Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Cumhurbaşkanlığı’na Mişel Avn’ın seçilmesinin ardından kurulan koalisyon hükümetini henüz birinci yılını doldurmamışken istifa etti.

Siyasi görüş farklılıkları hükümeti, birçok kez bölünme tehlikesi ile karşı karşıya getirmiş olsa dahi genel olarak Lübnan’ın ayakta kalabilmesi ve ekonomik durumun daha da kötüleşmemesi için hükümette çıkan tartışmaların bastırılması yönünde karar alındı.

İstifa açıklamasını, Lübnan’ın şu an bulunduğu durumu 2005 yılında suikasta uğrayan eski başbakan ve babası Refik el-Hariri’nin şehit edilmesinden önceki havayı andıran iklime benzeterek yapan Hariri, suikasta uğrama endişesini dile getirerek, “Hayatımın gizli odaklar tarafından hedef alındığını hissediyorum” ifadelerini kullandı. Açıklamasında, İran’ın, Arap dünyasını yok etmek istediğini ancak bölgedeki ellerinin kesileceğini söyledi.

Hariri’nin konuşmasının önemli noktalarından biri ise, “Hizbullah silahlarını Lübnan’a, Suriyeli ve Yemenli kardeşlerimize çeviriyor ve bu da çevremizdeki Arap ülkeleriyle problemler yaşamamıza sebep oluyor” ifadelereriydi.

Saad Hariri başkanlığındaki hükümet, Mişel Avn’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ülkede oluşan sakin ve iyimser atmosferde Aralık 2016’da kuruldu. Birçok siyasi partinin desteği ve onayı ile kurulan koalisyon hükümetinde, daha önce bir örneği bulunmayan ve gelenekselliğin dışına çıkılan bir şekilde yapı oluşturularak, belirli topluluklara belirli bakanlıklar verildi.

Hükümeti kurma görevi verilen Hariri, iki ay içerisinde bunu gerçekleştirdi. Bu daha önceki hükümetlerin kurulmasında harcanan uzun zamanlar açısından iyi bir zaman dilimiydi.

Lübnan’da cumhurbaşkanlığının üç yıl boyunca boş kalması, ülkede siyasi, güvenlik ve ekonomik kötü etkilere sebep oldu. Ancak Hariri liderliğindeki hükümet bir yıl içersinde bu alanlarda önemli gelişmeler kaydetti. Ekonomik büyüme sağlandı, yeni bir seçim yasası çıkarıldı ve maaşların ödemeleri onaylandı.

12 yıl boyunca bütçesiz kalmış bir ülke devralan Başbakan Hariri hükümetinin başarıları arasında; petrol dosyası, kamu ve özel sektör arasındaki ortaklık yasası ve Suriye krizi için önemli adımlar atılması yer aldı.

Başbakan Hariri, hükümetin kuruluşundan bu yana hep söylediği gibi, devleti ve Lübnanlıları korunmayı amaçladı.

Ancak öyle görünüyor ki, onlarca yıldır olduğu gibi duran reformları tamamlamak için çok sıkı çalışan hükümetle bile birden fazla partiden yapılan siyasi saldırılar, Lübnan’ın güvenliği için bir tehdit haline gelen Hizbullah ve Hizbullah aracılığı ile ülkenin içişlerine yapılan İran müdahalesiyle uğraşmak imkansız.

Bu şartlar ve faktörlerin tümü Hariri’nin istifasına yol açtı ve hükümetin tüm çabalarını alt üst etti.