Filistin yönetimi, Batı Şeria ile İsrail arasında düşünülen demiryolu projesini, Filistin devletinin kurulmasına yönelik bir tehdit olduğunu söyleyerek reddetti.

Hükümet sözcüsü Yusuf Mahmud, “İsrail’in yerleşim yerlerini birbirine bağlayacak olan yeni demiryolları projesi, tehlikeli bir işgal planıdır. Bu plan İsrail’in yürüttüğü acımasız savaşta işgal edilmiş toprakların yağmalanması ve gaspını içermektedir” dedi.

Sözcü konuşmasına şöyle devam etti: “Aynı zamanda bu plan, sözde İsrail egemenliğini empoze etme girişimidir. İsrail böylelikle yerleşimcileri topraklarımızda kalıcı kılmak ve oraları diğer bölgelerden ayırarak ülke topraklarını bölmek istemektedir. Ve 1967 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletimizi kurmamızın engellenmesi anlamına gelmektedir.”

İsrail Ulaştırma Bakanı Yisrael Katz, 2025 yılında bitirilmesi planlanan bu projenin varlığını doğrulamıştı. İsrail bu projenin ilk adımında kuzeydeki Re’sil Ayn’dan başlayarak “Bitah Tekfa” dan geçen ve Batı Şeria’nın kuzeyindeki Eril yerleşim bölgesine oradan da diğer yerleşim bölgelerine ulaşan bir hat planlanıyor. Katz, bu projeyle ulaşımdaki sıkışıklığın hafifletileceğini söylüyor.

Filistin hükümeti ise bu projenin geçmeyeceğine söz verdi. Mahmud, “Filistin halkı asla geri adım atmayacak ve projeyi uygulatmayacak” dedi.

Mahmud, uyarılarını şöyle sürdürdü: “ Bu sömürge planları gerginliği arttırır ve uluslararası toplumun canlandırmaya çalıştığı barış süreci imkanının önüne set çeker. Filistin tarafı, hiçbir Filistinli’nin ve dünyada onur sahibi kimsenin desteklemeyeceği ABD politikalarının uluslararası gözetimi kalktıktan sonra barış sürecinin devam etmesinden yana.

Mahmud, uluslararası toplumdan sorumluluklarını yerine getirerek aldığı kararları ve planları uygulamak için hızlı bir şekilde olaylara müdahil olmasını istedi ve “bu müdahale ülkemizin ve bölgenin çöküşünü önlemek için yapılmalıdır” dedi.

Filistinli yetkili İsrail’in bu projesinin, Batı Şeria’da büyük yerleşim yerlerini kalıcı hale getirmek amacıyla yapılacak demiryolu ve sokaklarla topraklarımıza el koyma projesi olduğunu vurguladı.

FKÖ’ye bağlı “Toprakların Savunulması ve Yerleşimciliğe Direniş” bürosundan yayınlanan raporda, İsrail’in işgalci politikaları geliştirmek üzere meclis üyelerinin 54 karşı oya rağmen 62 oy çokluğuyla 2019 bütçesini onayladığını açıkladı.

Böylelikle gelecek yılın bütçesi, bir önceki yılın bütçesine göre % 2.6 artışla yaklaşık 480 milyar şekel (137 milyar dolar) oldu. Rapora göre bütçe harcama kalemlerine bakıldığında güvenliğe ayrılan bütçe 76 milyar şekele ulaşan bütçeyle birinci sırada yer alıyor. Ordu ve iç güvenlik için dağıtılan bu miktar geçen yılların bütçesine benziyor. Bu da saldırının teşvik edilmesi ve sömürünün derinleştirilmesine hizmet ediyor. İsrail ordusuna tanınan bu imkanlarla İsrail sömürgeciliğini derinleştirip Filistin halkının haklarını yok ediyor.

İsrail meclisindeki Araplar ise ortak açıklamalarında bu bütçenin işgale ve yerleşimciliğe ayrıldığını, Arap vatandaşlara karşı önyargı ve ayrımcılığı derinleştirdiğini ve sosyal, sağlık vb. alanlarda adaletin gözetilmediğini gösterdiği vurgulandı.

Yapılan açıklamada aslan payını orduya, yerleşimciliğe ve savaş hazırlığına ayıran bu bütçenin aşırı hükümet politikalarını ortaya çıkardığı, zenginlere hizmet edip savunmasız grupları ise ezdiği ifade edildi.
Bilindiği gibi yerleşimcilik ve işgal için yapılan güvenlik harcamaları yalnızca Savunma Bakanlığı bütçesinden değil diğer bakanlıklardan da gelmektedir. İç Güvenlik Bakanlığı’nın bütçesi 17.7 milyar şekele ulaşmış durumda.

Devlet bütçesi pek çok alanda yerleşimcilerin memnuniyetini gözetiyor. Örneğin Batı Şeria’da pek çok yerleşimci iletişimde şebeke ağlarının yetersizliğinden şikayet edince bu sorunun iyileştirilmesi için bütçe ayrıldı. İsrailli “Kol Hay” internet sitesi de gerekli alt yapı ve ek antenlerin kurulması için bütçe ayrıldığını açıkladı.

İnternet sitesi bütçede yerleşimcilerin yararına yeni yolların yapılması içinde pay ayrıldığını söyledi. Likud Partisi üyelerinden Mickey Zohar bütçedeki bu düzenlemelerin sonuçlarının yakında ortaya çıkacağını belirterek “Yeşil Hatta yaşayan yerleşimcilerle İsrailliler arasında fark görmüyoruz” dedi.

İsrail hükümeti ve meclisin pek çok kararla eş zamanlı olarak aldığı bu kararın yerleşimcin İsrail’e katılmasını sağlamak amaçlı olduğu belirtiliyor.