Bugünlerde güvenlik ve ekonomik alanda yaşanan gerileme, Irak’ın DEAŞ’ı ortadan kaldırma, kurtarılmış bölgelerde devlet kontrolünü sağlama ve bu bölgelerin yeniden inşası misyonunu tamamlama gücüne bir tehdit oluşturmaya başladı. Göstericiler meşru ve yasal taleplerde bulunuyor. Bu taleplere karşı güce başvurmadan akıllıca bir şekilde hareket etmek gerekiyor. Bu sayede devlet, yeniden toparlanmaya çalışan DEAŞ’ın artıklarına ve nüfuzunu korumaya ve Irak’ın içişlerine karışmayı sürdüren İran’a karşı güvenlik, ekonomik ve siyasi açıdan yeniden inşa sürecini devam ettirebilir.
Yaşanan kriz, dünyanın Irak’ın yeniden inşası için vermeye hazır olduğu desteği olumsuz etkiledi. Başkan Trump, ABD’nin Irak’ın yeniden inşası için vermiş olduğu ekonomik taahhütleri askıya aldığını açıkladı.
Bu nedenle, Irak’ın mevcut koşulları göz önüne alan yeni bir mekanizma aracılığıyla kendisine destek olacak uluslararası bir oluşumun harekete geçmesi büyük önem taşımaktadır.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkeler, siyaset, güvenlik ve ekonomik durumunu yeniden düzenlemesi konusunda her zaman Irak’a destek olacaklarını defalarca vurgulamışlardır. Aynı şekilde Irak, Körfez ülkelerinden komşuları ile ekonomi, siyaset, kültür ve güvenlik alanlarının tamamında kardeşçe bir ortaklık yürütme konusunda anlaşmıştır. KİK ülkeleri de karşı karşıya olduğu sorunları çözmesi konusunda Irak’ın her zaman yanında olacaklardır.
12-14 Şubat tarihleri arasında Kuveyt’te Uluslararası Irak’ın Yeniden İnşası Konferansı düzenlendi. Bu konferans sırasında, savaşın neden olduğu hasarı onarması için Irak’a yardım amacıyla başta KİK üyesi ülkelerinin bağışladığı 6 milyar dolar olmak üzere 30 milyar dolar bağış toplandı. Konferansa 70’ten fazla ülke ve yüzlerce uluslararası kuruluş katıldı. Bu ülkelerden bazıları hem coğrafik hem de siyasi açıdan Irak’a çok uzak olmalarına rağmen yeniden inşa sürecine katkıda bulunmak için hazır olduklarını belirtti.
Irak’ın yakın komşusu ve yaşamakta olduğu birçok sorunun baş sorumlusu olan İran dışında konferansa bir iyimserlik ortamı ve ekip çalışması ruhu egemendi. Açılış oturumuna katılan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, ülkesinin Irak’ın yeniden inşasına nasıl bir katkıda bulunacağı konusunda hiçbir açıklamda bulunmadan hızla salonu terk etti. Görünüşe bakılırsa İran, Irak’ın kendi kaderini tayin etmesine ve savaşın neden olduğu yıkımı onarmasına izin vermeye hazır değil. İran’ı en çok endişelendiren durum, uluslararası toplum ile Arap ve Körfez ülkelerinin Irak’a verdikleri destektir. Çünkü İran, bu desteği Irak’taki nüfuzu ve varlığı için bir tehdit olarak görüyor.
12 Mayıs tarihinde yapılan milletvekili seçimleri Irak’ın kararlarında bağımsız olma talebini ve başlıca siyasi grupların bağımsız bir hükümet kurma yönündeki isteklerini ortaya çıkarmıştır. Ancak İran daha ilk günden itibaren bu çabaları engellemeye, yeni hükümette aslan payını kendisine bağlı kişilerin ele geçirmesi için çalışıyor. Bu durum, Irak’ta siyaseti felce uğratarak güvenlik ve ekonomik durumun gerilemesine, siyasi gruplar arasında ilişkilerin bozulmasına, Irak’ın komşu ülkeler ve Körfez İşbirliği örgütü ile ilişkilerini normalleştirme sürecinin yavaşlamasına neden olmaktadır.
Seçimlerin üzerinden üç ay geçmiş olmasına rağmen Irak’taki siyasi güçler, ülkeyi savaş halinden barış ve yeniden inşa sürecine taşıyacak bir hükümet kurmayı başaramıyor.
