilerin nihai olarak koparılması da uzlaşılamayan konular arasındaydı.