Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Filistin yönetimi, Rusya’yı ABD arabuluculuğuna alternatif görüyor! | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri ve Müzakere İşleri Daire Başkanı Saib Ureykat, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a sunulan siyasi bir raporda ABD’nin beklenen anlaşmasının niteliğine dair açıklamalarda bulundu. Şarku’l Avsat ise anlaşmaya ilişkin gelecek aşamalara dair Filistin yol haritasını kapsayan bu rapora ulaştı.

Ureykat, geçtiğimiz Aralık ayında ABD Başkanı Trump’ın “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma” kararının, Ortadoğu’daki bir barış sürecinde yeni ABD döneminin başlangıcı olduğunu söyledi ve bu dönemin “dikteler aşaması” olarak isimlendirilebileceğini vurguladı. Bu durumun, barış isteyen herkesin ABD diktatörlüğünü kabul etmesi gerçeğine dayalı olduğunu belirten Ureykat, buna karşı gelenlerin hepsinin, terörist ve radikalizm yanlısı güçler olarak görüldüğünü ifade etti.

Ureykataçıklamasında, “Başkan Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ederek, yeni ABD aşamasını ortaya koymaya başladı. Bu aşama, Filistinlilere ve Araplara bir çözüm getirme ve İsrail hükümetinin diktelerini nihai bir statüde kademeli olarak dayatma durumlarını içerecektir” dedi.

Trump’a tarihi anlaşmanın özelliklerini belirlemek üzere herhangi bir fırsat verilmemesi çağrısı yapan Ureykat, bu fırsatın verilmesi halinde Trump’ın Kudüs kararının ve yeni ABD politikasının kabul edilmiş olacağını sözlerine ekledi.

Ureykat, Trump anlaşmasının, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma, ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma temeline dayalı olduğunu ve Trump’ın Kudüs sorununu bu şekilde sonlandırmaya çalıştığını belirtti.

Ureykat, Trump yönetiminin, Filistin Devleti’nin başkentini 1967 yılındaki Kudüs mahallelerinden belirleyeceğini, iki ila üç ay içerisinde Filistinlilere ait yerleşim yerlerinin ilhakı için onay vereceğini ifade etti. Öyle ki bu yerleşim birimlerine dair İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yüzde 15 önerisinde bulunurken, Trump ise Aralık ayı sonunda Likud Partisi’yle de yüzde 10 üzerinde karar kıldı.

Ureykatsözlerini şöyle sürdürdü; “Başkan Trump yönetimi, bundan sonra ‘barış çerçevesinde’ İsrail ve Filistin için ikili, bölgesel ve uluslararası güvenlik işbirliği ile silahsızlandırılmış bir Filistin Devleti’ni kapsayan ve Ürdün, Mısır ve ABD’nin katılımını içerecek ortak bir güvenlik kavramı ilan edecek. Kapı diğer ülkelere de açık olacak. İki ülkenin korunması için İsrail, işgal güçlerini geri çekecek, ancak acil durumlarla ilgili elinde en güçlü güvenlik yetkilerini barındıracak. C bölgesinin yanı sıra A ve B bölgeleri dışında kademeli olarak konuşlanacak. Filistin Devleti de bu sınırlarda kurulacak” dedi.

Ureykat, ABD’nin yeni planı kapsamında, “dünyadaki ülkelerin Yahudi halkını temsil eden bir İsrail Devleti’ni tanıması, ancak Filistin uluslu bir Filistin Devleti kurulmasını kabul etmemesi” ilkesinin bulunmasını istediğini belirtti.

İsrail kontrolünde olacak

ABD’nin uygulamak istediği plan içeriğiyle ilgili olarak Ureykat ayrıca, Aşdot ve Hayfa limanlarının ve Ben Gurion Havalimanı’nın bir parçasının Filistin’e verileceği ancak güvenlik kontrolünün İsrail tarafından sağlanacağını vurguladı. Batı Şeria ve Gazze Şeridi arasında İsrail egemenliği altında bir güvenli geçiş kurulacağını söyleyen Ureykat, karasuları, hava sahası ve elektromanyetizma dalgalarının Filistin Devleti’nin ihtiyaçlarına kısıtlama getirmeksizin İsrail kontrolünde olacağını söyledi. Bu bağlamda plan, Filistin Devleti aracılığıyla mülteci sorununa adil bir çözüm getirmeyi de içeriyor.

Ureykat, tüm bu durumların yanı sıra nihai sınırlar ve kalıcı statü konusunun ABD Başkanı Trump tarafından Filistin’e empoze edilmeye çalışılan barış anlaşmasının şartlarını oluşturacağına dikkat çekti.

Gelecek aşamalara yönelik plan ve senaryolar geliştirmek üzere Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından kurulan siyasi komiteye başkanlık eden Ureykat, ABD standartlarına göre iki sistemli tek devlet anlamına gelen bir statüko muhafaza edileceğini kaydetti. Ureykat, Filistin- ABD ilişkilerini Trump döneminde onarmayı reddederken, bunun ‘Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma’ kararının reddedilmesi ve FKÖ’nün terör listesinden çıkarılmasıyla mümkün olabileceğini belirtti. Trump yönetiminin bu iki durumdan birini kabul etmeyeceğini, bu nedenle barış sürecinin herhangi bir aşamasına arabulucu konumunla olamayacağını kaydetti.

Ureykat’ın sunduğu rapor, Merkez Konseyi’nin, FKÖ Yürütme Kurulu’ndan, İsrail’i tanıma konusunu askıya almasını istediği zamanda geldi.

Bu bağlamda Ureykat, Konsey’in kararının uygulanması için Yürütme Kurulu’na çağrıda bulunurken, Merkez Konseyi’nin kararlarının daimi olarak takip edilmesini istedi.

Filistinliler Rusya ve Çin’e güveniyor

Ureykat’ın bu açıklamaları, gelecek dönemlere ilişkin Filistinli hareketler açısından tam bir izlenim uyandırıyor. Ancak Filistinliler, İran nükleer anlaşmasını imzalayan 5+1 mekanizmasına benzer bir şekilde ABD rolüne alternatif bir mekanizma bulma eğilimi içerisinde. Filistinliler, bu rolü üstlenebilmeleri hususunda Avrupa Birliği (AB), Rusya, ve Çin gibi güçlü ve dengeli ülkelere güveniyor. Bu bağlamda Filistin halkı, şuan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında toplantı düzenlenmesi hususunda Rusya’dan arabulucu olmasını talep ediyor.

Lavrov: Görüşme teklifimiz hala masada

Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Cuma günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın, Mahmud Abbas ve Netanyahu arasında bir görüşme düzenlenmesine ilişkin önerisinin ön koşulsuz bir şekilde hala masada olduğunu belirtti. Lavrov, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a ön koşulsuz bir şekilde Moskova’da toplantı önerisinde bulunmuştuk. Bu öneri hala geçerliliğini koruyor. Anladığım kadarıyla, Filistin Devlet Başkanı böyle bir toplantı için hazır. Yakında Filistin ve İsrail liderleriyle temaslarda bulunacağız. Bu zorlu durumdan kurtulmak için mevcut fırsatları dinleyeceğiz” dedi.

Gözler Şubat ayına çevrildi

Abbas’ın “yeni bir barış vizyonu” olasılığını görüşmek üzere Şubat ayında Moskova’ya gelmesi bekleniyor. Bu bağlamda Filistinli kaynaklar tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamalara göre, Moskova’da uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesi veya eski müzakere yöntemine alternatif (5+2), (7+2)’ye dayalı bir uluslararası mekanizma bulunması da dahil Rusya’nın önerileri ele alınacak.