Fransa İçişleri Bakanı Gerard Collom’un Cezayirli yetkililere, Fransa’ya sığınma talep eden Cezayirlilerin sayısının fazla olmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Collom’un tartışmalı konuları ele aldığı 2 günlük Cezayir ziyareti dün gece sona erdi. Collom, ziyareti sırasında sayısı yıldan yıla artan Cezayirlilerin sığınma talebini gündeme getirdi.
Collom, Cezayir’deki Fransız konsolosların her yıl binlerce vize verdiğini ve bunun yıllar geçtikçe daha da artığını söyleyerek, Cezayir hükümetine yakın zamanda bu konuyu tartışmak amacıyla toplantı düzenlenmesi için çağrıda bulundu.
Resmi istatistiklere göre, 2016 ve 2017 yıllarında Fransa’dan sığınma talebinde bulunan mültecilerin sayısı, ülkelerine göre yapılan sıralamada Cezayir ilk 10 ülke arasında yer aldı. Sığınma talep edenlerin başında ise muhalif siyasiler ile ailelerinden şiddet gören kadınlar yer alıyor. Geçtiğimiz yıl iltica başvurusunda bulunan 2 bin 500 kişinin çoğunun başvurusu Fransız hükümeti tarafından reddedildi.
Barış Hareketi Partisi (MSP) Başkanı Abderrazak Makri, Fransa İçişleri Bakanı Gerard Collom’un ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, Cezayir’deki Fransız lobisi, batılı ülkelerdeki Fransız lobisi gibi oldu. Her hırslı kişi ondan korkar. Her satıcı güç, para ve zaferi tatmak için ona tamah eder. Ne yazık ki, direniş cephesi Fransız partisinin karşısında düştü” diyerek Fransa’nın çıkarlarını ve savunucularını işaret etti.
Mukri, “Bu direniş Kurtuluş Cephesinde, devlet içinde ve toplumda finansal refah için düştü. Finansal refah kalkınmayı, refahı ve gelişmeyi sağlamak için kullanılmalıdır. Fakat bunu pay almak için yapıyorlar. Halkın büyükleri ve küçüklerinin payı gerçek gelişmeyle ilgisi olmayan finansal ve ekonomik lobileri oluşturmak için kullanıldı. Fakat hakimiyetin rolü ve hükmedenlerin korunması çoğunlukla Fransa’nın çıkarlarını korumak için gerçekleşiyor. Bir gün bir yetkili bana Fransa’nın Cezayir’i tamamen ele geçirdiğini, onlardan sadece diğer uluslararası ittifaklarla ayrılabileceğimizi ve kendimizi onlardan koruyacak gücümüz olmadığını söyledi. O gün ona inanmadım devrimin kokusu hala devletin üzerinde. Belki de olaylara yüzeysel baktı. Belki de adamın farklı hesapları var ve bu uğurda beni kullanmak istedi. Ancak Cezayir yönetiminin, daha önce benzeri görülmemiş, dili Fransızca olan ve Fransa’nın ekonomik, politik ve kültürel üstünlüğünün bulunduğu bir toplantı ile müdahale ettiği bu görüşmeyi gördüğümde, kendi kendime bu adamın boşa konuşmadığını düşündüm” diye konuştu.
Cezayir başkentinde Perşembe günü düzenlenen toplantıda Cezayirli valiler ve Fransız idari bölgelerinin valileri ‘yerel yönetimin örgütlenmesini’ ele almışlardı.