İran rejiminin en üst makamında bulunan ‘Devrim Rehberi’ Ayetullah Ali Hamaney, tüm devlet kurumlarını politikalarından sorumlu tutacak yeni bir gözetim birimi kurulmasını emretti.
Hamaney, Perşembe günü Tahran’da yapılan Uzmanlar Meclisi’nin (Meclis-i Hubregan) özel toplantısında konuştu. Meclis’in 92 üyeden oluştuğunu ve kurulma amacının “Yüce Rehber”‘in performansını izlemek olduğunu belirtti.
Konuşmasında Hamaney, Uzmanlar Meclisi’nin anayasada belirtilen görevinden bahsetmedi. Bunun yerine “Meclis-i Hubregân, İslam Devriminin gelişimine ve gidişatına bağlı kalmak için denetim ve kontrol görevini üstlenmelidir. Üç meclis ülkeyi devrim çizgisinde yönetiyor. Ancak Hubregan, bu yapıları devrimin gidişatına olan bağlılığına ve başarısızlığına göre hesap verebilirliğini sağlamak için denetlemelidir” ifadelerini kullandı.
Mevcut Anayasa, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından temsil edilen resmi Hükümet yetkilerini sınırlandırmak üzere tasarlandı. Bu, var olan üç mevcut organ vasıtasıyla yapılıyor; bunlardan birincisi “Anayasayı Koruma Konseyi” (Şurâyi Nigehbân) . Bu konsey, bir taraftan Cumhurbaşkanı ile kabine arasındaki ve diğer taraftan İslami Şûra Meclisi ile Uzmanlar Meclisi arasındaki farklılıklarda arabulucu rolü oynuyor.
Daha da kötüsü, resmi hükümet için Hamaney, 2015 yılında Ulusal Siyasetin her yönü için 20 yıllık planlar yapması için Danışmanlar Konseyi’nin yetkilerini arttırdı. Başka bir deyişle, Hükümet herhangi bir zamanda, halihazırda yerine getirilen planlara uymazsa, hükümetin herhangi bir politika geliştirme özgürlüğüne sahip olamayacağı anlamına geliyor. “Rehber”, Danışmanlar Konseyi’nin tüm üyelerini atayan kişi olduğundan, hakim olacak liderin görüşünün olduğunu söylemek açıktır.
İkinci yapı ise, İslami Şûra Meclisi (Parlamento) tarafından onaylanmış olsa bile veto etme ve hükümet tarafından alınan herhangi bir karara karşı durma hakkına sahip olan Anayasayı Koruma Konseyi’dir. Hamaney, bu meclisin neredeyse tamamen kontrolü altında tutuyor ve 12 üyenin altısını atıyor; onlar da parlamento tarafından gösterilen diğer altı üyeyle hemfikir olmalıdır.
“Rehber” Hamaney’in görevlendireceği yeni yapı, “Düşünürler” tarafından oluşturulacak ancak bu “Düşünürler”in Uzmanlar Konseyi (Hubregân) üyesi olup olmayacağı veya başka alanlardan atanacağı henüz belli değil. Ancak, Hamaney’in adayların onaylanması gereği göz önüne alındığında, önerilen yeni organın, Yüce Rehber’in sahip olduğu etkenin kurucu organlarına üçüncü bir katman katacağı açık.
Bu durumda dahi, “Rehber” hükümetin resmi olarak kontrolünü kabul etmeyeceğinden Hamaney, Cumhurbaşkanı ve kabinesinin, Rehber’in onayından sonra atanmasına rağmen devletin çıkarlarını korumak için devrimin çıkarlarını feda edeceğinden korkuyor. Bu sebeple ‘hassas konular’ Cumhurbaşkanı’nın ve Bakanlar Kurulu’nun çalışmalarının kapsamı dışına çıkarılıyor. Örneğin, komuta merkezi olarak bilinen Rehberlik Ofisi doğrudan İran bölgesel politikalarının gelişimini kontrol ederken, Dışişleri Bakanlığı’nın görevi Protokol ile sınırlı hale geliyor. Rehber tarafından doğrudan sorumlu olan “Devrim’in ihracından” sorumlu olan Kudüs Gücü, Arap ülkelerindeki tüm İran elçilerini seçiyor.
Eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından kabul edilen İran’a yönelik ABD dış politikası, Hamaney’in kontrolü altındaki yapılar ve devrimci aygıtları güçlendirme karşılığında hükümet güçlerini kısıtlama yetkisinden kısmen sorumlu idi. Obama, bunun “İran’ın yönünü değiştirmeye” yardımcı olacağı inancında olduğu için “ılımlı unsurları desteklemek” ten bahsetmişti.
Hamaney’in son adımları Ruhani’ye bağlı reformist yönetimin kanatlarını kırmayı amaçladığını gösteriyor. Rehber Hamaney’in Ruhani olmadan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le birlikte dört saat süren görüşmesi bunun ilk adımı oldu. Bu adımdan beri ülkenin Rusya politikasını Rehberlik Ofisi devralmış oldu.
Hamaney bunun işareti olarak Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Rehber danışmanı Ali Ekber Velayeti’yi Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in yerine Moskova’ya gönderdi.
Diğer adım ise, resmi hükümetin bir rolü olmamasına rağmen yeni Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin Ankara’ya yaptığı ziyarette, İran Ordusu ile NATO arasında doğrudan bir iletişim kanalı açması oldu.
Ruhani’nin New York’tan döndükten iki gün sonra Hürremşehr adlı yeni bir balistik füze testi kararının zamanlamasına dikkat etmek gerekiyor, Cumhurbaşkanı Ruhani, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, İran’ın nükleer silahlar konusundaki şartları BM kararlarına uygun olarak uygulamaya hazır olduğunu belirtmişti.
Bu füze denemesi, İran’ın devlet olarak verdiği sözlerin önemli olmadığını dünyaya gösterdi.
Sonuçta Rehber Hamaney attığı tüm bu adımlarla gerek iç siyasete gerekse de Dünya kamuoyuna iplerin kendi elinde olduğu ve İran rejiminin ideolojik önceliklerinden vazgeçmediği mesajını veriyor.