Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Fransa: Nükleer anlaşma ölmedi, Washington olmadan devam edecek | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Fransa’daki Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Trump’ın İran’la yapılan nükleer anlaşmayı yırtmasını “Bu, hikayenin sonu değil, kitabın içerisinde sona eren bir fasılın ardından açılan yeni bir fasıldır” sözleriyle değerlendirdi. Fransa, nükleer anlaşmayı kurtarmak istiyor.

 

Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian, önceki gün basına yaptığı açıklamada, “Anlaşma ölmedi. Bilakis ABD’nin çekilmesine rağmen devam ediyor. Paris’in savaş meydanına tüm güçleriyle katılma gibi bir hedefinin olmadığını kanıtlamak için 2015’in yazında Tahran’la imzalanan anlaşma ABD olmadan da devam edebilir” dedi. Fransız diplomatlar en üst seviyede alarm halinde. Le Drian, Başkan Macron’un önceki gün öğleden sonra İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yle telefonda görüştüğünü duyurdu. Fransız Bakan, önümüzdeki Pazartesi Brüksel’de Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanlarının katılımıyla gerçekleşecek görüşmede İran tarafıyla bu konunun ele alınacağını ifade etti.

 

2015 yılının sonunda Trump’ın çekildiği İklim Değişikliği Anlaşması ile Nükleer Anlaşma her ne kadar yapı itibarıyla farklı anlaşmalar olsa da şu an Nükleer anlaşmada kalmakta ısrarcı olan Paris, uluslararası aileyi İklim Değişikliği Anlaşmasında kalmayı ikna edebilmişti.

 

Paris, nükleer anlaşmanın geleceği konusunda insiyatif almasına rağmen Trump’ın kendisinin gösterdiği bu çabayı göz ardı etmesinden dolayı büyük hayal kırıklığına uğradı. Paris, ABD’nin anlaşmadan çekilme konusunda imtina etmesini ve en azından göstermelik yaptırımlarla son bir şans vermesini, anlaşmadan çekilmeyi geciktirmesini ümit ediyordu.

 

Fransa, anlaşmadan çekilmenin ardından yaşanacak gelişmeleri çok riskli görüyor. Fransa Başkanlık kaynakları, anlaşmadan çekilmenin Ortadoğu’da yeni krizleri ve savaşları tetiklemesinden kaygı duyuyor. Hatta Bakan Le Drian daha da ileri giderek çatışmaların patlak vermesinin gerçek olacağını söyleyerek uyarıda bulunuyor. Paris, Amerika’nın bu adımı atmakla “Kimyasal Silahları Önleme Örgütüne” de bir darbe vurduğu görüşünde.

 

Nükleer anlaşmayı imzalayan Avrupalı 3 devletin içinde bulunduğu tehlikeye rağmen Paris, Başkanlık yoluyla birtakım çalışmalar yaparak anlaşmayı canlı tutacak. İlk olarak geriye kalan iki Avrupa devletinin Washington’a karşı tek safta birleşmesine odaklanacak ve bunlara ek olarak Çin ve Rusya’yı davet ederek İran’a anlaşmadan doğan sorumluluklara uyması çağrısında bulunacak. Buna göre İran nükleer konusunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirirken, ticari ve ekonomik alanda da payını alacak. Paris, başta 2015 yılında anlaşmayı imzalayan devletler olmak üzere tüm taraflar arasında diyalog kanallarının açılması gerektiğini düşünüyor. Ancak burada yapbozun eksik kalan bir parçası var o da: Önceki yaptırımlara ek olarak yeni yaptırımlar getireceğini ve İranlı şirketlerle ticaret yapmaya devam etmesi durumunda Avrupalı şirketlere de yaptırım uygulayacağını ifade eden “Washington”.

 

Paris, İran’da ticaret yapan şirketleri için kararlı ancak hatırlamakta fayda var: Washington, şirketlere İran’daki mallarını geri çekmesi için yaklaşık 3 ila 6 ay arasında mühlet vermişti.

 

Ancak hemen belirtmeliyiz ki, Fransa ve Avrupalıların bu noktada bir zayıf noktaları bulunmakta. Zira Avrupalı 3’lü Amerika’yı İran’da ticaret yapan kendi şirketlerini hedef almaması için ikna edemediği takdirde İran’a anlaşmada kalması için sunacağı herhangi bir güvence bulunmuyor. Şimdiye dek Avrupalı 3’lü sürekli İran’ı kendisi zapt etmesi ve anlaşmadan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi için teşviklerde bulunuyordu.

