Filistin Yönetimi, “Filistin toprakları üzerinde İsrailli yerleşimcilere egemenlik hakkı verilmesine sessiz kalamayız” açıklaması yaparak, işgalci İsrail yönetiminin el-Halil kentindeki Yahudi yerleşimcilerin kendilerine Filistin yönetimine bağlı belediyeden ayrı bir belediye meclisinin oluşturulması kararına karşı çıktı.
Filistin Kurtuluş Hareketi Genel Sekreteri Saib Ureykat, başını, ABD, AB, Rusya ve BM’nin çektiği uluslararası toplumdan İsrail’in el-Halil kentindeki Yahudi yerleşimciler için bir belediye oluşturulması yönünde aldığı ırkçı karardan geri adım atması için, derhal harekete geçmeye ve bu konuda somut adımlar atmaya çağırdı.
Ureykat yasadışı yerleşimin ve işgalci İsrail ile Yahudi yerleşimcilerin sistematik bir şekilde ve devamlı olarak Filistin halkının haklarını ve uluslararası kanunları ihlal etmesinin durdurulmasını istedi. İsrail’in kararı için, “Büyük İsrail projesini uygulamak ve yasadışı yerleşim birimlerinin sınırlarını fiilen çizerek Filistin’e ait bölgeleri İsrail’e katmak, onları tanımak ve işgal edilmiş Filistin toprakları üzerine egemen kılmak anlamına geliyor ve bu uluslararası hukuk ve kurallar ile BM’nin 2334 sayılı kararını açık bir şekilde ihlal etmektir. Uluslararası toplum, çift sistemli tek devleti kurma planını sürdürmeleri için İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve hükümetine daha fazla süre ve dokunulmazlık sunma konusunda müsamaha gösterdi. Bu sistemin Güney Afrika’daki diğer bir örneği yaklaşık çeyrek asır önce çökmüştü” dedi. Ureykat, bu sistemin İsrail tarafından Filistin topraklarında yaşatma çabasına karşı ciddi bir mücadele verme zamanı geldi. Bu mücadele, işgalin bitirilmesi için ciddi bir çalışma yaparak ve başkenti Kudüs olan 1967 sınırlarındaki bir Filistin devleti kurarak verilecek dedi.
İsrail, geçtiğimiz hafta sonunda, el-Halil kentinin ortasında bulunan Yahudi yerleşim bloklarına, Filistin makamlarından bağımsız olarak belediye işlerini yönetme yetkisini vermişti.
İsrail Ordu Sözcüsü, yaptığı açıklamada, ordu komutanının, günlük işlerini yasal statüye sahip olmayan yerel bir idareyi temsil eden bir konsey aracılığıyla yürüten Yahudi yerleşim bloklarını güçlendirme emrini verdiğini belirtti. İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman, bu karar için, “el-Halil’deki Yahudi toplumunu güçlendirmek” ifadelerini kullandı.
El-Halil kentindeki 200 bin Filistinli’nin arasında, İsrail tarafından sömürülen mahallelerde 800 Yahudi yerleşimci yaşıyor. Bu yerleşim bölgeleri, el-Halil’deki ekonomi başkentinin kalbi olarak tanımlanan ve çoğu halkının göçmesinden sonra hayalet şehre dönen Eski Şehir bölgesini işgal eden, Siyonist İsrail ordusuna bağlı Givati tugayının bin askeri tarafından korunuyor. Bölgeden göçmeyip evlerinde kalan Filistinliler ise, bölgeden ayrılmaları için işgalci İsrail tarafından sürekli olarak saldırıya maruz kalıyorlar.
İsrail “Barış Şimdi” Hareketi, meselenin prosedürle alâkası olmadığını, ancak Yahudi yerleşimcileri resmi statüye kavuşturmakla İsrail hükümetinin kentte ırkçı bir düzen başlattığını söyledi. Barış Şimdi Hareketi, bu adım kanuna aykırı tutumlarda bulunan çoğu aşırılıkçı yerleşimciyi tebdil etme siyasetinin de başka bir örneğidir diye ekledi.
