Paris/Mişal Ebu Necm
İran nükleer dosyasının, New York’ta bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’nde 25 Eylül’de başlaması planlanan 73’üncü BM Genel Kurulu’nun üst düzey toplantılarında ve özellikle de Washington’ın çağrısıyla Perşembe günü yapılacak olan BM Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında tartışılacak ana konulardan biri olması bekleniyor. Fransa Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre Paris, Washington ve Tahran arasında ‘arabuluculuk’ yapmayı istediğini, ancak ilerleme kaydedileceğine dair bir emarenin olmadığını belirttiler.
BMGK toplantısı bu ay ABD Başkanı Donald Trump başkanlığında devlet ve hükümet liderlerinin katılımıyla gerçekleşecek. Ancak toplantıya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping katılmayacak.
Fransa, toplantıya düşük düzeyde katılım gösterecek
Bununla birlikte Fransa Cumhurbaşkanlığı kaynakları dün ABD yönetiminin İran nükleer dosyası için yaptığı toplantı çağrısına zayıf bir katılım olacağını söylediler. Bunun sebebini ise ABD’nin Mayıs ayında İran nükleer anlaşmasından çekilmesi ve ardından İran’a yönelik yeniden yaptırımlar uygulamaya başlamasıyla uluslararası arenadan izole edilmesine bağladılar. Bu yüzden Washington toplantıya katılımı artırmak için ‘Nükleer Silahların Yayılması Zirvesi’ başlığı ile bir formül buldu. Washington böylece toplantıda İran nükleer dosyasının işlenmesini sağlayacak. Bununla birlikte Kuzey Kore dosyası ve İngiltere’de eski Rus ajanı Skripal’e yönelik suikast girişiminde kimyasal madde kullanımı dosyası da ele alınacak.
Macron’dan arabuluculuk çabası
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, önümüzdeki hafta düzenlenecek BM Genel Kurulu’na katılmak üzere Pazartesi günü New York’a gidecek olan Emmanuel Macron, Washington ve Tahran arasında yapılacak bir arabuluculuk rolü üstlenmek için önce ABD Başkanı Donald Trump, ardından ise Hasan Ruhani ile ayrı ayrı görüşecek. Perşembe günü ise BMGK toplantısında yerini alacak.
Bununla birlikte Paris’in İran dosyasındaki kararlılığı nedeniyle hala iki taraf arasında ‘güçlü bir arabulucu’ rolü üstlenmek istediği açıkça görülüyor.
Fransa Cumhurbaşkanlığı kaynakları, ABD’nin Tahranlı yetkilileri daha kapsamlı ve daha sert şartlara bağlı bir nükleer anlaşma yapmak üzere müzakere masasına oturmaya zorlamak için İran’a uyguladığı ‘aşırı baskı’ ile ilgili Paris’in ‘bir takım soruları gündeme getirdiğini’ söylediler.
Bu bağlamda Paris, ABD’nin strateji ve eylemleri ile ilgili takviminin yanı sıra Washington’ın aradığı gerçek hedefler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor. Çünkü ‘bu baskıların karşılığında İran için bir takım teşvikler olması’ gerekiyor.
Paris’in 4 önerisi
Cumhurbaşkanlığı kaynakları ayrıca tarafların müzakere masasına oturmak istediklerine dair herhangi bir işaretin olmaması sebebiyle bir sonuç alamama ‘gerçeğini’ göz önünde bulundurduklarını belirttiler. Ancak bu gerçeğin Paris’in bir takım mesajlarını ilgili taraflara iletmesine engel olmadığının da altını çizdiler. Bunu yanı sıra Paris’in dört başlıktan oluşan önerisinin faydalı olacağını vurgulayan kaynaklar bu başlıkları, ‘2015’te imzalanan anlaşmanın sürdürülmesi, nükleer silahların geleceğine ilişkin müzakerelerin 2025 yılı sonrasında da devam ettirilmesi, nükleer ve balistik füze programlarının sınırlandırılması ve Paris’in de ‘bölge istikrarını bozucu’ olarak nitelendirdiği İran politikalarının değiştirilmesi’ şeklinde sıraladılar.
