Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hariri’nin istifası ve Hizbullah…Yüzleşme zamanı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yaklaşık bir yıl sonra Lübnan Başbakanı Saad Hariri, doğal ve beklenen kararı alarak, Hizbullah’ın gizli hükümetini terk etti.

Hariri, hükümetini Aralık 2016’da oluşturdu. Hariri hükümeti, Lübnan içerisinde bütçe kararı ve Suriye mülteci krizini düzeltme çalışmaları gibi birtakım güzel işler yaptı. Daha da önemlisi barışı ve Lübnan’ın tarafsızlığını açık bir şekilde muhafaza etmeye çalıştı.

İran’ın kibri dışında ona tabi olan Hizbullah’ın inadı, Suriye’de yaşanan trajedinin faturasının kabarması, Hizbullah’ın Suriye’deki suçlara karışması, İran ve Araplar, özellikle de Yemen’de bulunan Humeyni- Husi gruplarla savaşan Suudi Arabistan arasındaki çatışmanın alevlenmesi… Ayrıca Hizbullah’ın Suudi Arabistan ve Arap İttifakı ülkeleri aleyhine medya üzerinden oluşturduğu fitne… Tüm bunlar engellenmelidir.

Tüm bunlardan sonra Hariri istifa etti. Saad Hariri, bugünkü durumu babası Refik Hariri’nin suikasta uğradığı döneme benzetti. Hariri, hayatına yönelik bir komplo kurulduğunu hissettiğini ifade etti. Hariri, yaptığı istifa konuşmasında İran’ın Arap dünyasını yok etmek için güçlü bir arzusu olduğunu açıkladı. İran’ın bölgedeki ellerinin kesileceğini belirterek gözdağı verdi.

Hariri, fasih bir Arapçayla “Hizbullah, Lübnan’da silah zoruyla de facto bir durum dikte etti” dedi.

Lübnan Güçleri Partisi Başkanı Semir Caca, bunun doğru bir adım olduğunu ifade ederek istifanın neden geç kaldığını garipsediğini söyledi. Caca, “Kendisine saygı gösteren birisinin hükümette kalması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Saad Hariri’nin bu sürpriz davranışı, İran’ın hesaplarını karıştırdı. İran dini liderinin danışmanı Ali Velayeti, birkaç gün önce Beyrut’ta İran’ın Lübnan üzerindeki hegemonyasını ve Suriye’deki zaferi kutluyordu. İran Şura Meclisi Başkanının Özel Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Hariri’nin istifasına öfkelenerek Ali Velayeti’nin Lübnan’dan İran İslam Cumhuriyeti’nin Lübnan’ın birliğine ve bağımsızlığına özen gösterdiğini söylediğini açıkladı. Trajikomik bir durum.

İran’ın Arap devletlerine müdahaleleri ve Arap devletleriyle uğraşması, ne bir sır ne de bir analizdir. Bilakis bu, gözle görülen ve hissedilen bir gerçektir. “Barış güvercini” İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani şöyle bir açıklamada bulunmuştu; “Hâlihazırda Irak, Suriye, Lübnan, Kuzey Afrika ve Körfez bölgesinde İran olmaksızın kesin bir karara varmak mümkün değildir.” Bu açıklamaya Saad Hariri’nin kendisinden anında yanıt geldi.

Ruhani’nin açıklaması, İran rejiminin kültürünü ifade ediyor. Mesela, İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü komutanın yardımcısı Tümgeneral İsmail Kaani, İran’ın bölge ülkelerini fethetmeye devam ettiğini daha önce dile getirmişti.

Lübnan Hizbullah’ı ve Yemen’deki Husi cemaati üzerinden İran rejimiyle büyük yüzleşme anı geldi mi?

Biz, tarihi bir dönüm noktasıyla karşı karşıyayız.