Yeni Irak hükümetinin kurulması beklenirken, politik istikrarsızlık ve güvenlik sorunları nedeniyle Kuveyt Konferansı’nda yardım taahüdünde bulunan ülkeler, yardımlarını askıya alma kararı aldı. Zaten yardım taahhüdünde bulunan ülkeler bu yardımların, Irak hükümetinin şeffaf çalışma kanalları sağlama ve yatırımları temel olarak DEAŞ’tan geri alınan bölgelere yönlendirme ve mülteciler ile göçmenlerin geri dönüşlerini kolaylaştırma gibi konulardaki iradesine bağlı olduğunu belirtmişlerdi. Katılımcı ülkeler temel olarak yeniden inşa sürecinin nasıl yönetileceğini ve bağışçılar ile yatırımcıların bu süreçteki rollerinin nasıl belirleneceğini bilmek istiyorlardı.
Bazı KİK ülkeleri, İran’dan kaynaklanan elektrik kesintileri nedeniyle güneyde yaşanan sorunları hafifletmek için Irak’a yardım ediyor. Ancak Kuveyt Konferansı’nda yardım ve yatırım vaadinde bulunan ülkelerin birçoğu bu vaatlerini gerçekleştirmek için hala ciddi bir adım atmış değiller. Hatta ABD gibi bazı ülkeler yardım taahütlerini askıya alma kararı aldı.
Bu nedenle, yeniden inşa sürecini yönetecek ortak bir denetleme mekanizması kurulması şartı ile Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin Irak’ın yeniden inşası için ‘Özel Marshall Planı’ talebine dönmek tam anlamıyla bir gereklilik haline geldi. Çünkü bu plan, birçok soruna çözüm getirecektir. Bu sorunların ilki, yeniden inşa sürecinin siyasi taraf ve koşulların rehini olmadan, siyasi değişim ve dalgalanmalardan uzak bir şekilde sürdürülmesini garanti altına alacak ve denetleyecek bir dış mekanizma kurmaktır.
İkincisi, bağışçı ülkelerin ve yatırımcı tarafların Kuveyt Konferansı’nda vermiş oldukları taahhütleri yerine getirmede tereddüt etmelerine neden olan yolsuzluğa karşı mücadeledir, ki katılımcı ülkeler bu endişelerini açık bir şekilde dile getirmişlerdir. Aynı şekilde Irak Başbakanı Haydar İbadi de yolsuzluğun Irak’ın karşı karşıya olduğu sorunlardan biri olduğunu itiraf etmiştir. Bu nedenle, süreci yönetmesini talep ettiğimiz uluslararası komisyon, yolsuzluğa karşı BM ve Dünya Bankası’nın geliştirmiş olduğu ve bilinen şeffaflık mekanizmasını hayata geçirebilir.
Uluslararası denetleme komisyonunun çözüm getirebileceği üçüncü sorun ise, yardımların Musul ve DEAŞ’tan geri alınan diğer bölgeler gibi en çok zarar gören ve ihtiyacı olan bölgelere yönlendirilmesini garanti altına almaktır. Uluslararası toplum, örgütün bu bölgelerde yeniden kontrolü sağlamasını engellemek için son çatışmalarda büyük zarar gören bu bölgelerin yeniden inşasına özel bir önem vermektedir.
Dördüncüsü ise, yeniden inşa planında Irak’ın ekonomik katkısını belirlemek. Çünkü yeniden inşa planına yardım taahüdünde bulunan bazı katılımcı ülker, Irak’ın sahip olduğu finansal ve doğal kaynaklar ile ekonomik imkanlara sahip değil. Bu nedenle Irak hazinesinin yeniden inşa planının maliyetinin büyük bir bölümünü karşılamaya katkıda bulunması beklentisi içerisindeler. Dolayısıyla uluslararası komisyon, bu katkının miktarı ve şeklini belirlemede yardımcı olabilir.
Uluslararası komisyon, Irak hükümeti ve büyük bağışçıların temsilcilerinden oluşmalıdır. Aynı şekilde komisyon, BM kuruluşları ve Dünya Bankası gibi deneyimli küresel örgütlerden yardım talebinde de bulunabilir.
*Abdulaziz Hamad Uveyşik
KİK Siyasi İşler ve Müzakereler Genel Sekreter Yardımcısı. Bu yazı, yazarının kendi kişisel görüşünü ifade etmekte olup KİK’in ya da herhangi üye bir devletin resmi görüş ve tutumunu temsil etmemektedir.