Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hamas, askeri açıdan İran’ın adımlarını takip ediyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

ABD Başkanı Donald Trump’la Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un toplantısı ya da 1953 yılından beri beklenen uzlaşma için iki Kore liderinin görüşmesi, Hamas Hareketi’nin aktivistlerinden birisinin Malezya’da öldürülmesiyle ilgili olarak 12 Nisan’da uluslararası gazetelerin gündemini oluşturan tek bir haberi gölgede bırakamadı. Bu haber, Hamas’a göre sağlam bir şekilde kapatılan pek çok pencereyi açan birçok araştırmanın merkezini oluşturdu.

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da bir üniversitede ders veren ve elektrik mühendisi olan Dr. Fadi el-Batş, 10 Nisan Cumartesi günü sabahı camiye giderken motosikletli meçhul şahıslar tarafından ateş açılarak öldürüldü. Çok geçmeden el-Batş’ın sadece bir bilim insanı olmayıp aksine Hamas’ın askeri kanadı için çalışan birisi olduğu ortaya çıktı. Basındaki haberlere göre el-Batş, gelişmiş silah projelerinin hazırlanmasına katkı sağlamasının ardından Hareket’in askeri silahlanmasında önemli bir rol oynadı. Fadi el-Batş’ın suikasta uğraması sonucu Malezya, ilgili devletlerin radarına girdi.

Malezya, Hamas’ın faaliyetleri için yıllardır arzu edilen bir yerdi. Malezya, siyasi ve ideolojik bakımdan Filistinlilere yakın bir ülkedir. Bundan dolayı Malezya’da birçok Filistinlinin olması ve gençlerin büyük bir bölümünün yüksek öğrenim görmek için Malezya’ya gelmesi garip bir durum değildir. Hamas; bu gençleri nitelikli iş gücü olarak kullanmak amacıyla aktif ve hassas silahların altyapısını inşa etmek, patlayıcı ve füze yapmak için bu gençlerden bazılarına özellikle de kimya ve mühendislik okuyanlara yoğunlaştı.

Malezya üniversiteleri, Hamas’ın, gençleri kullanabileceği en uygun yerlere dönüştü. İran’ın yurtdışında yaptığı gibi -ki İran, ülkelere sızmak için kültür komisyonlarını kullanıyor- Hamas da sosyal ve kültürel faaliyetlerin arkasında öğrencileri askeri konular için kullanmaya başladı. Hamas Hareketi’nin faaliyetlerini takip eden yabancı bir uzman, Hamas’ın, askeri kanadı için Malezya’da aktivistleri görevlendirdiğini söylüyor. Aynı şeyi Hamas, Tunus ve Türkiye’de de yaptı. Bugün bu faaliyeti, Malezya’da yürütüyor. Buna rağmen Güneydoğu Asya’da yer alan bu ülkede Hamas, gençlerin sadece görevlendirilmesinden razı değil. Öyle ki Hamas, Malezya’ya “sıcak bir yuva” olarak bakıyor. Bu sıcak yuva, askerlerin eğitimi ve yönlendirilmesi için bir yer sağlayabilir. Yabancı medyada yayınlanan haberlere göre Hamas, temel eğitimden insansız hava araçlarını uçurma eğitimine kadar Malezya’daki grupları askeri eğitimle yetiştiriyor. Hamas, Malezya’da birçoğu Uluslararası İslam Üniversitesi’nden olan ve farklı yerlerden gelen onlarca genci cezbetti.

Dr. El-Batş’a dönecek olursak suikastın ardından el-Batş’ın, İsrail içerisine sızıp buradaki hedefleri vurmayı amaçlayan Hamas’ın insansız hava aracı projesinin başında bulunduğu büyük ölçüde netleşmiş bir durumda.

Hamas’ın faaliyetlerini takip eden uzman, Malezya’nın en basit şekliyle bu faaliyeti görmezden geldiğini ve en kötü şekliyle de Malezya’da silah geliştirme ve üretme faaliyetinde Hamas’la işbirliği yapanların bulunduğunu söylüyor. Her halükarda Hamas, Malezya’yı kendisi için bir laboratuara dönüştürdü.

Diğer yandan Malezyalılar, Hamas’la siyasi ve insani bir ilişkiye sahip olduklarını belirtiyorlar. Malezyalılar, bu konuda iki taraf arasındaki karşılıklı siyasi heyetleri dayanak alıyorlar. Malezya başbakanı, geçmişte bir heyetin başında Gazze’yi ziyaret etmişti. Hamas, Filistinli heyetleri düzenli bir şekilde Kuala Lumpur’a gönderiyor. Fakat yabancı uzmanın dediği gibi herkes, bu ziyaretlerin askeri ve güvenlik alanında iletişim kurmak için bir kılıf olduğunu anladı. Çünkü Hamas’tan Filistinli heyetler, Malezya’yı ziyaret ettikleri zaman Malezya’nın başkentinde dev silah fuarlarına katılıyorlar.

Bu, Hamas’ın kullandığı bilinen bir yöntemdir. Hamas, dünya çevresinde çeşitli ülkelerin topraklarına girmek için o ülkelerin ideolojik sempatisini istismar ediyor. Hamas, ofislerini kurar kurmaz askeri ihtiyaçlarını karşılamak için araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) çalışmasına başlıyor.

