Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Gazze’de İslami Cihad’ın alevlendirdiği ateşi Mısır bir kez daha söndürdü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ramallah: Kifah Zebun / Şarku’l Avsat

Dün gece İslami Cihad Hareketi tek başına hareket ederek İsrail’e füze atmış ve İsrail’de bu atışa yoğun bombardımanla cevap vermişti. Gazze neredeyse yeni bir savaşın eşiğine gelmişken Mısır yeniden ateşkesi sağlamayı başardı.

Günün erken saatlerinde İslami Cihad Hareketi, İsraille karşılıklı bombardımanların ardından Mısır arabuluculuğunda ateşkese varıldığını açıkladı.

Hareketin sözcüsü Davud Şihab, “İslami Cihad liderliğindeki yoğun Mısır temaslarıyla, İsrail saldırganlığına son veren kapsamlı bir ateşkes anlaşması yapıldı” dedi.

İslami Cihad, İsrail’e roket atarak Hamas dahil olmak üzere herkesi şaşırttı. Hareket bu saldırının ,Cuma günü “Büyük Dönüş Yürüyüşleri”nde öldürülen 5 Filistinli’ye cevap niteliğinde olduğunu belirtti ve “barışçıl gösterilerde katledilenler karşısında eli kolu bağlı duramayız” dedi.

Hareketin siyasi büro üyesi Halid el-Batş, “İslami Cihad Hareketi’ne bağlı Kudüs Seriyeleri’nin yaptığı şey, kuşatmanın kırılması ve şehit kanlarının intikamının alınacağına dair verdiği sözü yerine getirmesinden ibarettir” dedi.

Batş “İsrail’in barışçıl gösterilere katılan kişilerden Gazze’de dört, Batı Şeria’da iki kişiyi öldürmesini cevapsız bırakamazdık” dedi.

İslami Cihad’ın bu açıklamaları İsrail’i ikna etmediği gibi Hamas’ ı da ikna etmedi. Tel Aviv, İran ve Suriye’yi bu olayların arkasında olmakla suçladı.

İsrail ordu sözcüsü Ronin Menelis, Hareketin, İran ve Suriye’nin yönlendirmesiyle İsrail’e onlarca füze attığını belirtti ve “bu olaylar, İsrail devletini her taraftan kuşatan tehlikeyi gözler önüne sermektedir”
dedi.

Menelis, İsrail ordusunun Gazze’de ya da Gazze dışından gelecek füze saldırılarına karşı cevapsız kalmayacağını açık bir şekilde gösterdiğini vurguladı ve “İsrail’in öncelikli tehdidi değişmedi: İran ve Suriye’deki askeri varlığı, ardından Hizbullah’ın silahları, Hamas ve sonra da DEAŞ” dedi.

Ordudan yapılan daha ayrıntılı başka bir açıklamada, İslami Cihadı, Suriye rejimi ve İran Kudüs Gücü tarafından İsrail’e füze atmaya yönlendirilmekle suçlandı.

Ordudan yapılan açıklamada “bize karşı yapılacak terörist eylemler nerden gelirse gelsin cevapsız kalmayacaktır” dendi.

İslami Cihad’ın İsrail’e attığı 45 rokete karşılık İsrail 90 hedefe ulaşan atış yaptı.

Ancak karşılıklı bombardıman Gazze içinde iç çatışmaya neden oldu zira Hamas, İslami Cihad’ın bu yaptıklarından razı değildi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklar, İslami Cihad’ın, ortak operasyon bürosundan, atılan füzeleri üstlenen ortak bir açıklama yapılmasını istedi. Hamas ise bu talebi reddetti. Kaynaklar başlangıçta İslami Cihad ile Hamas arasında bir iletişim olmadığını doğruladı. Hamas, İslami Cihadı oy birliğiyle alınan kararların dışına çıkmakla suçladı.

Hamas Siyasi Bürodan Salah el- Berdevil üstü kapalı bir şekilde İslami Cihadı eleştirerek “bölünmeyin yoksa gücünüz gider” dedi ve ekledi: “Bu düşmanlarımız karşısında bizim sloganımızdır. Allah, yolunda tek bir safta savaşanları sever. Allah, saflarımızı birleştirsin.”

Berdevil’in açıklamalarında, BM ve Mısır’ın uzun soluklu ateşkes için çabaladığı bir dönemde, İslami Cihad’ın tek başına hareket etmesine bir atıf vardı.

Hamas’ın bu tutumuna rağmen İsrail bölgenin hakimiyetini elinde tutan Hamas’ı suçladı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İran’ın emriyle İslami Cihad tarafından atılan füzeler için Hamas’ın da bu tür terörist eylemler için uygun ortam oluşturduğu belirtildi. Açıklamada “ Gazze’den gelen her türlü terörist faaliyetin sorumluluğunu Hamas üstelenmek durumundadır” denildi.

İsrail, Gazze’den atılan ve birkaç İsrailli vatandaşın hafifçe yaralanmaya sebep olan 45 füzeye cevap olarak 87 hedefi vurdu. Bunlar arasında tünel duvarlarını kuvvetlendirmek için malzeme yapılan yerde var.

Öte yandan Hamas ve Filistin yönetimi İsrail saldırılarını kınadı. Filistin Hükümet sözcüsü Yusuf el- Mahmud, Gazze’de, Batı Şeria’da özellikle Doğu Kudüs’te yaşananlarla ilgili uluslararası toplumun da sorumluluk taşıdığını belirtti.

Mahmud, uluslararası camiayı acilen işgali durdurmaya çağırdı ve 1967’de alınan karar gereğince başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması gerektiğine dikkat çekti.