 

Şayet, İran’ın anlaşmada kalması şartı sağlansa bile ABD’nin Avrupalı şirketlere yaptırım uygulayıp uygulamayacağı konusundaki muğlaklık kesinlik kazanmış değil. Le Drian, dünkü konuşmasında çok netti. İran’ın ekonomi, ticari ve yatırım meyvelerinden faydalanmasının nükleer anlaşmaya bağlı kalma konusundaki samimiyetine bağlı olduğunu ifade etti. Bundan dolayı Fransız yetkililer, Avrupalı şirketlerin üzerindeki baskılar artar ve bu ülkeler İran’la ilişkisini kesmek zorunda kalırsa bu durum İranlı yetkililerin anlaşmadan çıkmasına yol açacağını düşünüyor.

 

Avrupalıların önünde içinden çıkılması zor bir “sorun yumağının” olduğu görülüyor. Ancak Elysee çevresi, Macron’un 2015 yılındaki anlaşmayı koruyarak buna ek olarak 3 maddeyi (balistik füzeler, Tahran’ın bölgedeki politikaları ve 2025 sonrası nükleer anlaşmanın durumu) eklemeyi ve böylece son şeklini verme yönündeki önerisini destekliyor. Bu çevreler, aynı zamanda Macron’un Washington ziyareti dönüşü Ruhani ile yaptığı telefon görüşme sonrasında İran’ın bu üç maddeye sıcak baktığını ve bu tutumun Avrupalı devletleri ziyaret eden İranlı yetkililerce de dile getirildiğini ekliyor. O zaman günün sorusu: Trump kararı öncesi geçerli olan bu maddeler karar sonrasında da geçerli olacak mı?

 

İran’ın bilgelikle hareket etmesini ümit eden Fransa, Tahran’ın sorumluluklarını ihlali durumunda “zor durumda” kalacağı konusunda kendisini uyardı. Bundan dolayı İran’a, Avrupalılarla işbirliğinin kendi yararına olacağını ve önümüzdeki süreci nasıl idare edeceğini bilmesinin Ortadoğu’daki gerginliği dindireceğini, belki de savaşın önüne geçeceği konusunda nasihatte bulundu. Paris bir yandan da İran’daki şirketlerini ABD’den gelecek yaptırımlara karşı nasıl koruyacağını düşünüyor.

 

Fransız menşeli markalardan Total, Airbus, Peugeot ve Renault çok büyük rakamlarla birlikte İran pazarına atılan diğer Fransız şirketlerden sadece birkaçını oluşturuyor. İşaret etmekte fayda var, İran, Fransız şirketlerin ülke piyasasına girmesiyle doğacak fırsatları hükümet üzerindeki baskıyı hafifletme yönünde kullanmaya ve ülkedeki ekonomik göstergelerin normalleşmesi şeklinde kendi lehine çevirmeye çalışıyordu. Le Drian’ın yakın bir tarihte bu şirketlerin yöneticileriyle bir araya geldi ve kendilerini İran pazarında bekleyen ABD yaptırımlarını görüştü.

 

ABD pazarında önemli yatırımlara imza atan petrol devi Total’i dolar üzerinden ticaret yapmasından dolayı çok zor günler beklediği düşünülüyor. Şirket, 2017 yılında 5 milyar dolar tutarında doğalgaz yatırımı üzerine anlaşma imzaladı. Anlaşmada en çok orana sahip şirketlerden biri de İran Milli Petrol Şirketi’ydi.

 

Total’in yanında ünlü araba markaları Peugeot ve Renault, İran’daki araba sektöründeki yıllık bir milyon yeni araba ihtiyacını karşılamak için İran’daki piyasalarda ön plana çıktı. Hali hazırda piyasaya 200 bin araba sürme hedefi koyan Peugeot ile İran merkezli araba şirketi Bama arasında anlaşma bulunuyor. Geçen yıl üretime başlayan Renault ise piyasalara yıllık 300 bin araba sürme hedefi koymuştu. Öte yandan 18 milyar dolarlık anlaşmanın altında imzası bulunan Airbus, Tahran’a yüz uçak kazandırma hedefinden sadece 3 tanesini gerçekleştirerek teslim etmişti. Bu şirketlerin yanı sıra İran piyasasında yer alan Fransız markalar arasında inşaat şirketleri Bouygues ve Vinci; cep telefonu üretici firmalarından Orange’ı saymamız mümkün.