El-Halil’in kalbindeki yerleşimciler kenti benzersiz bir biçimde diğer Filistin şehirlerinden ayırıyorlar. H1 kısmı Filistin’e bağlı ve her zaman İsrail saldırılarına maruz kalıyor. Buna karşın H2 kısmıysa İsrail hükümetine bağlı olmasına rağmen, hâlen idari olarak ise Filistin’e bağlı durumda. el-Halil valisi Kamil Hamit, işgalci İsrail hükümetinin yerleşimcilere, şehrin idari işlerini verme kararı, 1967 yılından bu yana olan en tehlikeli karardır dedi. Bu kararın Filistin ile bağları koparmak ve İsrail egemenliğini dayatmak için bir hazırlık olduğunu ekleyen Hamit, bu karar kargaşaya, karmaşaya ve ülkenin tüm illerinde sistemi ve istikrarı tehdide yol açar dedi.
Filistin’deki gruplar da İsrail’in bu yeni kararını kınadı.
Fetih Hareketi sözcüsü ve devrimci konseyi üyesi Üsame el-Kavasimi, dün bu tehlikeli icrayı durdurmak için resmi, toplumsal, hukuki ve diplomatik seviyelerde derhal ve acil eylemin gerekliliği ve kaçınılmazlığıyla ilgili talepte bulundu. Bu icra, el-Halil şehrine, sakinlerine, tarihine, kültürel, dini ve sosyal mirasına uygulanacak gerçek bir felaket habercisidir dedi. BM’den uluslararası kanunlara ve yapılan anlaşmalara uymayan bu yıkıcı ırkçı faaliyetleri hemen engellemesini talep etti.
Hamas Hareketi’nin sözcüsü Abdüllatif el-Kanu ise, kararın bütün uluslararası kanunlar ve BM kararlarına ters olduğunu, ayrıca ırkçılık siyaseti güden işgalci hükümetin aşırılığını yansıttığını söyledi.
İsrail’in bu adımı, İsrail-Filistin arasındaki yerleşim birliği konusundaki ısrarlı bir tartışmanın tam da ortasında meydana geldi. Filistin başbakanlığı, birkaç gün önce İsrail başbakanı Benyamin Netenyahu’nun, Batı Şeria’dan hiçbir yerleşimci ayrılmayacak dediği açıklamalarına cevaben, bütün İsrail yerleşimcileri ayrılacak diyerek karşılık verdi.
İsrail’in yerleşimi artırma kararları bağlamında, İsrail hükümeti dün, Nablus’un güneyindeki yeni bir yerleşim alanına bütçe ayırdı ve çalışmalara başlanmasını onayladı.
İsrail Hükümeti, Nablus’un yakınındaki Amichai (Amihay) ismini taşıyacak yeni yerleşim biriminin inşası için, 55 milyon Şekel (1 dolar: 3.58 şekel) ayırdı. Bu birimse, geçtiğimiz şubat ayında Ramallah’ın kuzeyindeki Amune merkezinden çıkarılan yerleşimciler için…
Karar, yerleşim merkezlerinden çıkarılan yerleşimcilerin, yeni merkezlere yerleştirilene kadar otel paralarını finanse etmeyi de içeriyor.
İsrail ordusu Amune’yi, Yüksek Mahkeme’nin, yerleşimcilerin evlerinin Filistinliler’in özel mülkünde olduğuna ve buraların boşaltılmasına karar vermesi sonrasında boşaltmıştı. Netanyahu ise o zaman, yerleşimcileri başka yerlere yerleştirmeyi vaat etmişti. Ek teşvik olması adına, Netanyahu dün, “İsrail yıllık gelişme projesi” adı altında, Batı Şeria’daki yerleşimciler arasındaki yolların açılıp, asfaltlanacağını söyledi.