ABD’nin liderliğinde DEAŞ’la Mücadelede Koalisyon Güçleri uçaklarının, Suriye toprakları içerisinde bulunan sınırdaki Ebu Kemal bölgesinde Haşd-i Şabi bölüklerinden birini hedef aldığına dair çelişkili haberler gelmekte. Haşd-i Şabi güçleri, ABD’yi hava saldırısında 22 elemanını öldürmekle suçluyor.
Haşd-i Şabi Konseyi eski resmi sözcüsü olan Irak meclis üyesi Ahmed el-Esedi dün, Koalisyon Güçleri’nin sınır bölgelerinde hedeflerini belirlerken çok dikkatli olmadığını söylerken bir güvenlik uzmanı ‘olanların birden fazla okuması var’ şeklinde görüşünü bildirdi. Esedi konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bize ulaşan bilgiler, UK uçaklarının Irak-Suriye sınırındaki birtakım direniş unsurlarını hedef aldığı yönünde. Koalisyon uçakları, Ebu Kemal’deki sınır bölgelerindeki hedeflerini belirlemede özenli değil. Burası, Haşdi Şabi oluşumları ile Irak ordusunun var olduğu yerdir. Haşdi Şabi, bombalama, askeri güçlerin bulunduğu mekânlar ve hedef alınan rota hakkında kesin bilgiler sağlayacak raporları bekliyor. Biz de ona göre tavır alacağız. Nitekim bazı direniş unsurlarının bombalandığından emin olundu ancak biz detaylı haritayı bekliyoruz.”
Esedi, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Ortak operasyon liderleri, bir açıklama yayınladı. Ama biz ortak operasyonlar ya da mevcut askeri oluşumlar tarafından resmi açıklamalar yapılsın istiyoruz. Irak sınırları içerisinde mi Suriye mi yoksa sınır şeridinde mi? Suriye’de birtakım direniş güçlerinin varlığı ve Suriye ordusu ile dirsek teması içerisinde olması garip bir şey değil. 7 seneden fazla zaman geçti. Muhakkak ki Suriye hükümetinin bilgi ve onayı dâhilindedir.”
Bu çerçevede Şarku’l Avsat yetkilisi bir kaynak, ‘Irak sınırları dışında Haşdi Şabi güçlerinin varlığını ve hatta hedef alındığına dair söylemleri’ yalanladı ve şu açıklamada bulundu: “Çoğunluğu Hizbullah tugaylarına mensup bireysel gönüllüler var. Belki Suriye’de kendi adına savaşan başka unsurlar da vardır. Bunlar, Irak-Suriye arasındaki sınır şeridinin yakınlarında bulunuyorlar. Yani tam olarak Suriye’deki Ebu Kemal bölgesinde. Amerikan bombardımanı, Iraklı savaşçıların bulunduğu bu Suriye toprağını hedef aldı ancak onlar, askeri kurumlara bağlı ve silahlı kuvvetler genel komutanı denetimi altında resmi bir güç olarak sınır dışına bir metre dahi çıkmasına izin verilmeyen Haşdi Şabi üyeleri arasında değildir.”
Bu bombardımanda kayıp verilip verilmediğine dair sorulan bir soruya kaynak şu yanıtı verdi: “İlk haberler, Suriyeli ve Iraklılar arasında kayıp verildiği yönünde ancak kurbanların sayısını bilmiyoruz.”
Güvenlik Uzmanı Fazıl Ebu Ragif, bu konuda Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu: “Bu saldırı hakkında 3 görüş var. UK sözcüsü bu saldırıyı reddediyor. Suriye sözcüsü de diyor ki bu saldırıyı ABD güçleri gerçekleştirdi. Önde gelen bir yetkili ise bana, Suriye toprakları içinde değil ama Irak toprakları içinde birçok Haşdi Şabi oluşumu olduğunu, bu unsurların bir saldırıya uğrayıp kayıp verdiğini söyledi. ABD, hava sahalarını elinde bulundurduğu sürece bu saldırıyı kendisi yapmamış olsa bile kimin yaptığını çok iyi bilir. Irak resmi makamlarının beklediği de budur.”
Öte yandan Haşdi Şabi Konseyi, Amerikan uçaklarının iki güdümlü füze ile Haşdi Şabi birimlerinden olan ve Suriye ile olan sınır şeridini savunan 45 ve 46 tugaylarına ait sabit bir üssü vurduğunu belirtti. Yaptığı açıklamaya göre, füze saldırısı 22 ölü ve 12 yaralıya sebep oldu. Konsey, sınır kurtarma operasyonlarının bitişinden beri sınır şeridinde bulunan Haşdi Şabi güçlerinin ortak Irak operasyonlarının bilgisi dâhilinde olduğuna ve bunun bölgenin coğrafi yapısının çorak arazi olmasının yanı sıra askeri gereklilik olduğuna işaret etti. Buna göre Irak güçleri, sınırdan yalnızca 700 metre uzaklıkta bulunan Suriye’nin Ebu Kemal bölgesinin kuzeyinde bir üs edinmiştir. Ancak burası altyapıyı kapsayan etkin bir topraktır ve engel duvarına yakındır. Nitekim burada, Irak topraklarına sızmak için elinden geleni yapan terörizm de mevzilenmektedir. Bu varlık, Suriye hükümeti ile ortak Irak operasyonlarının bilgisindedir.”
