Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Mişel Avn’a Cumhurbaşkanlığı yolunu açan siyasi uzlaşmayı imzaladığı için pişman olmadığını ve bunu sürdüreceğini bir kez daha ifade etti. Hariri “Uzlaşma, Lübnan’daki ulusal denklemde dengeleri sağladı” diyerek yapılan anlaşmaya sahip çıktı. Uzlaşmanın alternatifinin ise Lübnan’ı yok edecek olan bir iç savaş olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı Hariri, partisi Müstakbel Hareketi’nin İşçi Bayramı münasebetiyle hazırladığı öğle yemeğine katıldı.

Hariri, Sünnilerin ellerindeki seçeneklerden dolayı başarısız olacağını söyleyenlere sert sözlerle yüklendi:

“Özellikle uzlaşmanın ve Sünnilerin başarısız olacağına yönelik söylemleri pazarlayan ve bu yönde kuruntuları olanlara bir çift sözüm olacak. Bu kimselere, yapmış olduğum siyasi uzlaşmayla gurur duyduğumu buradan ifade ediyorum. Uzlaşma, bizim bu ülkenin asıl temellerinden olduğumuzu kanıtladı. Bu da Beyrut veya Sünni halk olmadıkça Lübnan’da siyasi uzlaşmanın gerçekleşmeyeceği anlamına gelir. Peki bu ‘başarısızlık’ tüccarları nerede?”

Lübnan Başbakanı konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Başarısızlık söyleminin pazarlayanlar Suriye’de neler olup bittiğini görmüyor mu? Peki Sünniler uzlaşmadan önce neredeydi? Ayrıca bu uzlaşma olmasaydı nerede olacaklardı? Beyrut ve tüm Lübnan nerede olacaktı? Gururla ve meydan okuyarak diyorum ki bu uzlaşmayı ben imzaladım ve Lübnan’da ulusal denklemdeki dengeyi de hazırlayan bendim. Babaların hasretini bitirecek, annelerin gözyaşlarını dindirecek sorumluluğu üstlenemeyenler Refik Hariri’nin varisi olduğunu iddia edemezler.”

“İç savaş Beyrut’u tahrip eder ve ortada ne Sünniler kalır ne de ülke” diyen Hariri konuşmasının devamında da hedefine aldığı ‘başarısızlık tüccarlarına’ şöyle seslendi:

“Şayet sizler Müstakbel’in seçim listesinde yer alsaydınız acaba o zaman listeler yapar, Saad Hariri veya Müstakbel hakkında mı konuşurdunuz yoksa bu ikisinin ne kadar güçlü olduğundan mı bahsederdiniz? Mesele kalkınma veya başarısızlık değildir. Asıl mesele parlamentoda koltuk kapmaktır. Bizler yeni bir sürece girdik ve önünüzde yeni bir Hariri var. Tehditlerle mücadele etmekten başka seçeneğimiz de yok. Önümüzde seçimler var. 7 Mayıs sabahı ‘keşke’ diyemeyiz. Son olarak, tüm bölgelerde genel seferberlik ilan etmekten başka çaremiz de yok.”