Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Filistin meselesi ve iki devletli çözüm | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD Başkanı Donald Trump’ın öne sürdüğü ve şu ana kadar ana hatlarını açıklamadığı Yüzyılın Anlaşması’ndan son dönemde çokça bahsedildi. Fakat Arap ve dünya basını, bölgesel güvenlikle ilgili en büyük sorunları çözmek için söz konusu anlaşmanın Arap-İsrail çatışmasını sonlandırmaya yoğunlaştığını açıkladı. Terörle mücadele etmek, İran’ı nükleer silahlanmadan vazgeçirmek ve bölge ülkelerinin iç meselelrine müdahalesini engellemek bölgesel güvenlikle ilgili temel sorunlardan sadece bazılarıdır.

Yüzyılın Anlaşması, Filistin meselesine ve iki devlet kavramına son veriyor. Bunun yerine Batı Şeria’nın bir bölümünde egemenlik hakkına sahip olmayan eksik bir devlet kurulacak. İşgal güçleri ise İsrail yerleşim birimlerinin bulunduğu Batı Şeria’daki bölgeyi ele geçirecek. Ayrıca İsrail, Kudüs’e ve Batı Şeria’nın geri kalanına hâkim olacak. İsrail aynı zamanda işgal altındaki Doğu Kudüs’ün bazı köylerinden, yani Şufat, Cebel el-Mükebber, el-İseviyye ve Kudüs yerine Filistin devletinin başkenti olacak Ebu Deys’ten çekilecek.

Gazze’yle ilgili ise uzun süreli bir ateşkesin yapılması ve ekonomik ambargonun kaldırılması bekleniyor. Ayrıca burada uluslararası bir liman inşa edilecek, genel hizmetler karşılanacak, iş olanakları sağlanacak ve Gazze’deki iki milyon Filistinlinin durumu iyileştirilecek.

Aynı şekilde Yüzyılın Anlaşması içerisinde Ürdün’le konfederasyon kurmak ve Gazze halkının bir bölümünü Sina’ya yerleştirmek de var. Bunun karşılığında ise Mısır ve Ürdün, ekonomik kalkınma için milyarlarca dolar elde edecek. Şu ana kadar Mısır ve Ürdün’ün söz konusu anlaşmaya yönelik tutumlarını bilmiyoruz. Fakat iki ülke de şu ana kadar Filistin meselesine ve iki devletli çözüme bağlı kalmaya devam ediyor.

Sorun şu ki ABD Başkanı, tüm tarafların kabul edeceği bir çözüme ulaşmak için uzun vadeli bir müzakere mekanizmasına inanmıyor ve yaklaşmıyor. Trump, önceki Demokrat yönetimi eleştirerek seçim kampanyasına başlamıştı. Çünkü önceki ABD yönetimi, çatışmalardaki arabuluculuk ve müzakere yöntemini değiştirmedi. Başkan Trump, şu ana kadar Rusya, Çin ve Kuzey Kore’yle müzakere yapmayı başaramadı. Bu durumda Trump, hassas ve karışık Filistin meselesini nasıl çözecek? Trump’ın tek kaygısı anlaşma yapmaktır. Bu da iş insanı ve politikacı olarak onun deneyim ve karakterine uygun düşüyor. Trump’ın ülkesindeki devlet kurumlarının dürüstlüğüne ve gücüne yönelik şüpheleri var. Bu da Başkan’ın Filistin meselesinin detaylarına girmek istemediği anlamına geliyor.

Trump’ın anlaşması, önerilen çözüm maddelerine yönelik Filistinliler ve İsrailliler arasındaki müzakerelere önem vermediğinden dolayı tehlikelidir. Trump, İsrail, Filistin ve bölgesel taraflara onaylamaları ya da kabul etmemeleri gereken bir anlaşma sundu.

Damadı Jared Kushner ve Jason Greenblatt gibi Trump’ın ekibi ve barış temsilcileri, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaları, ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşımaları ve Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı UNRWA’yı feshetmeye çağırmaları ilginç paradokslardan birkaçıdır.

Yüzyılın Anlaşması kabul edilebilir mi?

Yüzyılın anlaşmasını reddeden yerel, bölgesel ve uluslararası işaretler ve faktörler bulunuyor. Filistin yönetiminin ve halkının anlaşmayı reddetmesi en önemli işaretlerden biri.

Demokrat Parti’ye, sol ve Amerikan liberalizmine tabi olan Yahudiler bile Trump’ın anlaşmasını ve yerleşim politikasını reddederek iki devletli çözüme inanıyor. Demokrat Parti, iki devlet kavramını kabul ettiğine yönelik açık bir tutum sergiliyor. Demokrat Parti, Amerikan Kongresi’nin gelecek ay yapılacak seçimlerinde anlaşmayı engelleyebilecek yeni sandalyeler kazanabilir.

ABD’nin İran’a yönelik güçlü kampanyasına eş zamanlı olarak Filistin-İsrail çatışması çözüme kavuşturulmalıdır. Çünkü Filistin meselesi, İran, Müslüman Kardeşler ve diğer İslami hareketlerin Batı’ya düşmanlıklarını haklı göstermek ve ABD’nin bölgedeki çıkarlarıyla mücadele etmek için kullandıkları en büyük gerekçelerden birisidir.

Ya büyük güçler? ABD yönetimi; Rusya ve Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunu göz önünde bulundurmadan Yüzyılın Anlaşması’nı kabul ettirebilir mi? Zira bu ülkeler, söz konusu anlaşmaya karşı net bir tutum benimsiyor. Şöyle ki Rusya ve AB, Yüzyılın Anlaşması’nı reddediyor. Çünkü anlaşmayı kabul etmek, Rusya ve AB’nin Ortadoğu’daki nüfuzunu azaltacaktır. Örneğin İngiltere’deki İşçi Partisi, Liverpool kentinde düzenlediği son kongresinde İngiliz hükümetini İsrail’e silah satışını durdurmaya çağırdı.

Arapların ve Müslümanların şartlarının yanı sıra bölgesel ve uluslararası konjonktür, Yüzyılın Anlaşması’na uygun değildir. Çünkü anlaşmanın doğasında eşitsizlik ve adaletsizlik var. Yüzyılın Anlaşması, toprakları gasp edilen ve yurtlarından kovulan Filistin halkının hukukunu göz önünde bulundurmuyor.