Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Fransa eski Başbakanı Villepin’den Cezayir ve Fas arasında ‘uzlaşı’ çağrısı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Fransa’nın önceki Başbakanı Dominique De Villepin’in ‘üçlü uzlaşı’ çağrısının ardından, Cezayir’de büyük bir tartışma başladı. De Villepin ilk olarak Fransa’da yaşayan ve halen hayatta olan sömürgeci işbirlikçisini Cezayirlilerle uzlaşıya çağırdı. İkinci çağrıda Fransa ile sömürgecilik günlerinden kalan hüzün ve acılarla dolu ortak geçmişi unutulmasını isteyen De Villepin, üçüncü çağrıda iki büyük Kuzey Afrika Arap ülkesi olan Cezayir ile Fas arasında bölge halkları için bir araya gelmeleri talebinde bulundu.

Fransa eski Başbakanı, söz konusu açıklamaları 19. ve 20. yüzyıllarda Afrika’da Fransız sömürgeciliği, Arap-İsrail çatışması, Suriye, Irak ve Libya’daki savaşı kaleme aldığı ‘Sessiz Uzlaşı’ adlı kitabı hakkında, Cezayir’deki Fransız Büyükelçiliği’nde gazeteciler ve aydınlar ile bir araya geldiği oturumdaki konuşmasında yaptı. De Villepin, ‘Cezayir’in uzlaşı çağrısında bulunmasını ve sesini yükseltmesini’ istedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac döneminde (1995-2007) başbakanlık yapan De Villepin, kitabının tanıtımı için gittiği Cezayir’den bugün ayrılacak. Her ne kadar artık ülkesi Fransız hükümetinde görevli olmasa da eski Fransız Başbakan, Sanayi ve Madenler Bakanı Yusuf Yusufi ve Cezayir Merkez Bankası Başkanı Muhammed Lukal gibi önemli isimler tarafından karşılandı.

Cezayirliler, sömürgecilik işbirlikçileri ‘Harki’ (Fransızların yanında Cezayir’e karşı savaşmış Cezayirliler) sayfasının kapatılmasına dair çağrılar konusunda oldukça hassas.

Cezayir daha önce pek çok kez Fransa’ya 130 yıl boyunca sürdürdüğü sömürgecilik için özür dilemesi ve sömürgecilik sebebiyle ölen milyonlarca insan, hayvan ve tahrip edilen doğaya verilen zararın karşılığı olarak tazminat ödemesi çağrılarında bulunuldu.

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 2007 yılında Cezayir Lideri Abdülaziz Buteflika’ya, Fransa’nın adaletsiz sömürge rejiminin yarattığı acıyı hafifletmeye büyük önem verdiğini dile getirdi.

Harki dosyasının ülkeler tarafından paylaşılan acı verici geçmişin en önemli bölümlerinden biri olduğu düşünülüyor. Aynı şekilde, ölmeden önce ülkelerini ziyaret etmek isteyen çok sayıda Harki, Cezayir devletinin doğdukları ve büyüdükleri ülkeye girebilme izni vermesi hakkına sahip olduğu da düşünülüyor. Cezayir’de yaşananların boyutları bir kenara, Cezayir’de doğup büyümüş Harkiler ve Kara Ayaklar (Cezayir’den Fransa’ya göç etmek zorunda kalan Hristiyan ve Musevi Fransızlar), hatta çocukları ve torunları dahi duydukları endişeleri dile getiriyor.

Dominique De Villepin, ‘Cezayir ile Fas arasında uzlaşı’ çağrısında da bulundu. De Villepin iki ülke arasındaki büyük uçurum nedeniyle gelecekte Kuzey Afrika ülkeleri ile gerçekleşecek ekonomik işbirliği fırsatlarını kaybetmemeleri için gerektiğini söyledi. De Villepin, Kuzey Afrika’daki Arap ülkeleri arasında birlik olmaması sebebiyle bölgenin yıllık 2 milyar dolar kaybettiğinin altını çizdi.

Cezayir ile Fas arasındaki sınır 1994 yılından beri kapalı. Kuzey Afrika Arap Ülkeleri Birliği o tarihten bu yana herhangi bir zirve gerçekleştirmedi.

2003 yılında dönemin Fransa Dışişleri Bakanı’yken ABD’nin Irak savaşına muhalefetiyle bilinen De Villepin’e göre dünyada bugün ırkçılık, bölgelerdeki bölünmeler, askeri rejim ve olağanüstü hal gibi uygulamalarla sömürgeci güçlerin şiddeti devam ediyor. Villepin’e göre bunlar çağdaş toplumlarda sömürgeciliğin yeniden üretildiği uygulamalar.

Sömürgeci işgal özünde Fransa ile Cezayir arasındaki son çukurdur. Fransa ve Cezayir arasındaki ilişkiler, Fransa’nın Cezayir işgali dosyasının 1830’dan beri kapalı kalmasından ötürü halen zor ve çıkmazda. Bu ilişki, kaybedilen fırsatlardan ve yakınlaşmadan kaçınma girişimlerinden yaratıldı.

Sağcı bir aktivist olan De Villepin, Cezayir’deki görüşmeleri sırasında Filistin-İsrail trajedisi de dâhil olmak üzere dünyadaki mevcut pek çok kriz hakkındaki görüşlerini dile getirdi. De Villepin, bu krizi, ‘ortak bir kelime bulmaya çalışarak’ aşmayı önerdi. Bu görüş, diyalog için bir alan yaratmak ve Filistinlilerle İsrailliler arasında yeni uzlaşma yolu açmak anlamına geliyor.

İsrail ve Filistin arasında uzlaşma sağlanmadan Ortadoğu’ya istikrarın gelmeyeceği görüşünde olan De Villepin’e göre daha güçlü olan taraf, daha zayıf olan tarafa ve sorumluluk duygusuna yaklaştırılmalıdır. Yani böyle bir adım İsrailli yetkililerden gelmeli… Villepin’e göre barış iki devletli bir çözüme dayanıyor ve karşılıklı olarak kabul edilebilir görüşmelerin temelini oluşturabilecek tek olgu konumunda bulunuyor.