G7 ülkeleri, Kuzey Kore ile gerçekleşecek tarihi müzakereler öncesinde Rusya’ya karşı birlik mesajı verdi. Ancak ABD’nin nükleer anlaşmaya dair vereceği kararın tarihinin yaklaşması nedeniyle İran konusundaki görüş ayrılıklarını aşamadılar.
G7 Dışişleri Bakanları, Kanada’nın Totonto şehrinde bir araya geldi. Almanya, ABD, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya ve Kanada Dışişleri Bakanları, 8-9 Haziran’da Quebeck’te yapılacak G7 Liderler Zirvesi’ne hazırlık niteliği taşıyan bu buluşmada iki gün boyunca uluslararası gündemdeki başlıca konu başlıklarını görüştü.
Dışişleri Bakanları, Batı’nın Rusya’ya yönelik izlediği ve Soğuk Savaş’tan bu yana görülmemiş ölçüde sertliğe sahne olan tutumunu görüştü. ABD, görüşmeler çerçevesinde gazetelere yaptığı açıklamada “Rusya’nın tavrına karşı G7 içinde tam bir birlik var” dedi. Washington temsilcisi, Kremlin’in barış ve güvenliği tehdit eden olumsuz eğilimlerinin engellenmesi için alınan önlemlerin gözden geçirildiğini aktardı.
Görüşmelerde ağırlıklı olarak yabancı müdahalelere karşı demokrasinin güçlendirilmesi başlığı üzerinde duruldu. Putin’in ABD’de ve Avrupa’da düzenlenen seçimlere müdahalesi ele alındı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD’li mevkidaşı Donald Trump’la görüşmesi öncesinde Paris’te yaptığı açıklamada, “Putin’in önünde asla zayıf görünmemeliyiz” ifadesini kullanmıştı. Macron, Fox News’e yaptığı açıklamada Putin’e güvendiğini ancak ‘zayıf görünmeleri halinde bunu demokrasiyi zayıflatmak için kullanabileceğini’ belirtmişti.
Washington, Londra ve Paris’in kimyasal saldırılara yanıt olarak Rusya’ya karşı durarak düzenledikleri operasyonun üzerinden bir haftadan fazla süre geçti. Yapılan yorumlar Batı’nın yedi yıldır devam eden Suriye’deki iç savaşa BM himayesinde bir çözüm arayışına girerek Esed rejimini destekleyen Rusya ile diyalogu yeniden canlandırması gerektiği yönünde.
ABD – Kuzey Kore zirvesi
G7 Dışişleri Bakanları’nın gündeminde Kuzey Kore ve elbette Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılmasının görüşüleceği Donald Trump ve Kim Jong-Un arasındaki tarihi zirve de vardı.
Dışişleri Bakanları’nın tavrı’nihai hedefin tam, doğrulanabilir ve geri dönülemez bir nükleer çözüm olduğunu’ belirterek ‘Pyongyang’dan gelen olumlu işaretlere rağmen uluslararası baskılara devam edecekleri’ yönünde.
Batı’nın İran çıkmazı
Tahran ile 5+1 ülkeleri arasında 2015 Haziran’Inda yapılan nükleer anlaşmadan ABD Başkanı’nın çekilip çekilmeyeceği konusu da Totonto’Daki Dışişleri Bakanları’nın başlıca gündem maddelerinden biriydi. Zira ABD ittifakın korunması uzun süredir Fransa, İngiltere ve Almanya’dan İran’a yönelik baskıların artırılması gerektiğini talep ediyor.
Aralarında Fransız Bakan Jean-Yves le Drian’ın da bulunduğu bazı dışişleri bakanları, ABD Dışişleri Bakan Vekili John Sullivan’a anlaşmadan vazgeçmemek adına Wahington’a ‘çok güçlü bir çağrıda bulunduğu’ zira İran’ın anlaşmadan çekilmesinin sonuçlarının felaket olabileceğini aktardığı belirtildi. Ancak üst düzey Amerikalı bir yetkili konuya dair yaptığı a çıklamada “Son aylarda Avrupalılarla önemli ilerleme kaydettik fakat halen olumlu bir sonuca ulaşamadık” ifadelerini kullandı.
Brexit gerilimi sürüyor
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, “İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışı, Avrupa Gümrük Birliği ve Ortak Pazar’dan da çıkacağı anlamına geliyor” açıklamasında bulundu. Geçen hafta ise Lordlar Kamarası, Başbakan Theresa May’in ülkesinin AB ile müzakere etmedeki çabalarını zorlaştırmakla tehdit eden Brexit yasasının önemli bir bölümünün değişmesi yönünde oy kullandı.
2016 referandumundan önce Brexit destekçilerinden biri olan Johnson, May’in konuya ilişkin pozisyonunu açıkça belirttiğini aktardı. Johnson, Toronto’daki G-7Dışişleri Bakanları görüşmelerine verilen aralarda verdiği demeçlerde “İngiltere, AB’den çıkacak… Fakat bu Avrupa’dan çıkacağımız anlamına gelmiyor. AB kurumları ile ilişkilerimizi değiştirdiğimiz anlamına geliyor. Haliyle bu durumda Gümrük Birliği’nden ve Ortak Pazar’dan da çıkmış oluyoruz” dedi.
İngiltere’nin AB’den çıkmasına sıcak yaklaşmayan Lordlar Kmarası’nda geçen hafta, İngiltere’nin Gümrük Birliği konusundaki tavrını netleştirmek için oy kullanıldı.
Brexit’i destekleyen politikacılar ise bu adımı 2016 Haziran’ındaki referandumda ortaya çıkan halk iradesi ile hazırlanan kanunu engelleme girişimi olarak niteledi. Yasa, İngiltere’nin gelecek yılın 29 Mart’ında AB’den çıkması için yasal bir çerçeve oluşturuyor.