İranlı yetkililerle ön koşulsuz görüşmeye hazır olduğunu açıklayan ABD Başkanı Donald Trump’ın talebi hakkında ilk kez konuşan İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, nükleer anlaşmaya onay vermenin bir ‘hata’ olduğunu belirterek, ABD-İran arasında müzakere yapılmasını yasakladığını ifade etti.
Hamaney, nükleer anlaşmaya ilişkin olarak “Hata yaptım” diye konuştu.
Aynı zamanda hükümeti de suçlayan Hamaney, nükleer anlaşmayı ‘Hükümet yetkililerinin ısrarları’ üzerine onayladığını ifade etti. Dini lider Hamaney, “Hükümet yetkililerine izin verdim, onlar da belirlediğimiz kırmızı çizgilerin dışına çıktı” ifadelerini kullandı.
“Trump ile ne savaş ne de müzakere yapılacak”
ABD yönetiminin İran hakkındaki açıklamalarını ‘utanmazlık’ olarak niteleyen Hamaney, “ABD, ekonomik yaptırımlar dışında iki şeyi daha ortaya atıyor: Birincisi savaş, diğeri müzakere önerisi. Savaşın hayaletini gündeme getirerek korkakları korkutmaya çalışıyorlar” dedi.
Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasıyla ilgili tehditlerin ardından askeri çatışmalardan endişe duyan İran halkının korkularını bastırmak ve onları sakinleştirmek isteyen Hamaney, durumu “Savaş olmayacak ve müzakere de yapılmayacak” şeklinde özetledi.
Ayetullah Ali Hamaney, ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun tutumları arasında uyumsuzluk olduğunu belirterek, “Müzakere önerisi ile de sıradan bir oyunu oynuyorlar. Birileri müzakere ön koşulsuz olacak diyor, diğeri koşullar koyuyor” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz haftalarda, ABD Başkanı Trump’ın ‘ön koşulsuz görüşmeye hazırım’ açıklamasından saatler sonra Dışişleri Bakanı Pompeo, İran’la müzakere için ‘Tahran’ın yıkıcı tutumunu değiştirmesi’ şartını öne sürmüştü.
Hamaney, nükleer müzakereler konusunda ayrıca Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kendisine “Eğer sizin kısıtlamalarınız olmasaydı, müzakerelerde daha fazla taviz verirdik” dediğini aktardı.
İran dini lideri Hamaney, Ruhani’nin 2013 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasından birkaç ay sonra İranlı yetkilileri, nükleer anlaşma için teşvik etmişti. Bu bağlamda İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi’nin 2012’de Hamaney’in denetiminde ve Umman’ın arabuluculuğuyla yürüttüğü gizli müzakereler ortaya çıkmıştı.
“ABD, güvenilmez bir ülke olduğunu bir kez daha gösterdi”
Bugüne gelindiğinde ise Hamaney, ABD’nin İran’la nükleer anlaşmadan çekilmesinin, taahhütlerini yerine getirmeyen güvenilmez bir ülke olduğunu, anlaşma yapılabilecek bir ülke olmadığını gösterdiğini vurgulayarak, “Bu yeni bir şey değil. Devrimden bu yana böyle” dedi.
İran’ın ancak ABD’nin ekonomik baskılarından etkilenmeyeceği bir dönemde Washington ile müzakere masasına oturabileceğini söyleyen Hamaney, “Bugün bu koşullar mevcut değil. Nasıl ki kurucu liderimiz Ayetullah Humeyni, ABD’yle görüşmeyi yasakladıysa, ben de yasaklıyorum” dedi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde, Temmuz 2015’te, İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşma, Tahran’ın nükleer programında kısıtlamaya gitmesi karşılığında ülke üzerindeki yaptırımların hafifletilmesini öngörüyordu. ABD Başkanı Donald Trump, ülkesini nükleer anlaşmadan geri çekmesinin ardından, Tahran’a yönelik yaptırımları tamamen yeniden uygulamaya koyacağını söylemişti.
Geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren yaptırımlarla İran’ın ABD dolarına erişimine, devlet tahvili satmasına, altın ve diğer değerli madenler ile çelik, alüminyum, kömür gibi metallerle ticaret yapmasına engel getirilmiş oldu.
Hamaney’in açıklamaları, ABD’nin bir taraftan “ön koşulsuz” görüşürüz diyerek diğer taraftan “İran’a en ağır yaptırımları uygulamak gerekir” dediği bir dönemde geldi.
