Filistinlileri rahatsız etmek, abluka altına almak, hatta füze ve bombalarla bombalamak ve askerleri için atış talimi meydanı ve deney yeri olarak kullanmak için İsrail’in bahane aradığını kimse inkar edemez. Ama bu zulüm, Müslüman Kardeşler Örgütünün askeri kanadı olan Hamas’ın saçma sapan uygulamaları olmasaydı olmazdı.
Hamas’ın Gazze Şeridi’ni darbeyle ele geçirip denetimi altına almasından sonra Gazze, en temel elektrik ve su gibi hizmetlerden yoksun olmasına yol açan Hamas’ın kötü yönetiminden çekmekte. Kendisini dünyaya bağlayan ve dünyanın en iyi balıkçılarının kol gezdiği güzel bir uluslararası havalimanının yeniden çalışması umutları Hamas’ın darbesiyle yok oldu. Bugün, Gazze’nin önündeki tüm kapılar kapanmış durumda. Hamas, günümüzde, her hangi bir siyasi baskı yaratmayan, düşmana karşı denge sağlamayan, yerine varmadan önce düşen birkaç füze atmakla bir şey başardığını sanıyor. Halbuki saçma sapan işler yaptığını bilmiyor. Bunun karşısında ise İsrail, Gazze’nin altyapısını yerle bir eden saldırılar düzenliyor, Gazzelilerin hayatı cehenneme çevrilirken Hamas, saçma füzelerinden herhangi bir politik kazanım elde edemiyor.
Müslüman Kardeşler Örgütünün Müridi ve gizli Örgütün talimatına bağlı Hamas Harekatı, Gazze sınırlarıyla yetinmedi. Bingazi’ye dahi savaşçı, patlayıcı uzmanı ve bombalı araçlar gönderdi. Bingazi Şura Meclisi adındaki terörist örgütle birlikte birçok Libyalının hayatına mal olan mayınlar döşedi. Zamanında Libya, bir direniş örgütü olması yüzünden, Hamas’a silah, para ve politik destek vermiş, fakat Hamas bunun hatırını saymadı. Libya, Hamas’a Filistin Direnişinin bir parçası olması hasebiyle ayrıcalıklı davrandı. Ama sonra Hamas’ın, Filistinliler için yıkım, bozguncu ve saçma sapan kararlar alan bir harekat olduğu anlaşıldı. Şurası açık ki, Libya’nın eski rejimi Hamas Harekatını kendi özel amaçları için kullanmıştır. Kaddafi döneminde Tripoli ve Bingazi otelleri Mişal, Ayyaş, Salah Şihade, Musa Ebu Merzuk, Zahhar ve hatta Rentisi ve benzeri Hamas liderlerinin ziyaretlerine şahit olmuştur.
Yasadışı işlere karışarak ve İsrail’in yıkıcı ordusuna karşı saçma işlere girişen ‘Hamas Harekatı’ başından beri, Filistinlilere en büyük zararı veren taraf olmuştur. Gazze’de olsun, Batı Şeria’da olsun, Filistinli masumları ezmek için fırsat kollayan İsrail’e gerekçe ve imkan sağlamıştır.1987 yılında kurulduğundan beri ‘Hamas’ Harekatı sadece İsraillilerle değil, direnişçi Filistin örgütlerinin çoğu ile çatışma ve gerilim yaşamaktadır. Bu ise harekatı Filistin iç barışı içinde fitne kaynağı haline getirmektedir.
Direnişçi öz taşıdığını iddia eden ‘Hamas’, müzakereye dayalı ve uzlaşmacılıkla suçladığı Fetih Harekatının zıttı olduğunu iddia ederken, gerçekler, bu harekatın barış döneminde savaş, savaş döneminde barış müzakerelerine giriştiğini gösteriyor. ‘Hamas’ harekatının tantanalı sloganları peşinden koşan Filistinli gençler ya İsrail’in korkunç savaş gücü altında ezildi ya da İsrail’in karanlık hapishanelerini boyladı.
Hamas Harekatı Filistin Meselesini çözüme ulaştıracak birçok projenin önünde engel olmuştur. Örneğin; 2002 yılında, 1967 yılı sınırlarında uluslararası şekilde tanınan bir Filistin Devletinin kurulmasını, mültecilerin dönmesini, İsrail’in Golan Tepelerinden çekilmesini içeren Kral Abdullah Bin Abdülaziz teklifini reddetmiştir. Hamas, Kaddafi’nin ‘İsratin’ adında ortaya attığı ve toprağın yarı yarıya bölünmesini içeren teklifini de reddetmiş, sonunda Gazze ve Eriha Anlaşmasıyla razı olmuştur.
Bu saçmalık sonucunda ‘Hamas Harekatı’ Filistin meselesinin çözüme ulaşması önündeki her türlü Filistin ve hatta Arap ittifakının önündeki yıkıcı güç olmuştur. Şanlı Filistin halkına ise süregelen bu saçmalığın bedelini ödemek kalmıştır.