Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hariri, ikili ilişkileri geliştirmek üzere Suudi Arabistan’a gitti | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Geçtiğimiz Pazartesi günü Kral Selman bin Abdulaziz’den davet alan Lübnan Başbakanı Saad Hariri, bugün Suudi Arabistan’a gitmek üzere ülkeden ayrılırken, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz’in elçisi Kraliyet Divanı Müsteşarı Nizar Alula da Lübnan’daki görüşmelerini tamamladı.

Müstakbel Hareketi’ndeki bakanlık kaynakları Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Hariri’nin akşam saatlerinde Lübnan’dan ayrılıp, Suudi Arabistan’a gittiğini söyledi. Kaynaklar “Daha önce de iki taraf arasında gerçekleştirilen ziyarette, Suudi Arabistan ve genel olarak Lübnan özel olarak da Başbakan arasındaki ilişkiler üzerinde duruluyor” dedi.

Bu bağlamda yayınlanan bazı bilgiler, ziyaretin bazı Arap ülkelerini de kapsayacağı yönünde. Kaynaklar ise, “Şimdiye kadar yayınlanan bilgiler, ziyaretin Suudi Arabistan ile sınırlı olacağını ve diğer Arap ülkelerine yönelik ziyaretlerin bir sonraki turda gerçekleşeceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Alula ise Lübnan’a yönelik kısa ziyaretini, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, eski Cumhurbaşkanı Emin Cemayel, Falanjist Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Sami Cemayel ve eski Başbakanlardan Temmam Selam, Fuad Sinyora, Necib Mikati ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından tamamladı. Bu bağlamda Nizar Alula, Berri ile yaptığı görüşmenin ardından “Başkan Berri, Lübnan’a umut ve iyimserlik veriyor” dedi.
Aynı şekilde Berri de görüşmeyi “dostça” olarak nitelendirirken, Suudi Arabistan elçisinin, diğer toplantılar için umut verici olduğunu söyledi.

Öte yandan Alula, ziyareti sırasında Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçisi Velid el-Yakub ve Kraliyet Divanı’nda Bakan Velid el-Buhari eşliğinde eski Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman ile de bir araya geldi. Toplantı sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve bölgedeki mevcut durum görüşülürken, Mart ayında Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yapacağı Arap Zirvesi üzerinde duruldu.

Toplantıda, Lübnan ve Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkilerin canlandırılması gerekliliği masaya yatırıldı. Ayrıca özellikle Lübnan’da Suudi Arabistan kalkınma programlarının gerçekleştirilmesinin, tüm Lübnan topraklarında devletin varlığının ve egemenliğinin güçlendirilmesinin üzerine durulduğu da kaydedildi.

2013 yılında kurulan Lübnan için Uluslararası Destek Grubu kararları neticesinde düzenlenecek Paris’teki yatırım amaçlı CEDER (CEDAR) konferansı, orduya ve güvenlik güçlerine destek amaçlı Roma konferansı ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerle ilgili olan Brüksel konferansı da toplantının gündeminde yer aldı. Ayrıca toplantıda Arap özellikle de Suudi Arabistan’ın etkin katılımının önemi üzerinde duruldu.

Kraliyet Divanı Müsteşarı Alula, yaklaşık 1 saat süren görüşme hakkında memnuniyetini dile getirirken, “Başkan ile yapılan toplantı çok güzel geçti” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Süleyman, toplantıda parlamento seçimlerine değinildiği iddialarını reddetti. Suudi elçisinin ziyaretinin ve toplantıların Lübnan- Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açtığı yönündeki bir soruya yanıt olarak “Görünüşe göre, ziyaret ve konuşmaların içeriği sayesinde ilişkiler canlandı. Birkaç ay önce Veliaht Prens ile Lübnan’da kalkınma programlarının canlandırılması konusundaki Suudi Arabistan’ın düşüncelerini görüştüm. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme konusunda iyi bir adım” dedi.

Görüşmenin ardından eski cumhurbaşkanı “Suudi Arabistan elçisinin ziyareti, her açıdan Lübnan’ın lehinedir. Suudi Arabistan, özellikle İsrail ile ilgili konularda, deniz ve kara sınırı meselesine dair Lübnan’ın desteklenmesini gerektiren bir Arap zirvesine ev sahipliği yapacak. Bu bağlamda Arap ülkeleri ve Suudi Arabistan Kudüs, Mescid-i Aksa ve İsrail uygulamalarını protesto eden Kıyamet Kilisesi konusunda Lübnan’ın yanında yer almalıdır” şeklinde konuştu.

Aynı şekilde Mişel Süleyman, “Lübnan’a iç desteği çeşitli açılardan ele aldık ve uluslararası toplumun ekonomik, güvenlik ve siyasi istikrarı öngören Lübnan’ı destekleme kararlarını görüştük. Tüm bunlar, mutlak egemenliğe sahip bir devlete nasıl dönüşüleceği konusunda tartışmalar ve ulusal kararlar aracığıyla gerçekleşir. Lübnan’ın tarafsızlaştırılmasının ardından savunma stratejisine ilişkin bahsettiğimiz şey de buydu” dedi. Temasların sürdürüleceğine dair temennisini dile getiren Süleyman, “Bunun gerçekleşmesini sağlamak için Lübnan’a heyetler gönderilmeye devam edilecek. Zira Araplar, Lübnan’ın istikrarına ve refahına önem veriyor. Nitekim devletin egemenliği konusunda plan yapmazsak bu refah gerçekleşemez” ifadelerini kullandı.