Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hamaney: Rejim, sosyal adaleti sağlamada yetersiz kaldı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran Dini Lideri Ali Hamaney, İran’ın önceliklerinden olan ekonomik koşulların iyileştirilmesi için doğu ile batı arasında yürütlen dış politikada tercih yapılması çağrısında bulundu. Yetkililerin İranlılara özür borçlu olduklarını vurgulayan Hamaney, üst düzey yetkililerin ‘lüks yaşantılarını’ ve ‘haklı ve zayıf kesimin unutulmasını’ eleştirerek, rejimin sosyal adaletin gecikmesinde rolü olduğunu kabul etti.

Karargahında Tebrizlileri ağırlayan Hamaney, İran İslam Devrimi’nin yıldönümü törenindeki konuşmasında, İran siyasi akımları arasındaki çatışmanın odak noktası olan ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel konularda yaşanan iç çekişmelerin üstesinden gelmek için bir referandum düzenlenmesi çağrısında bulunan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin sözlerine ayrıntılı bir karşılık verdi.

‘Devrimin başarılarından’ elde edilmiş ‘dinsel demokrasiye’ dayanan bir sistem vaat eden Hamaney, “İnsanlar hayat hakkında kararlar alırlar” ifadesini kullandı. Manevi bir çağrı yapmayan İran’ın Dini Lideri, ülkenin mevcut rejimle ilerlemesini savundu. Hamaney, rejimin üçüncü on yılda ülkeyi çeşitli alanlarda ileriye taşımasına rağmen sosyal adalet konusunda yetersiz kaldığı eleştirisinde bulundu.

Hamaney açıklamalarında öncelikle ‘devrimin etkilerinden’ ve ardından da ‘devrime yönelik risklerden’ bahsetti. Asıl tehlikenin devrimin zarar görmesi olduğunu belirten Hamaney, ‘devrim ve rejimi’ birbirinden ayırma ihtiyacına, İran yönetimine bağlı organlar ve organizasyonların performansına vurgu yaptı. Devrimin zayıf olduğu noktalara değinen Hamaney, devrimin şimdiki ve gelecekteki önceliklerinin altını çizdi.

Hamaney, daha önce yapılan İran hükümetinin yaşam koşullarını iyileştirme ve ayrımcılıkla mücadele çağrısına da işaret etti. Hamaney, Ruhani’nin ikinci dönem de cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından “Yaşam koşullarının iyileştirilmesinin yeni hükümetin öncelikleri arasında olması gerekir” ifadelerini kullanmıştı.

İranlıların yaşam koşullarıyla ilgili şikayetlerinin farkında olduğunu söyleyen İran Dini Lideri, konuya ilişkin “Hükümet, yargı ve parlamento değil, ancak bir kişi tarafından eleştirilebilirim. Eleştiri, hiçbir zaman devrimci rejimle çelişmez” dedi. İranlı yetkililerin cömert bir hayata dikkat etmeyi taahhüt ettiklerini söyleyen Hamaney ‘Devrimci’ yetkilileri, gericilik olarak nitelendirilen ‘devrimin seyrini değiştirmeye’ karşı uyardı. Hamaney, İranlı yetkililerin ‘savurgan’ bir yaşam tarzı ve üst tabakalar yerine İran rejimine karşı risk taşıyan zayıf ve yoksul sınıfları önemseme çağrısında bulundu.

Konuşmasında, aralık ayı sonu, ocak ayı başında ülkenin 80 şehrine yayılan halk protestolarına da değinen Hamaney, kendisini ya da hükümeti hedef alan şahsi eleştirilerin ‘rejimin köküne karşı devrimin yıldönümü ile ilgili düzenlenen törendeki konuşmasında referandum çağrısı yapan Hasan Ruhani’ye yönelik verdiği örtülü cevaba muhalefet anlamına gelmediğini’ söyledi.

İran Dini Lideri’nin konuşmaları, İran siyasi literatüründe, hükümet ve cumhurbaşkanıyla olan ilişkilerinin yanı sıra Hamaney’in politikalarını destekleyen kurumlar ve akımlar için bir ölçü niteliği taşıyor.

Geçen hafta referandum çağrısı yapan Ruhani ile İranlıların zulme karşı başlattıkları ayaklanmadan 39 yıl sonra, zulmün ve adaletsizliğin yayıldığı uyarısında bulunan İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın açıklamaları birbiriyle çakıştı.

