Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Güney Afrikalı liderler üzerindeki Mandela ağırlığı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Güney Afrika’nın üçüncü Devlet Başkanı Jacob Zuma istifa etti. Zuma, politik, ekonomik ve ahlaki eleştirilere maruz kaldı. Öncesinde, partisinin içinden ve dışından yöneltilen suçlamaların ve aleyhinde yürütülen sert kampanyaların ortasında iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresi (ANC) başkanlığından da azledildi. Irk ayrımcılığına dayalı Apartheid rejimine karşı Güney Afrikalı vatanseverlerin yürüttüğü savaşta önemli bir lider olan Zuma, kavgacı ve uzlaşmacı kimliği aynı anda taşıyan biriydi. Kavga edip gülebilen ve dans edebilen bir mizacı vardı. Güney Afrika, uzun süredir istisnai bir tarihsel figürün (Nelson Mandela) ağırlığının hissedildiği bir ülkedir. Mandela, ardında birçok insani ve siyasi değer bırakarak bunlara ilişkin belirleyici bir ölçü kıldı ve gelecek iktidarların omuzlarına ağır bir sorumluluk yükledi. Mücadelesini ve acısını, başkalarını ezen bir liderlik inşası veya halkın duygularını sarsmada kullanmadığı gibi mali ve ahlaki yolsuzluk bataklığına da saplanmadı. Kendisine uygulanan zulmü ve hapsi bir intikam aracı olarak görmedi ve şöyle dedi: “Devleti yok etmiyoruz. Her şeyden önce ırkçılık, nefret ve yolsuzluğun olmadığı bir ülke inşa ediyoruz.” Hükümetten sıradan bir vatandaş gibi ayrıldı ancak insanlar üzerinde izler bıraktı. Dünyayı etkiledi, özgürlüğün, hoşgörünün ve barışın simgesi oldu. Tarihte sembol karakterlerin az bir kısmı vefatından sonra güç ve iktidar sahibi oldukları dönemlerden çok daha etkili olmuşlardır.

Nelson Mandela başkanlığı terk ettikten sonra savaşçı ve şair Thabo Mbeki, Güney Afrika’da iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresi (ANC) tarafından devlet başkanı olarak seçildi. Şeffaflık, dürüstlük ve atılımı esas aldı. Güney Afrika lideri ve Afrika Kıtası’nda aktif bir figür olarak hareket ederken Mandela’nın gölgesi kendisine eşlik ediyordu. Onu çok yakından tanıdım. Afrika’nın bazı sorunlarını, özellikle de Afrika Birliği ile ilgili olanları kendisiyle müzakere ettim. Afrika’ya dair meselelere dış müdahaleler karşısında somut girişimlerde bulunmada ve sağlam bir duruş sergilemede üstün bir kabiliyete sahipti. Devlet başkanlığını bıraktıktan sonra savaş ve çatışmalardan dolayı acı çeken Afrika ülkelerinde barışın sağlanması için yoğun bir çabanın içerisine girdi. Afrika Kıtası’nda ikinci Nelson Mandela oldu.

Thabo Mbeki’nin ardından liderliği devralan Zuma da Mandela’nın işaretiyle seçildi. Ancak bunun ölçüp biçilmiş ve hür bir iradeyle verilmiş bir karar olduğunu söyleyemem. İktidardaki Afrika Kongre Partisi, devletin ortak kesimlerinde ve halkta güçlü bir karşılığı olan siyasal ve toplumsal bir yapıdır. Yüzyıllardır süren ırkçılık, marjinalleşme ve acıdan sonra efsanevi bir uzlaşı sağlamayı başardı. İtici güç ise beyaz azınlığın kabulü ve halkın geniş çaplı desteğidir. Mandela’nın ruhu tükenmez yakıt gibidir; partiyi hareket ettiriyor ve genel rotasını çiziyor. Eski lider Thabo Mbeki, Nelson Mandela’nın mirasına ek olarak Güney Afrika’daki siyasi hayata değerler manzumesi kazandırdı. Bu “Değerler”, Afrika Kıtası’nda farklı bir ekonomik gücü olan ve eşi benzeri olmayan bir tarihi tecrübe sahip bu ülkeyi uzun vadede daha da güçlü kılacaktır. Zuma’nın istifası, insanlık çapında eşi benzeri olmayan acılar çekmiş bu ülkenin eşsiz yürüyüşüne eklenen bir sayfadır. Mücadeleci Başkan, siyasi sahneden -barışçıl ve demokratik havaya uygun olarak- sessizce çekildi. Sosyal baskı büyüktü. Belki de siyasi baskıdan daha ağırdı. Yolsuzluk, yüksek işsizlik oranı, azalan dış yatırım ve ahlaki yozlaşma yüzünden öfkesini Başkan Zuma’ya ilk ifade eden sokaklar oldu. İktidar partisi, Zuma’yı zamanında azlederek ve yeni bir devlet başkanı seçerek çözüm reçetesini hazırlamakta hızlı davrandı. Zuma manevra yapmaya ve durumu idare etmeye çalıştı ancak sessizce bırakıp terk etmek zorunda kaldı. Zira ayrılmadan önce ülkeyi çatışma ve şiddet sarmalına sokmak istemedi. Güney Afrika’nın sosyal dokusu özel bir hassasiyete sahiptir. Tarihsel aşamaları hem patlama potansiyelini hem de dayanışma ve birlik kuvvetini barındırmaktadır.

