Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hamaney ‘siyasi kabileciliği’ ve yolsuzlukla mücadeledeki başarısızlığı eleştirdi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin
Londra: Adel Salmi

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, yeni yılda dün yaptığı ikinci konuşmasında  İran’ın iç ve dış meselelerine dair düşüncelerini ortaya koydu. Elindeki listede vaatler, mesajlar, yetkililere ve uluslararası odaklara yönelik uyarılar vardı. Konuşmasında yetkililerin yolsuzlukla mücadele konusundaki ihmali ve ülke enerjileri varlıklarına dair bilgisizliği de dâhil olmak üzere İran toplumunun geri kalmasının ardındaki sorunları gündeme getirdi.

Hamaney konuşmasını rejimin yaklaşık 40 yıllık performansının değerlendirmesi çerçevesinde yaptı. İran Dini Lideri, ülkesinin Suriye’deki ve Irak’taki varlığını savunurken ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’nin nükleer anlaşmaya bağlılık süresini uzatmak için koştuğu üç temel şartta Tahran’ın bölgesel rolü hakkındaki taleplerine işaret etti. Batı ülkelerine hitaben şunları söyledi:
“Bizim Suriye ve Irak’taki varlığımızdan size ne? Bizim oradaki varlığımız bölge hükümetlerinden gelen talepler doğrultusundadır.”

Hamaney, İran’ın ‘DEAŞ’ın yenilgisinde ve birçok bölgeye istikrarın geri getirilmesinde önemli bir rolü olduğunu’ öne sürdü. Aynı zamanda ABD’ye ‘kendisinin hedeflerine ulaşamadığı takdirde İran’ın hedeflerini gerçekleştireceği’ tehdidinde bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump, Nevruz kutlamaları çerçevesinde İranlılara yönelik mesajında, “İran Devrim Muhafızları, İran halkını baskı altında tutan ve dışarıdaki terörü finanse etmek için onu soyan düşman bir ordudur. Yemen’de, Irak’ta ve Suriye’de kendisine bağlı milisleri desteklemek için 16 milyar dolar harcamıştır” dedi.

Söz konusu açıklamalar bugünlerde Hamaney’in İran’daki açıklamalarından sonra geldi. Senenin başında geleneksel ikinci konuşmasını yapmak için doğum yeri olan Meşhed’e doğru hareket etti. Konuşmasında ülkesinin 40 yıl boyunca sosyal adaleti gerçekleştirmede geri kaldığını ifade ettiği önceki açıklamalarından geri adım attı ve ülkenin sistemde istenen adaletten uzak olduğunu söyleyerek 1 ay önceki sözlerini yumuşatmaya çalıştı.

Hamaney konuşmasını İran’ın yılbaşı kutlamalarının ertesinde yaptı. Önceki gün geleneksel ikinci konuşmasında İran’ın ekonomik ve yaşam koşullarına yönelik ana hatlarıyla dile getirdiği düşüncelerini ayrıntılı bir şekilde açıklama sözü verdi.

Hamaney, yeni yılın sloganının ‘İran ürünlerini destekleme’ olmasını istedi. Birçok İranlı analizci Hamaney’in ilk konuşmasında da işaret ettiği üzere ülkenin yoksul ve orta tabakası ile işçi sınıfı arasında görülen yaygın gösterilerin arkasından bunun, ekonomik kaygılardan ziyade güvenlik kaygısı ile ortaya atıldığını düşünüyor. Önceki günkü konuşmasında dikkati çeken şey, geçen ay İran’ın üst düzey yetkililerinin ‘olağanüstü krizler’ olarak gördüğü konuları İran’ın yaşadığı ‘özet sorunlar’ olarak nitelemesi oldu.

Hamaney’in yerli ürünlere yönelik sloganı sosyal paylaşım ağlarında ağırlıklı olarak alaya neden oldu. Bir kısmı onun sözleri ile alay ederken destekçileri de sloganın önemini açıklamaya çalıştı.

Hamaney, yılın sloganlarının ‘yürütme politikasını ve hükümet yetkililerinin performansını harekete geçirmeyi’ ve ‘kamuoyunun dikkatini ülkenin ihtiyacı olan meselelere çekmeyi’ hedeflediğini belirtti.

8 yıl boyunca İran’ın lideri olarak ülkenin Veliyy-i Fakih makamına getirilmesini kabul etti. Hamaney, İran’ın mevcut meselelerini masaya yatırmadan önce İran rejiminin yaklaşık 40 yıl önce koyduğu ‘ilkelerin’ sınavı başarı ile geçtiğini iddia etti.

Farklı iç meselelere değinmekle birlikte genel olarak siyasi rejimin durumunu savundu ve ‘dünyada hiçbir ülkenin İran kadar özgür olmadığını’ iddia etti. Ardından düşünce ve ifade özgürlüğü de dâhil olmak üzere İran’daki özgürlükleri savunurken İran’daki seçimlerin ‘dünyada benzeri az bulunur seçimlerden’ olduğunu ileri sürdü.

İran Dini Lideri, önceki gün halkın sesine kulak verme çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye üstü kapalı olarak verdiği cevabında şu ifadeleri kullandı:

“İnsafsız bazı şahıslar hem düşünce özgürlüğünden istifade edip hem de ülkede özgürlüğün olmadığını söylüyorlar. Yabancılar da onların propagandasından etkileniyor. Bu, ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü de dâhil olmak üzere özgürlüğün var olduğu anlamına gelir. Bugün rejime karşıt düşünceye sahip olduğu için baskı veya takip altında olan kimse yok. Böyle bir niyet de yok. Anayasa, İran’da özgürlüklerin temel çerçevesidir.”