Paris, iki taraf arasında ‘güçlü bir arabulucu’ rolü üstlenmek istediğini doğruladı. Ancak ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmaya yönelik tutumuna ters bir şekilde anlaşmayı savunan Paris, iki hedefe odaklanıyor. Bunların ilki, Tahran’ın nükleer anlaşmadan çekilmesini engellemek. Çünkü İran’ın nükleer programını kontrol etmek için mekanizmanın devam etmesi gerekiyor. İkincisi ise Avrupa ülkeleri arasındaki uyumun devam etmesi için anlaşmaya ihtiyaç duyuluyor. Paris ilk hedefte Tahran’ı sürekli olarak anlaşmanın, hem Fransa hem de İran’ın çıkarlarına olduğunu ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yönelik baskılara ve içsel bölünmelere rağmen anlaşmada kalmaları gerektiği fikrini empoze etmeye çalışıyor.
Tahran, nükleer anlaşma konusunda Avrupa ülkelerine şüpheyle bakmasına rağmen başta petrol üretimi olmak üzere ekonomik ilişkiler ve ticaret açısından mevcut durumdan yararlanmaya devam ediyor. ABD’nin Kasım ayında yürürlüğe koyacağı İran’ın petrol üretimi ve finans işlemlerini kapsayan yaptırımlarının ikinci paketinin başlaması öncesinde büyük şirketlerin İran pazarından ayrılmasına rağmen Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Avrupa ülkelerinin olumlu sonuçlara ulaşılabilmek için ‘yoğun şekilde çalıştığına’ vurgu yapacak.
Fransa, Avrupalı firmaları ABD yaptırımlarında korumak istiyor
Paris, Avrupalıların, İran ile ticaret yapan Avrupalı firmaları ABD’nin yaptırımlarından korumak için 1996 yılında kabul edilen Blocking Statute (Engelleme Mevzuatı) adlı yasayı tekrar etkin hale getirilmesi gibi bir takım mekanizmaların devreye girdiğine dikkati çekti. Ancak Fransa diplomasisi, ABD’nin İran meselesindeki ‘kararsızlığının’ devam etmesinin ‘ciddi bir sonuç vermeyeceği ve bu nedenle, Trump yönetimi için öncelikli bir davada Washington ile çatışmanın Fransa ve Avrupa’nın çıkarlarına olmayacağı’ görüşünde.
Bu görüşün savunucuları Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Paris’in, örneğin Filistin dosyasında yapılacak bir takım ‘jestler’ karşılığında ABD’yi nükleer anlaşmaya ikna etmek gibi bir ‘takas’ yapabileceğini, ancak Macron’un şu andaki tutumunu değiştirmeyi planlamadığını belirttiler.
Macron, Tahran’a büyükelçi atamadı
Bununla birlikte Tahran ile Paris arasındaki ‘sorun ise devam ediyor. Fransa, Tahran Büyükelçisi François Senemaud’un görevine son verdikten sonra yerine yeni bir büyükelçi atamadı. Bunun yerine Macron Suriye dosyasında kişisel bir temsilci atadı.
Edinilen bilgilere göre, geçtiğimiz Haziran ayında Paris’in kuzey banliyösü Villepin’de İranlı muhaliflerin gerçekleştirdiği konferansa yönelik saldırı girişimine Tahran’ın karışması ile Fransa’nın İran’a büyükelçi atamaması arasında doğrudan bir ilişki bulunuyor.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının iki olay arasında ‘doğrudan bir ilişki’ olduğu iddialarını inkar etmelerine rağmen, Tahran, önümüzdeki haftalarda Paris ile arasındaki diplomatik ilişkilerin devam etmesini kolaylaştıracak ‘nesnel veri sağlama’ vaadinde bulundu. Ancak bu verilerin ayrıntılarına değinilmedi.
Fransa’da üç İranlı gözaltına alınmıştı
Hatırlanacağı üzere, Fransa olayla ilgili üç kişiyi gözaltına almış, ancak ikisi hızla serbest bırakılmıştı. Üçüncü kişi ise Belçika’ya iade edilmiş, Belçika da bu kişiyi ‘bir terör saldırısına’ kalkışmakla suçlamıştı.
İran’ın Paris Büyükelçiliği önünde yapılan protesto Tahran’ı rahatsız etti
Öte yandan Tahran, Paris polisinin geçtiğimiz hafta İran’ın Paris Büyükelçiliği önünde toplanan ayrılıkçı Kürt grubun büyükelçilik binasına saldırdığı olaylara geç müdahale ettiği gerekçesiyle şikayette bulundu.