Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Filistinli Jekyll ve Hyde oyunu | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Görünen o ki Londra’nın dayanılmaz kavurucu sıcağı, mümkün olan herhangi bir şekilde kalplerin öfkesini dışa vurma imkânı tanıdı. Geçtiğimiz Pazar günü iliklerine kadar İngiliz komşum Lynda, birlikte olduğumuz hafif bir öğle yemeği esnasında Daily Mail gazetesine göz gezdirmeye başladı. Muhafazakâr sağ duruşundan ötürü Daily Mail, onun en sevdiği gazete. Gazetenin Amerikalı rock şarkıcısı Chrissie Hynde’in 66 yaşından sonra hayatında meydana gelen değişimden bahseden kapak konusu ilgimi çekti. Bir şey ile uğraşırken Jekyll ve Hyde karakterleri gibi keşfedilecek olana nasıl da daha meraklı ve korkusuz yaklaşır olduğundan bahsediyordu. Lynda’nın dikkati kapağa yöneldi ve sordu: Acaba her yaratılanın içinde Jekyll ve Hyde’dan bir şey taşıyor olması mümkün mü? Cevabını vermekte de atik davrandı: Elbette!

Eğer kastedilen tam olarak (ilk baskısı 1886 yılında Londra’da yapılan) Dr. Jekyll ve Mr. Hyde romanının yazarı İskoçyalı Robert Louis Stevenson’ın istediği şeyse cevabın doğru olması uzak bir ihtimal değil. Biraz bahsedelim: Bu, her insanın içerisinde yer alan iyi ve kötü eğilimler arasındaki çatışma. Bu anlayışa göre her insanın fıtraten iyi olduğunu ve toplumda saygın bir yer tuttuğunu varsaymak doğru olabilir. Sonra herhangi bir noktada ve belki de hayatının belirli bir aşaması boyunca düzgün bir insana yakışmayacak ahmakça şeyler yapmayı dayatan kötücül duygularla mücadele edecek.

Bu çatışma, uygunsuz tarafı ikna etmeye çalışırken Dr. Jekyll ve böyle bir durumdan muzdarip Mr. Hyde’ın ruhuna bürünmeye varırsa normal olmaktan çıkıyor. Ancak korkunç tehlike, kötü Mr. Hyde’ın Dr. Jekyll’ın davranışlarına karşı azgın bir ‘ben’e dönüşmesiyle beliriyor. Birçok insanın gözündeki iyi adam imajını etkilemeksizin hem de.

Acaba bu korkunç tutarsızlık, toplumun çeşitli düzeylerinde karar alma sorumluluğunu üstlenen büyük siyasetçilerin eylemlerinde de gerçekleşiyor mu? Cevap oldukça basit: Evet, yeryüzünün farklı toplumlarında, milletlerin değişik dönemlerinde böylesi şeylere rastlanıyor. Milletlerin asırlar boyunca tutulan kayıtlarında bunu doğrulayacak pek çok delil var. Bu deliller diyor ki; halklar arasında on yıllardır ağır bedeller ödeyenler var. İnsanlara iyi olduğundan başka bir şey düşündürmeyen ve bir lider postunun ardına gizlenen azgın Mr. Hyde’ın farkı, sonunda egemenlik kurarak kendi halkının topraklarında ötekilerden önce bozgunculuk çıkarmasıydı. O kadar ki ekili alanlar mahvoldu; hayvanlar kurudu. Pişmanlıktan parmak ısırmak artık fayda vermedi.

Egemenlik sahibi bağımsız devletlerde böyle bir durumun varlık sebeplerini anlamak kolaysa da Filistin siyasetçilerinin çoğunun 1948 felâketi öncesi ve sonrasında Jekyll ve Hyde oyununu oynamasını nasıl anlamlandırabiliriz? İster bizzat Filistinlilerle ister Arap komşular ve İslamcı uzantılarıyla isterse de uluslararası düzeyde; fark etmez. Bazıları, bunun bir örneğinin olup olmadığını sorgulayabilir. Aslına bakılırsa örneği çok. Siyasi ve askeri manada Filistin varlığının doğuşunun ve çeşitli Arap toplumlarında rastlanan devlet içinde devlet olgusuna benzer gelişiminin ayrıntılarına ve Jekyll ve Hyde oyununu oynamaya alıştığında bu varlığın başına gelen felâketlere aşina olan bay ve bayan okuyucular bunu kavrayabilir.

Bu bağlamda internet dünyasına girilmesinden bu yana baş gösteren yeni ama yükselişe geçen bir tehlike mevcut. Şöyle ki elektronik bildiriler, Filistin davası, halk ve trajediyi Körfez ülkeleri başta olmak üzere belirli Arap ülkelerine karşı uygunsuz ve küfürlü sözler yöneltmek için perde olarak kullanıyor. Yüreğinde Filistin sevdasını taşıyan, toprağının her zerresine âşık ve ondan başkasına bağlı olmadığına zerre şüphe olmayan bir Filistinlinin, böylesi bir iş işlemesi imkânsız gibi bir şeydir. Nitekim böyle bir davranış, siyasiler değil Filistinli bir insanı Arap kardeşleri ile olan ilişkilerinde Jekyll ve Hyde oyununu oynar bir imajın içerisine sokar. Ben de tüm akranlarım gibi tüm Araplar için Filistin davası ve halkından daha değerli bir şeyin olmadığı bir zamanı yaşadım. İşte, birçok Arap’ı bu davadan ve halkından iğrendiren bir zaman da geldi. Zira bu halkın bir kısmı, burunlarını ahlaksız ve edepsiz bir şekilde başka Arapların işlerine soktular. Diğerlerinin işi bitirip sırt dönmesinde şaşılacak bir şey yok. Yazın kavurucu sıcağına rağmen vicdanların uyanmasını ve birtakım Filistinlinin, Arap kardeşlerine karşı Jekyll ve Hyde oyunu oynamaktan el çekmesini temenni etmekten başka geriye bir şey kalmıyor.