Nadine Kayyoum adındaki bir Fransız kadın, 5 yıldır Hac vazifesini yapmak için kutsal topraklara gitmeyi düşlüyor.

27 yıl boyunca bir hastanede çalışan Kayyoum, Mekke-i Mükerreme’ye gidecek olmanın onu 9 ay boyunca sürekli telaşlandırdığını, bu yüzden az uyuyup günün geri kalanında Hac kültürünü arttırmak için araştırma yaptığını söyledi.

Suudi Arabistan’ın Hac işleri idaresindeki yüksek mesleki ahlakına olan hayranlığını dile getiren Kayyoum, hacılara sağlanan hizmetleri ‘çok lüks’ olarak tanımladı. Ayrıca güvenlik güçlerinin yoğun olduğunu; ancak bunun hacılar için herhangi bir rahatsızlık oluşturmadığını aksine onlara güven verdiğini söyledi.

İslam dinine girişinin kademe kademe olduğuna değinen Kayyoum, annesinin dinlere inanmadığını, ancak, evinde Kuran ve İncil olduğunu belirtti. Bu sayede Kur’an okumaya başlayan Kayyoum, “Bana hitap ettiğini hissettim… Kur’an kapsamlıydı ve her şeyden söz ediyordu. Günümüz dünyasında olan olaylardan bahsediyor ve sadece ideolojik veya dini yönü ele almıyordu. Aynı zamanda toplumsal yönleri ve sivil toplumdan da söz ediyordu” dedi.

Allah’ın varlığına inanmasına rağmen, o sırada İslam’ı ilan etmediğini belirten Kayyoum, “Dini vecibeleri yerine getirmede ihmalkârdım. Ancak öyle bir vakit geldi ki, kendimi İslam’a girerken buldum ve ailem itiraz etmedi” dedi.

20 yıldır hacca gitmeyi hayal ediyordu…

Paris’in yakınlarında Evro belediyesinde çalışan 38 yaşındaki Fransız Tony Prevo, 20 yıl önce İslam’a girdi ve o zamandan beri hac hayalini gerçekleştirmeyi bekledi ve hayaline bu sene ulaştı.

Mina’dan konuşan Prevo, Hacca gitmenin hayali olduğunu dile getirdi. Kutsal topraklara gelmek için havaalanına geldiğinden beri Hac ruhunu hissetmeye başlayan Prevo, Suudi Arabistan’ın iyi organizasyonuna işaret etti ve “Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi, herhangi bir devletin milyonlarca insanı idare etmesi çok zor” dedi.