Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hamas-Fetih iç barışı ve ilk pozisyonlara dönüş | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Beklendiği üzere Filistin iç barışı ve Hamas ile Fetih arasında birliktelik umutları azaldı. Barış ümitlerinin Kahire’de yeşerdiği ilk günden itibaren duygusallığın ve hissiyatın bölünmüşlüğü körükleyen maddelerden daha belirgin olduğu ortadaydı.

Ramallah’tan gelen Fetih heyetinin sevgi ve coşku tezahüratıyla karşılanışının altında vatandaşların bölünmüşlükten çok çekmiş olması, tuzlu suiçmeye mecbur kalması ve hayat koşullarının gitgide daha da kötüye gitmesi yatıyor. Bundandır ki vatandaşlar Erez Sınır Kapısı’ndan gelenlere zaruretten doğan ümit gözüyle baktı. Gazzeliler barışın sağlandığı hatta tamamlandığı, dünyada kimsenin dayanamadığı kadar dayandıkları ve on yıldır kötüleşen hayat koşullarının daha iyi olacağı hissine kapılarak sevinçlerini gösterdi.

Kahire’den yapılan açıklamalardan sonra, ABD dâhil, Gazze sınır kapılarının dışındaki dünya Filistin’de bölünmüşlüğünün sona erdiğine inandı. Filistin dosyası ile uğraşanlar on yıldan uzun süren huzursuzluktan sonra bir meşru otoriteyle karşı karşıya olmanın rahatlığıyla yaşananları kutladı.

Umut enfeksiyonla bulaşan pozitif bir hastalıktır. Bazıları tarafından başarılı sayılan Kahire beyanını başlangıcından itibaren incelersek, bütün dünyanın aşırı iyimserliğe kapıldığını görürüz. Ayrıca, uluslararası alandaki karar verme mercilerinin çoğunun kararın bir siyasi uzlaşmanın başlangıcı olduğu düşüncesine kapıldığını, ‘Yüzyılın Anlaşmasına’ yol açacağını dahi ümit ettiklerini anlayabiliriz. Zamanında tüm tarafları düşünmeye çağırarak elde edilen sonucun başarı olarak yorumlanması için acele davranıldığını söylediğimde çoğu gözlemci benim haksız bir kötümserlik havasına büründüğümü, söylediklerimin bembeyaz kumaş üzerinde kara bir leke gibi gözüktüğünü söyledi.

Anlaşmanın ilk aşamalarında yaşananları analiz ettiğimde Mısır’ın en üst düzeyde olaya müdahil olduğunu gördüm. Fakat Filistinlilerin barışa için sadık bir çaba göstermemesi halinde ve bölünmüşlüğe götüren sebepler üstünde davranış sergilememeleri durumunda bu müdahalenin yeterli olmayacağını da söylemiştim. Filistinli tarafların barışmasının bu dönemde bir çok nedenden dolayı elzem olduğunu zira gerçekleşmesi halinde ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak nitelendirilen anlaşmanın Filistin meselesini tasfiye edeceğinin veya en azından müzakere masasına koyacağının altını çizmiştim. Kuşkusuz ‘Yüzyılın Anlaşması’ süreci başlarsa iç kavga ve kargaşanın hiçbir mazereti olmaz. Mesele, Fetihli bakanın veya Hamaslı bakan vekilinin yetkileri meselesi değil. Gazzeli memurların aylıkları için satılan kamu arazilerinin geri alınması meselesi veya Refah Sınır Kapısı’nın giriş mührünün kimde olduğu meselesi de değil. Erez Sınır Kapısı’ndan seyrek de olsa girenlerin kimler tarafından karşılanacağı meselesi hiç değil. Bunlar tali meselelerdir ve hükümetin güçlendirilmesi konu başlığı altında sonradan ele alınabilir. Esas mesele “Yüzyılın Anlaşması” müzakereleri başladığında Mahmut Abbas’a Filistin halkını temsil edip etmediği, yetkilerinin gerçek olup olmadığı sorusu sorulduğunda ortaya çıkar.

Tam bir siyasi birlik yerine noksan veya eksik idari birimin bulunmasının mazereti olamaz. Hele hele İsrail’in Filistinlilerin lehine olabilecek herhangi bir maddenin etrafından dolanmak için bu eksik temsili bahane edeceği bilinirken Filistinlilerin bölünmüşlüğü bertaraf etmemeleri büyük bir suç olacaktır. Bu tür bölünmüşlüğü bahane ederek dostun da düşmanın da sorumluluklarından kaçacaklarını söylersem hiç de abartmış olmam.

Hükümeti güçlendirme hikâyelerine o kadar daldık ki bin bir gece masallarına bürünerek bölünmüşlüğün sebeplerini ele almayı unuttuk. Bu, bizim geçmişteki hatamızdı. Günümüzde de aynı hataya girdiğimizi görüyorum. Eğer aynı tutumu sergilersek bölünmüşlüğümüz ne yakın gelecekte ne de uzak gelecekte bitecek gibi görünmüyor.

Ortada vahim ve çok tehlikeli bir durum var; dünün birbirlerine sarılanları bugün birbirlerini suçluyor. Çatışma ilk sayfaya ve ilk aşamaya geri dönecek gibi gözüküyor. İşte burada tehlike çanları çalıyor. Bölge savaşları bitmeye yüz tuttu, Filistin dosyası dâhil tüm dosyaların açılması an meselesi.