Malezya, bu anlamda ilk ülke değil ve belki de kapılarını açan son ülke olmayacak. Bu şekilde Malezya, kendisini terörü koruyan ülke olarak sınıflandırılmaya maruz bırakıyor. Ankara, Beyrut ve Kuala Lumpur arasında zayıf bir bağ var. Öyle ki Hamas, buralarda askeri çıkarları için bir organizasyon ağı oluşturuyor.

Türkiye’yi ele alacak olursak Türkiye, siyasi, ekonomik ve operasyonel konularda Hamas’a geniş bir destek sundu. Ayrıca Türkiye, Hamas’a yönelik ideolojik bir yakınlaşma gösterdi. Böylece Türkiye, kendisini, sınırları içerisinde Hamas’ın askeri kanadına bağlı üst düzey yetkilileri barındırırken buldu. Son yıllarda bu üst düzey yetkililer, tam olarak Malezya’da olduğu gibi Türkiye’de de silah alanında Ar-Ge çalışmalarını sürdürmede ve askeri eğitim ekibi oluşturmada başarılı oldu. Türk yetkililer, Hamas’tan Türkiye’de ikamet edenlerin askeri güç inşa etmeye katılanlarla toplantılar yapmasına göz yumdu.

Ancak Türkiye’nin Hamas’a verdiği halk desteğine rağmen Ankara, bu durumun yol açacağı sonuçlara aldırmıyor. Türkiye, kendi sınırları içerisinde Hamas’ın üst düzey yetkililerinin askeri faaliyeti nedeniyle defalarca uluslararası baskıya maruz kaldı. Bunun için kendi topraklarında yasa dışı askeri faaliyet yürütmesi konusunda Hamas’a izin verse bile öyle görünüyor ki Türkiye, daha az provokatif bir izlenim benimsemesi için Hamas’a yönelik talimat yayınlamakta tereddüt etmedi. Önceki yazılarda işaret ettiğim gibi Hamas, Hizbullah’ı parçalamayı ve Hizbullah’ın Lübnan’da Hamas’ın bazı liderlerine sağladığı sığınaktan faydalanmak istiyor. Hamas’ın Lübnan’daki faaliyeti, davul zurna eşliğinde Hizbullah’la koordineli bir şekilde başlamasına rağmen Hamas’a bağlı Yabancı Çalışmalar Ofisi, uzun yıllardan beri gizli bir füze projesi üzerinde çalışıyor.

Hamas’ın iddiasına göre bu proje, İsrail’e yönelik yüzlerce füze fırlatmak amacıyla Lübnan’ı Hamas’ın gelecekteki savaşına katılmaya mecbur bırakmak için Hamas’ı stratejik bir güçle donatmayı tasarlıyor. Hamas’ın Lübnan’daki faaliyeti, abes bir duruma neden oldu. Bütün şiddetli açıklamalara rağmen bu durumda Hizbullah, istemediği bir savaşa girmeye mecbur kalabilir. Öyle ki Hizbullah, Beyrut’un güney banliyösünün merkezinde Hamas’ın Siyasi Büro başkanının yardımcısı ve İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın kurucularından olan Aruri’ye güvenli bir sığınak sağladı. Bu durum, Hamas’ın Lübnan’ın güneyinde bağımsız bir askeri güç inşa etmeye yönelik gizli çalışmalarından kaynaklanmakta. Nitekim geçmişte Fetih de Kahire anlaşmasının akabinde aynı şeyi yapmıştı. Bunun sonucunda Lübnan’da meydana gelen parçalanmayı, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün bölünüp Tunus’a kadar uzaklaştırılmasını hepimiz biliyoruz. Filistin Kurtuluş Örgütü, şu ana parçalanmış bir vaziyette bulunuyor.

Malezya, Türkiye ve Lübnan’da olduğu gibi operasyonel sahaların sayısının artmasıyla birlikte Hamas’ın üzerinde çalıştığı gizli şebekede tehditler mevcut. Aynı şekilde Hamas’ın bu ülkelerde yürüttüğü yasa dışı askeri faaliyetin kapsamı ve derinliği ortaya çıkıyor. Hamas, askeri hedeflere ulaşmak için İran tarzında hareket ediyor.

Buna karşılık Hamas, zarar görebilir. Çünkü kapılarını Hamas’a açan bu ülkeler, en nihayetinde uluslararası hukuku çiğnediklerinden ve Hamas’ın askeri kanadına yardım ettiklerinden dolayı yaptırımlara maruz kalabilir. Zira Hamas, Avrupa ve ABD tarafından terör listesine alındı.

Bu devletlerin, kendisini ağırlamasını istismar eden ve askeri faaliyetlere devam etmek için insani yardımları ve ideolojiyi kullanan Hamas’ın üst düzey yetkililerine yönelik yakında bir suçlama yöneltilecektir. Bu, meydana geldiği zaman söz konusu ülkeler, son derece toleranslı olmaktan vazgeçeceklerdir. Çünkü bu ülkelerin halkının geleceği ve refahı tehlikede bulunuyor. Hamas, kendisini sadece Gazze Şeridi’nde değil, aynı zamanda dünya çevresinde de yalnız bırakılmış bir şekilde bulacak. Maalesef Gazzeliler, Hamas’ın hırslarının ve İran’ın Hamas’a yönelik nasihatlerinin bedelini ödemeye devam edecekler.