Tüm dünya ülkeleri; günümüzün politik, ekonomik gerginlikler ve değişimlerle dolu ortamında ekonomik ortaklıklar kurmak ve maliyeti ne olursa olsun küresel yatırımları kendilerine çekmek için yarışıyor. Bu ortamda, dün Riyad’da başlayan Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın daha ilk saatlerinde, Suudi Arabistan’ın 50 milyar dolarlık anlaşmalar imzaladığı açıklaması geldi. Bu anlaşmalar; petrol, doğal gaz, sanayi ve altyapı alanlarında Tarfigura, Total, Hyundai, Norinco, Schlumberger, Halliburton, Baker Hughes vb. uluslararası şirketlerle imzalandı. Bu uluslararası şirketler, Suudi Arabistan’da kendilerini büyük fırsatlarının beklediğine inanmasaydı kendisi ile yatırım ortaklığı kararı almazlardı. Suudi Arabistan’da yatırım ortamının cazip ve çekici olduğunu düşündükleri için bu fırsatı değerlendirmeyi seçtiler. Çünkü Suudi Arabistan Yatırım Fonu, uluslararası düzeyde yatırımın önemli lokomotiflerinden biri haline geldi ve uluslararası bankalar ile şirketler, bu trende yer almak için yarışıyorlar. Bölgede yaşadığımız tüm gelişmelere rağmen, Suudi Arabistan ekonomisi her seferinde, ne kadar çetin olursa olsun her türlü siyasi ve ekonomik koşullarla başa çıkma gücü olduğunu kanıtlamıştır. Bugün Suudi Arabistan’da yatırım yapma fırsatını kaçıranlar yakın bir zamanda aynı fırsatı bir daha bulamayacaklardır.
Son üç hafta boyunca Suudi Arabistan’ın medyada karşı karşıya kaldığı karalama kampanyalarına ve Suudi Arabistan’da yatırım yapmalarını engellemek için yatırımcılara uygulanan baskılara rağmen ticari çıkarlar üstün geldi. Geçmişteki deneyimler, ne kadar büyük olursa olsun Suudi Arabistan ekonomisinin zorluklarla başa çıkma gücünü ortaya koydu. Çünkü yatırımcılar, yatırım hedeflerini gerçekleştirmek için Suudi Arabistan’dan daha verimli bir ülke bulamayacaklardır. Suudi Arabistan; G20 ülkeleri arasında yer alıyor, ekonomisi Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın en büyük ve en başarılı ekonomisi, petrol kaynakları, dünya rezervlerinin yaklaşık beşte birini oluşturuyor ve Arap ülkelerinin GSYHİ’nin %38’ine katkıda bulunmaktadır. Buna ek olarak 2030 yılında Yatırım Fonu yatırımlarının 2 trilyon riyale ulaştırmayı ve fondan, uluslararası yatırıma ayrılan payı %50’ye yükseltmeyi hedeflemektedir. Tüm bunlara ek olarak, Suudi Arabistan Avrupa, Asya, Afrika ve Hindistan yarımadası arasındaki kavşakta eşsiz bir stratejik coğrafi konuma sahiptir. Hangi ülke Suudi Arabistan ile aynı özelliklere sahip ya da ona eş olabilir?
Bugün Suudi Arabistan’da yatırım yapmak için fırsatlar ve kapılar sonuna kadar açık. Bu fırsatları değerlendirmeyen ve yatırım yapmayanlar, ileride en büyük kaybedenlerden olacaklardır. Dün El- Arabiyya televizyonuna verdiği röportajda “Maşrik” Bankasının İcra Kurulu Başkanı Abdülaziz El-Garir’in de dediği gibi gelecek üç yıl içerisinde Suudi Arabistan’da yatırım yapmayanlar bu treni kaçırmış sayılacaklardır. Gerçektende dünyanın her köşesinde yatırımcılar var ve bu yatırımcılar birikmiş paraları için orada ve burada yatırım fırsatları arıyorlar. Ama günümüz dünyasında, başarının tüm bileşenlerine sahip bir ülke ile yatırım ortaklığı yapabilmek çok ender bir fırsattır. Kaşıkçı gibi bir meseleye, kendisini sürekli bir şekilde gündemde tutmak için yapılan tüm dramatik bilgi sızdırmalara ve harcanan ateşli çabalara rağmen Suudi Arabistan ekonomi zirvesini gerçekleştirmiştir. Tüm engelleme çabalarına rağmen düzenlenen bu ekonomik faaliyet; meselenin Suudi Arabistan’ı hedef alan şiddetli bir medya kampanyasından ibaret olduğunu kanıtlamaya kefildir. Kaşıkçı meselesi, daimi bir politik krize dönüştürülmek istendi. Ama korkunç bir şekilde kendilerine baskı uygulanan yatırımcılar bile baskı şokunu atlattılar ve vakit geçirmeden ticari çıkarları açısından bu iyi fırsatı değerlendirme yolunu seçtiler. Ürdün Kralı, Pakistan, BAE ve Lübnan başbakanları, Bahreyn Veliahtı gibi üst düzey siyasi liderlerin katılımı karşısında bu baskılar nedeniyle konferansa katılmayanlar büyük bir şaşkınlık yaşadı. Bu liderlerin konferansa katılmakta ısrar etmeleri, konferanstan geri çekilen katılımcıların yokluğundan çok daha fazla bir etki yaratmıştır. Bu üst düzey katılım; konferansa, önemini va anlamını yitiren tüm özürlerden daha fazla momentum kazandırdı.
50 milyar dolarlık yatırım, dünyadaki her ülkenin umduğu ve Suudi Arabistan’ın kazandığı yatırımlardan ibaret değildir. Bilakis kendisini karalamaya çalışanlara Suudi Arabistan’ın vermiş olduğu en iyi, hızlı ve pratik karşılıktır. Krizler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar kalıcı değildirler. Bu krizler ile hızlıca başa çıkmaya ve aşmaya gücü yetenler ise sadece akıllı ülkelerdir.