Haşd’in suçlamalarından birkaç saat önce Şam, Koalisyon’un, Deyr ez Zor bölgesi ile Irak sınırları hizasında yer alan Heri şehrindeki askeri noktalardan birini hedef aldığını duyurdu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Pazartesi günü aralarında en az 30 Iraklı savaşçı ile Suriye uyruklu 16 kişinin bulunduğu 52 ölünün var olduğunu açıkladı. Bunların arasında ordu ve ona bağlı grupların da unsurları bulunmaktaydı. Ayrıca fail uçakların kimliği belirlenemese de bunun, Şam ve müttefiklerine karşı en kanlı saldırılar arasında yer aldığını belirtti.
Açıklamaya göre Haşdi Şabi savaşçıları, DEAŞ’a karşı operasyonlar bittiğinden bu yana Irak ve Suriye arasındaki sınır şeridi boyunca yayılmaktadır ve bu, Suriye hükümeti ile ortak Irak operasyonunun haberdar olduğu bir durumdur. Savaşçılar, Ebu Kemal’in kuzeyinde mevzilenmektedirler.
Bir kısmı Haşdi Şabi’ye üye olan Iraklı savaşçılar, senelerdir Suriye hükümet güçlerine katılmaktadır ve sınırdaki Deyr-i Zor bölgesinde DEAŞ’a karşı verilen savaşlarda oldukça önemli bir rol oynamışlardır.
Deyr-i Zor’daki askeri bir kaynak AFP’ye, ‘bu hava saldırısının Heri bölgesindeki Suriye-Irak ortak mevzilerine uzandığını’ ifade etti.
Şam, Pazar gece yarısından (Pazartesi) sonra Koalisyon’u bu saldırıyı uygulamakla itham etti. Suriye resmi haber ajansı SANA, askeri bir kaynaktan ‘Koalisyon, Heri bölgesindeki askeri noktalarımızdan birine saldırdı. Bu, birçok ölü ve yaralıya sebep oldu’ dediğini ancak kesin sonucu belirtmediğini aktardı.
Buna karşılık, Uluslararası Koalisyon Basın Ofisi, AFP’nin sorusuna karşılık olarak e-mail yoluyla şu mesajı yayınladı: “ABD veya Koalisyon güçlerinin bölgeye yönelik bir saldırısı söz konusu değildir.”
Koalisyon Güçleri Sözcüsü Albay Sean Ryan attığı tweette şu ifadeleri kullandı: “Koalisyon, Fırat’ın batısındaki Ebu Kemal yakınlarında bir saldırı gerçekleştirmemiştir. Koalisyon ve Suriye Demokratik Güçleri, Fırat’ın doğusunda DEAŞ’ı bitirme görevine odaklanmış durumdadır.”
Rejime bağlı savaşçılar, Heri kasabasını ellerinde bulunduruyor. Bu kasaba, iki taraf ve ikisi tarafından desteklenen ve Fırat nehrinin iki kıyısına yayılmış güçler arasındaki gerilimi engellemek adına Moskova ve Washington tarafından yapılan çatışmasızlık hattının güneyinde yer almaktadır. Söz konusu hat, iki taraf arasındaki herhangi olayın meydana gelmesini önlüyor.
SOHR’nin sonuçlarına göre geçtiğimiz 24 Mayıs’ta Ebu Kemal’in güneyindeki hava saldırılarında rejime bağlı 12 silahlı kişi hayatını kaybetti. Şam, bu eylemden Koalisyon Güçleri’ni sorumlu tutarken ABD Savunma Bakanlığı bunu yalanladı. Suriye rejim ordusu ile İran, Afgan ve Irak uyruklu ve Lübnan Hizbullahı’ndan savaşçılar, Deyr-i Zor’u iki kısma ayıran Fırat nehrinin batı sahilini kontrolünde bulunduruyor. Geçtiğimiz haftalarda ordu ve müttefiklerinin Ebu Kemal’in güneyindeki mevzileri, aşırılıkçı örgütün çöldeki sığınma noktalarından başlattığı saldırılara maruz kaldı.
Uluslararası Koalisyon Güçleri, Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) Doğu Fırat’ta kontrol ettikleri son cepten kovmaya çalıştığı aşırlıkçı örgüte karşı savaşında desteklemektedir.
Koalisyon, bölgede rejim güçlerine karşı birkaç saldırı gerçekleştirmiştir. Geçtiğimiz Şubat ayında Amerikan Güçleri Merkez Komutanlığı, Koalisyon’nun Deyr-i Zor’un doğusunda başlattığı saldırılarda rejime bağlı aralarında Rusların da yer aldığı yaklaşık yüz kişinin ölümünü haber verdi.
Radikal örgütün son ceplerine karşı devam eden savaşlar kapsamında SDG, askeri operasyonlarının hedeflerini genişletti. Son olarak da Deyr-i Zor’un hizasında bulunan Güney Haseke köyünü dâhil etti.
Söz konusu güçler, Pazar günü radikal örgütün Haseke bölgesindeki kalesi sayılan ve Suriye’deki militanların kontrol ettiği noktaları Irak’takine bağlayan ‘hayati bir koridor’ üzerinde bulunan Deşişe kasabasını ele geçirdi.
ABD’nin Koalisyon Güçleri Elçisi Brett McGurk, Twitter hesabı üzerinden şu mesajı yayımladı: “Deşişe dört seneden beri ilk kez, Irak ve Suriye arasında DEAŞ kontrolü altında intihar bombacısı, savaşçı ve silah nakliyatına konu olan bir geçit kasabası değil.”
Bölgenin büyük bir kısmı harap oldu ama artık Badiye, Deyr-i Zor ve ülkenin güneyine dağılmış sınırlı cepheler haricinde örgüt varlık göstermiyor.