Ruhani’ye yakın gazeteler geçen hafta boyunca ulusal diyalog çağrısında bulunarak Ruhani’nin projesini iç politika düzeyinde sürdürmeye devam edeceğini belirten haberler yayınladılar. Ancak muhafazakar figürlerin Ruhani’ye yönelik eleştirilerinin yanı sıra parlamentoda Ruhani’ye yönelik güven oylaması yapılması çağrıları arttı.

Hamaney’den dış politika mesajı

Hamaney, İran’ın dış politika önceliklerine ilişkin olarak, “Batı’nın aksine, doğunun dış politikasını tercih etmeliyiz. Bizden uzaklaşan komşu ülkeleri bizimle ortaklıkları olan diğer ülkelere tercih etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

İran içinde bunlar yaşanırken ülke dış politikasında söz sahibi olan iki kişi var. Batı ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi çağrısında bulunan Ruhani ve Zarif. Bununla birlikte, İran eski Dışişleri Bakanı ve Hamaney’in Uluslararası İlişkiler Danışmanı Kemal Harazi’nin de üyesi olduğu İran Rehberlik Kurumu Stratejik İlişkiler Komisyonu, İran’ın doğuya bakmasını, Çin, Hindistan, Rusya ve Orta Asya ülkeleriyle olan ilişkilerini güçlendirmesini istiyor.

Hamaney ise dünkü konuşmasında İran’ın dış politika önceliklerine ilişkin tartışmayı bir kez daha başlattı. Zira Ruhani hükümetinin Avrupa ülkeleriyle yakınlaşmayı teşvik etmek için nükleer anlaşmaya yönelik yaptırımları uygulayabileceği düşünülüyor. İran Cumhurbaşkanı, yaptığı basın toplantısında ABD yönetiminin ‘nükleer anlaşma için fırsat vermediğini’ belirtmişti.

Hamaney konuşmasının bir diğer kısmında, ekonomi konusunun ülkesi için önemli bir öncelik olduğunu söyledi. Hamaney ikinci kez, ‘iç enerjiye bağlılık’ ve ‘dirençli ekonominin’ canlandırılması çağrısında bulundu. Bununla birlikte, yönetiminin İranlıların elinde olması koşuluyla İran’ın yabancı yatırımları teşvik etmeye ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.

Geçtiğimiz yıl Nisan ayının ikinci haftası yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi düzenlenen seçim kampanyaları sırasında cumhurbaşkanı adayları arasında bir televizyon programında yapılan tartışmaya dahil olan Hamaney, adaylardan İran’ın iç politikasına bağlı ekonomik programları açıklamalarını istemişti. Ruhani ve yardımcısı İshak Cihangiri’nin, yabancı yatırımları teşvik etme ve Devrim Muhafızları gibi iç organları yatırım piyasasından uzak tutulması gerektiğine dair vaatlerine göndermelerde bulunmuştu.

“Onlara güvendik, ancak hiç bir faydalarını görmedik”

Güneydoğu Asya’daki ekonomik krizin, yabancı yatırımlarının bir sonucu olduğunu söyleyen Hamaney, son 10 yılda büyük miktarda yabancı yatırımların yapıldığına dikkat çekti.

Bu sözler, Hamaney’in nükleer anlaşma hakkındaki eleştirilerine giriş niteliğindeydi. Hamaney, “Nükleer anlaşma ve nükleer müzakerelerde yabancılara bağımlılığın sonucunu gördük. Onlara güvendik, ancak hiç bir faydalarını görmedik” ifadelerini kullandı.

Nükleer anlaşma konusundaki eleştirilerine paralel olarak Hamaney, Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in nükleer anlaşma konusundaki tutumunu överken, eleştirilerinde dikkatli davrandı.

Hamaney’den Avrupalı müttefiklerine eleştiri

ABD yönetiminin tutumlarını eleştiren Hamaney, Avrupalı müttefiklerini de, nükleer anlaşma konusunda ‘iplerinin ABD’de olduğu’ gerekçesiyle eleştirdi. Hamaney, “Bir ülke, tüm dünya buna karşı olsa bile kendini savunmak için yapması gereken herşeyi yapmalıdır” şeklinde konuştu.