Ankara: Said Abdurrezzak

Türk lirası dolar karşısında değer kaybetmeye devam ederken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’de siyasi müdahalenin para politikasına ilişkin riski artırdığını belirtti.

Fitch tarafından dün yayınlanan raporda, başkanlık sistemine geçilerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkilerini güçlendirmesi beklenen 24 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikası bağımsızlığında yaşanacak bir aşınmanın, ‘ülkenin kredi profili üzerinde daha fazla baskı yaratacağı’ uyarısı yapıldı.

Rapor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın para politikaları konusunda yaptığı açıklamaların 24 Haziran seçimleri sonrasında ekonomik kararlar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırması ve politika öngörülebilirliğinin baskı altına girmesi olasılığını gündeme getirdiği değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta İngiltere’ye yaptığı ziyaret sırasında Bloomberg TV’ye verdiği röportajda “Tabii ki TCMB bağımsızlığı söz konusudur. Ama TCMB bağımsızlığının gereği ile kalkıp, herhalde yürütmenin başı olan bir başkanın burada vermiş olduğu sinyalleri bir kenara koyacak hali yok” ifadelerini kullanmıştı. Fitch, bu açıklamanın sadece para politikası için değil tüm ekonomi politikası için geçerli olma ihtimali taşıdığı değerlendirmesini yaptı.

Son 8 yılın en sert düşüşü

Türkiye, yükselen enflasyon ve cari açıkla birlikte bir ekonomik krizden geçiyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın para politikasına müdahalesi ve ‘tüm kötülüklerin’ ve yüksek enflasyonunun nedeni olarak nitelendirdiği faiz oranlarını düşürme talebini sık sık dile getirmesi, Türk lirasının değer kaybetmesine yol açtı.

Türk lirası, dünkü işlemlerde dolar karşısında sert bir şekilde düşmeye devam ederken, dolar bazında yaklaşık yüzde 3’lük bir değer kaybetti. Türk lirası, yılbaşından bu yana ve son 8 yılın en sert düşüşünü yaşarken, 1 dolar 4,62 liraya ulaştı.

Yatırımcıların, TCMB’nin Nisan ayında yüzde 11’e ulaşan ve uzun vadede zararların daha fazla belirgin olan enflasyon oranını düşürebileceğine dair endişe duydukları bir dönemde küresel piyasalarda Türk tahvilleri önceki gün değer kaybetti.

Denizbank BAE’ye satıldı

Öte yandan Rusya’nın en büyük ve köklü bankası olan Sberbank, yüzde 99,85 hissesine sahip olduğu Denizbank’ı 14,6 milyar lira karşılığında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) en büyük bankası Emirates NBD’ye sattı.

Satışın, Türk makamlarınca onaylanmasının ardından yıl sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. 1938 yılında kurulan ve Türkiye’nin en büyük beşinci özel bankası olan Denizbank’ın toplam aktif büyüklüğü 169,4 milyar TL (yaklaşık 37,6 milyar dolar). Bankanın 708’i Türkiye’de olmak üzere 751 şubesi bulunuyor. Geriye kalan şubeleri ise, Avusturya, Almanya, Bahreyn, Rusya ve Kıbrıs’ta yer alıyor.

Banka 31 Mart 2006 itibariyle 11,8 milyon kişiye kredi verdi. Banka tarafından verilen kredi hacmi yaklaşık 119 milyar TL’ye (26,4 milyar dolar), mevduat hacmi ise 115,7 milyar TL’ye (25,7 milyar dolar) ulaştı.

Söz konusu satış, Rusya’nın en büyük kredi sağlayıcısı konumundaki Sberbank’ın, iç pazara odaklanmak için ülke dışındaki faaliyetlerine son verme stratejisinin bir parçası olarak gerçekleşti. Emirates NBD ise satış sayesinde faaliyet alanını çeşitlendirmeyi ve Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’de lider bir banka konumuna yükselmeyi amaçlıyor.

Satışın ardından Sberbank’ın Moskova’daki hisselerinde herhangi bir değişiklik olmazken, Emirates NBD hisseleri Dubai’de erken saatlerde gerçekleşen işlemlerde yüzde 7’lik bir değer kazandı.