Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Guta’da ateşkes neden sağlanamıyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 30 gün devam etmesi kararlaştırılan ateşkes kararını onayladıktan sonra Suriye rejim uçakları yeniden bombardımana başlamadan önce pazar sabahı Doğu Guta’daki sessizliğin üzerinden sadece birkaç saat geçti. Ancak rejimin bu ateşkesi ihlal etme kararı garip bir durum değildir. Aksine bu ihlalin olacağı kesindi. Rejimin ateşkesi ihlal edeceğine dair çeşitli işaretler vardı. Gerçek sonuçları olmaksızın bu da Guta halkı için acı ve yıkım demekti. Güvenlik Konseyinin her kararından önce aynı bölüm tekrar ediyor: New York’ta müzakere ve istişare günleri, Suriye şehirlerinde muallâk ümitler, ardından takdir edilen karar ve sonra sivillerin içinde olduğu acı gerçek…

Rusya’nın Güvenlik Konseyinin 2401 nolu karar metninin içine koymaya özen gösterdiği çeşitli sözcükler sebebiyle ateşkesin ihlal edileceği kesindi. Karara göre bütün tarafların ateşkese bağlı kalması gerekiyordu. Ancak bu karar, DEAŞ, el-Kaide, Nusra Cephesi ve terör gruplarıyla bağlantılı olan şahıs ve grupları kapsamıyordu. Suriye’de ateşkesle ilgili bütün kararlarda tekrarlanan bu cümle, aynı kararların etkin olmamasını garantilemektedir. Zira kendisine karşı barışçıl gösterilerin çıktığı ilk günden beri Suriye rejimi, her muhalifin terörist olduğunu kabul ederek kendisine muhalif olanları hedef almaya devam etti. Bazı silahlı grupların radikal ve terör gruplarıyla bağlantısının olduğunu inkâr etmek mümkün değildir. Bu da rejim ve kendisini destekleyenlere sivilleri bombalamaya devam etmek için bir gerekçe sunuyor. Herhangi bir bölgede silahlı gruplar var olsa bile bu durum, nüfus, hastane ve okulun bulunduğu bölgeleri hedef alan gelişigüzel saldırıları haklı çıkartmaz. Savaşa devam etmek için bahane arayanlar, eylemlerini haklı göstermek için bu cümleye sığınıyorlar.

Ateşkesin ihlali kesindi; çünkü -Suriye rejimi ve destekçilerinden Suriye’deki silahlı milis, örgüt ve bunların destekçilerine kadar- çatışmaya devam etmekte ısrar eden silahlı gruplar, savaşmakta hala fayda görüyorlar. Bunların büyük çoğunluğu, Suriye krizinin “galip ve mağlup” esasına göre çözüleceğini düşünüyor. Bunun için herhangi bir tarafın silaha dayanarak galip gelmesi gerekiyor. Ancak Suriye dosyası üzerinde çalışan herkes, sonuçta siyasi ittifaka ulaşmanın gerekli olduğunu düşünüyor. Dolaylı müzakereler, uluslararası konferanslar ve faydasız açıklamalarla geçen yıllarla birlikte Cenevre, Astana ve Soçi’deki barış müzakerelerinin başarısız olması, savaş konusunda ısrar edilmesinden ve müzakere ilkesinin reddedilmesinden kaynaklandı. Cenevre müzakerelerinin her turunda Suriye rejimi, teröristlerin temsilcisi diye muhalefeti tanımamaya devam etti. Bu da Doğu Guta ve Suriye’deki diğer şehirlerin neden bombalanmaya devam edildiğini açıklıyor.

Ateşkesin yürürlüğe girmeden önce başarısız olmasındaki diğer bir faktör de şudur. Güvenlik Konseyi’nin kararlarının ihlal edilmesi, uluslararası düzlemde artık siyasi bir kriz oluşturmuyor ve Suriye rejimi ve benzerleri yargılanmıyor. BMGK, ateşkes ve insani yardımların sivillere ulaştırılmasıyla ilgili kararlar da dâhil olmak üzere Suriye kriziyle ilgili şu ana kadar 20’den fazla karar yayınladı. Ancak Doğu Guta ve Suriye’nin diğer bölgelerindeki ambargolar hala devam ediyor. Geçen 7 yıl boyunca çatışmasız bir hafta geçmedi. Geçen cumartesi gecesi BM’nin aldığı son karar, Doğu Guta, Yermuk, Foa ve Keferya şehirlerini belirterek bütün taraflardan yerleşim yerlerindeki ambargoların kaldırılmasını talep etti. Fakat yüz binlerce sivil hala kuşatma altında bulunuyor.

Tabi Güvenlik Konseyinde daimi üye olarak veto hakkına sahip ve Şam’ın müttefiki olan Moskova tarafından doğrudan yayınlanacak bir karar, Suriye rejimini krizi bitirmek için ciddi bir çalışmaya zorlayabilir. Rusya, geçen kasım ayında Suriye’de kimyasal silah programıyla ilgili uluslararası teftiş ekibinin görev süresini uzatmayı hedefleyen karar tasarısının başarısız kılınması da dâhil olmak üzere geçen 8 yılda Suriye rejimini korumak için 10 kez veto hakkını kullandı. Rusya’nın vetosuyla bu görev sekteye uğradı. O zamandan beri Suriye’de kimyasal silah kullanımıyla ilgili en az 3 durum kaydedildi. Sonuç ise Güvenlik Konseyindeki bütün daimi üyelerin üzerinde ittifak ettiği kararların etkisi zayıf ve sınırlı olmaya devam ediyor. Böylece söz konusu kararlar, etkisi garantilenmeden alınıyor.

Diplomasinin sorunu şu ki güçlü bir caydırıcı ve başarısız olması halinde güç kullanma olasılığıyla desteklenmediği zaman diplomasi, oyalama aracına dönüşüyor. İşte bu, Suriye’de uluslararası toplumun içine düştüğü tuzaktır. Dünyanın güçlü ülkelerinin liderlerinin Suriye krizini bitirme çalışmalarında başarısız olmasıyla birlikte Suriye krizi 8. yılına doğru gidiyor. Uluslararası diplomasi, gerçek bir çıkmaza dönüştü. Uluslararası kararların etkili olmaması, 70 yıl önce BMGK’nın kurulmasının ana sebebi olan küresel güvenlik ve barış üzerinde hakiki bir tehlike oluşturuyor.

Suriye trajedisini ve Güvenlik Konseyinin başarısızlığını takip ederken daha fazla çocuk ölüyor ve bununla birlikte uluslararası vurdumduymazlık devam ediyor.