Ruhani hükümetinden, görüşme talebiyle ilgili ilk üç gün doğrudan bir yorum gelmedi. Bu tavır gözlemciler tarafından olumlu karşılanırken, ülke medyasında Trump-Ruhani görüşmesinin önümüzdeki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Zirvesi’nde yapılacağı iddialarını beraberinde getirdi. Fakat İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanı Muhammed Ali Caferi, İran’daki sessizliğe bir son vererek, “Halk, bunun için yetkililere asla izin vermeyecek” dedi.
Devrim Muhafızları Komutanı Caferi’den gelen bu çıkışa, Ruhani kanadından herhangi bir karşılık verilmezken, Ruhani’nin meclisteki en büyük destekçisi Meclis Başkan Yardımcı Ali Mutahhar dış politikayla ilgili meselelere karışmaması yönünde Caferi’yi uyardı.
İranlı siyasi çevreler “ön koşulsuz” talebin kabul mü yoksa ret mi edileceği noktasında ikiye bölünmüş durumda. İran’ın Batı’ya doğru açılmasını destekleyen gazeteler, müzakere fikrini sık sık dillendirirken, son zamanlarda tırmanan askeri gerginlikten ve baskılardan kaçınmanın tek yolunun bu olduğunu savunuyor.
ABD Başkanı Trump ile İran lideri Ruhani arasında yükselen sözlü düello sonrası İran piyasalarındaki dalgalanmalar zirveye ulaşmış ve ülkenin para birimi riyalde sert düşüş meydana gelmişti. Trump, tutumunda değişikliğe gitmesi için İran’a yönelik ekonomik baskıların fayda vereceğini ifade etmişti. Süreç içerisinde ekonomik kaygılarla sokaklara dökülen halk, ülkedeki kötü yönetimi ve yolsuzluğu protesto etmişlerdi.
“Ekonomik sorunların sorumlusu, ABD yaptırımları değil hükümet”
Ayetullah Ali Hamaney, önceki gün yaptığı açıklamada, İran’daki ekonomik sorunların ABD yaptırımlarından kaynaklanmadığını belirterek, mevcut sorunların sebebinin hükümet olduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmadığını söyledi.
Hamaney “Ekonomi uzmanları ve birçok yetkili bu konunun nedeninin dışarıdan değil içeriden kaynaklı olduğuna inanıyor. Yaptırımların etkisi oldu ancak ana faktör bizim bunları nasıl ele aldığımız. Eğer alınması gereken tedbirler zamanında alınsaydı, ABD yaptırımlarının etkisi bu kadar büyük olmazdı” ifadelerini kullandı.
Hamaney açıklamasının devamında ise, “Yaptırımlardan daha fazla hükümetin ekonomideki kötü yönetimi, İranlılar üzerinde baskı yaratıyor. Buna ihanet diyemem ama bu, yönetimin büyük bir hatası” değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomik suçlarla mücadele için özel mahkemeler
İran hükümeti üzerindeki baskı, giderek varlığını hissettirmeye başlıyor. İki gün önce Hamaney, ekonomik yolsuzluk suçlamalarıyla yargılanan kişilerin davalarına bakması amacıyla Devrim Mahkemeleri’ne bağlı Özel Mahkemelerin kurulmasını talep eden Meclis Başkanı Sadık Laricani’nin önerisini onayladı.
Kurulacak yeni mahkemeler, iki yıllık süreyle sınırlı olacak, döviz piyasalarında usulsüzlük ve manipülasyon yaptığı tespit edilen kişileri en ağır şekilde cezalandırabilecek ve bu mahkemelerde görülen davaların temyiz edilme imkanı sınırlı olacak.
Dün El-Cezire televizyonuna konuşan İran Dışişleri Bakanı Zarif, Washington’ın yaptırım ve tehdit politikasının, İran’ın bölgesel politikalarını değiştirmeyeceğini vurguladı. Zarif, “ABD’nin bölgedeki faaliyetlerini sınırlaması için Tahran’a yaptığı baskı, Ortadoğu’daki etkisini kısıtlayamayacak” dedi.
Savunma Bakanı Hatemi: İran’a baskılar arttıkça, savunma gücümüz de artacak
Öte yandan Reuters’in haberine göre, İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Emir Hatemi, ülkesinin geliştirdiği yeni nesil füzeleri tanıttığı sırada, “İran üzerindeki baskılar arttıkça, her alandaki savunma gücümüzü geliştirme isteğimiz de artacak” dedi. Hatemi, füzelerin ‘yüzde yüz yerli yapım’ ve ‘hassas güdümlü’ olduğunu söyledi.