Yeni gelen başkan – Cyril Ramaphosa – çok kapasiteli ve nitelikli bir kişilik. Nelson Mandela’nın yoldaşlarından olan eski bir savaşçı, iktidar partisinin sembol isimlerinden ve hem Afrika Kıtası’nda hem de küresel düzeyde bağları bulunan zengin bir işadamıdır. İşsizlikle mücadele, yabancı yatırımları teşvik, büyük ve orta ölçekli projeleri hızlandırmak, yolsuzluk ve ekonomik durgunluğu bitirmekle alakalı yeni fikir ve inisiyatiflere sahip birisidir. Bu kolay bir iş olmayacak; iktidar partisi içinde, toplum ve bileşenleri arasında güçlü ve etkili siyasi erk ve liderler var. Bu liderler çan sesini kesintisiz bir şekilde yükselten semboller olacaktır. Hür ve güçlü basın, sakinleşmeyen bir göz ve sestir. Devlet başkanının davranışını izler, sessizce yargılar, ses, görüntü ve harfleri herkese doğru iter. Kamuoyu gücü bütün ülkeyi kapsayan bir asker gibidir. İnatçı Zuma’yı devirmiş olması kontrol mekanizması adına ilave bir güç olduğu anlamına gelmektedir.

Yeni iktidara gelenleri bekleyen bir takım zorluklar ve testler var: İşsizlik ilk baskı aracı olacaktır ve hızlı bir çözüm bulup bulamamak yeni gelenler için ilk test olacaktır. O bir işadamı ve bu onun temel niteliği. Binlerce genç için çalışma sahalarına girme kapılarını açan sihirli bir eli var mı? Çatışmalar ve ekonomik tıkanıklıklardan muzdarip komşu ve uzak Afrika ülkelerinden gelen insanların yanı sıra toplumu etkileyen suç, ülkedeki bir dizi sosyal, ekonomik ve güvenlik gidişatını kesintiye uğratmaktadır.

İktidar partisi içindeki siyasi karar alma mekanizması kronik bir sorundur. Güney Afrika’daki rejim başkanlıktır. Ancak parlamentonun devlet başkanının gücünü kısıtlayan bir rolü var. Birlikler, görmezden gelinemeyen veya etkisiz hale getirilemeyen önemli bir güçtür. Yeni başkanın işadamı olması nedeniyle bu güçlü aktörlerle birçok ilişkisi vardır.

Cyril Ramaphosa, Nelson Mandela’nın mirasını taşımaktadır. Bu gerçeklik onun hem lehine hem de aleyhine bir durum yaratacaktır. Mandela şeffaflığı ve temizliği beklentisi kadar ülkeyi kasıp kavuran yaşam standartlarındaki düşüşle mücadele beklentisi de oluşacaktır. Ekonomik darboğazları ve toplumsal huzursuzlukları aşmak, kronik ve yenilenen krizlerden muzdarip Afrika Kıtası’nın liderliği rolüne hitap etmek için acı verici kararlar almak zorunda kalacaklardır.

Kendisi şu anda aramızda yok… Nelson Mandela, Güney Afrika’daki siyasi liderleri yargılamak ve aynı anda kovuşturmak için etkili bir tarihi ağırlık olmaya devam ediyor.