Özgürlükler ve onların genişletilmesi, Ruhani’nin cumhurbaşkanlığı yarışında ekonomiyi öne süren muhafazakâr rakipleri ile olan mücadelesinde kendisine ikinci kez zaferi getiren kilit konuydu.

Geçen aralık ayının sonunda İran’ın 80’den fazla şehrinde gösteriler patlak verdi ve resmi rakamlara göre tutukluların sayısı 100’e ulaştı. Bu durum yerli ve uluslararası insan hakları kuruluşlarını endişelendiriyor. Hapisteki bazı tutukluların ölüm haberi yayılırken yetkililer ölümlerin intihar sebebiyle olduğunu söylüyor.

Geçen ay İranlı sosyolog ve çevre aktivisti Kavus Seyyid İmami’nin ölümü İran’da ciddi tartışmalara sebep oldu. Yetkililer İmami’nin ‘casus olduğunu itiraf ettikten sonra intihar ettiğini’ söylüyor. Bu, çevreci aktivistleri hedef alan tutuklama dalgasının bir parçası olarak meydana gelmişti.

İran’ın başkenti aynı şekilde Sufi Günabad grubu destekçileri ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalara da tanıklık etmişti. Cemaat, yetkilileri senelerdir kendi öğretilerine karşı baskı uygulamakla suçluyor. Gösteriler onlarca tarikat bağlısının tutuklanması ve 5 polis ve Besicin ölmesiyle son buldu. Göstericiler arasında yaralanan ve ölenlerin sayısı hakkındaki rakamlar ise farklılık gösteriyor.

Hamaney, iç meseleleri ‘mevcut enerjiler’ konusundaki bilgisizliğin bir neticesi olarak gösterdi ve yetkilileri İran’ın sahip olduğu zenginliğin boyutlarından habersiz olmalarından ötürü kınayarak şöyle dedi:

“Ülkedeki en önemli sorun, zihinsel meydan okuma ile kamuoyu ve bazı yetkililerin beşeri ve doğal zenginlikler konusundaki bilinçsizliğidir. Ülkedeki geri kalmışlığın sebeplerinden biri bazı yetkililerin işi savsaklaması ve umursamazlığıdır.”

Hamaney, ‘politik ve cemaatsel kabileciliğin varlığına’ işaret ederek bunu ülkenin ilerlemesini engelleyen bir davranış biçimi olarak değerlendirdi ve “İyi bir işin uygulanmasını rakip akımdan önce terk etmek yanlıştır” açıklamasını yaptı. Sözlerinin devamında sorunlardan biri olarak yolsuzlukla mücadelenin yokluğunu göstermekle birlikte devlet kurumlarında yolsuzluğun yaygınlaştığını kabul etmedi.

Hamaney geçen şubat ayında rejimin adaleti yerine getirmekte geç kaldığına dair yaptığı açıklamalarından ise geri adım attı ve bu açıklamaların bağlamından koparıldığını söyledi. Bununla beraber sistemin sosyal adaleti gerçekleştirmede ilerleme kaydettiğine ancak beklentilerin altında olduğuna işaret etti.

İran Dini Lideri, rejimin bu alandaki faaliyetlerine açıklık getirmek için Dünya Bankası’nın rakamlarına işaret etti ve ‘ülkedeki sınıflar arası farkının yüzde 50’lerden 2015 yılında yüzde 38’lere gerilediğini’ söyledi. Aynı şekilde 2014 yılında yoksulluk oranının yüzde 46’dan yaklaşık yüzde 9,5’e düştüğüne de dikkat çekti.

‘Yabancılara güvenip onlara dayanmanın’ rejimin karşılaştığı ‘engellerden’ olduğunu söyleyen Hamaney “Halk, yabancılar önünde edilgen değildir. Ancak bazı yetkililer içeriyi yansıtmaktan ziyade düşmanları taklit etmeyi yeğliyor” sözlerini sarf etti. Hükümetin mali işbirliğinin şartlarından biri olarak üye ülkelere şeffaflık dayatan ve kara para aklama ile mücadele eden FATF anlaşmasını imzalamasına üstü kapalı olarak göndermede bulunarak İran hükümetinin Dünya Bankası’nın standartlarını, uluslararası anlaşmaları ve ekonomik uyum politikalarını uygulamak için İran Para ve Bankacılık Topluluğu’na yönelmesini de eleştirdi.

İran’ın dini lideri, ‘direnişçi ekonomi politikası’ uygulanmasının gerekliliği konusunda önceki sözlerini yineledi ve bu politikanın ‘içe kapanmaya’ ve İran’ın ekonomik olarak yalnızlaştırılmasına sebep olmayacağını ileri sürdü. Bununla birlikte İran ekonomisinin içten ve dıştan bağımsız olmasının önemine de vurgu yaptı.

Hamaney, petrolün ekonomiden ayrılması gerektiğine dair önceki çağrılarını tekrarlayarak İran ekonomisinin petrole bağımlı olmasını eleştirdi. Ayrıca İranlıları yerli ürünleri kullanma ve milli ekonomi konusunda ‘tutucu’ olmaya davet etti.