Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında, Hint kaynaklarının itilaf devletlerinin zaferine büyük katkı sağlamasına rağmen Hindistan ve Avrupa arasında 20. yüzyılın ikinci yarısında kurulan ilişkiler sınırlı oldu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan Soğuk Savaş döneminde Hindistan’ın Sovyetler Birliği safında yer alması, Avrupa ve Hindistan’ı savaşın karşıt cephelerine konumlandırdı. Hindistan’ın Sovyetler Birliği tarafını seçmiş, Avrupa ise Sovyetler Birliği ve ABD hattında bölünmüştü.
Bu tarihi arka plana rağmen, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin göreve gelmesinden sonra Hindistan, Avrupa Birliği’ne (AB) yöneldi. Modi, önceki başbakanların aksine ard arda Avrupa ziyaretleri gerçekleştirdi. Ancak Yeni Delhi’nin hamleleri bu kadarla sınırlı kalmadı. Öyle ki Hindistan, önümüzdeki iki ay içinde AB’den üst düzey yetkilileri ağırlayacağını duyurdu.
Hindistan, son olarak, bir İtalyan fırkateyninin, 2012 yılında, Hindistan’ın Kirala eyaleti sahilinde iki Hintli balıkçıya ateş açarak öldürmesinden sonra İtalya ile kopan ilişkilerini yeniden kurmaya başladı. İtalya ile ilişkilerin düzeltilmesi kararı, Hindistan Cumhurbaşkanı’nın, İtalyan mevkidaşıyla Hindistan’ın Başkenti Yeni Delhi’de yaptığı toplantı sonrası alındı. İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, son on yılda Hindistan’a resmi ziyaret gerçekleştiren ilk İtalyan üst düzey yetkiliydi. Gentiloni’nin ziyareti uluslararası alanda siyasi gerilimlerin arttığı ve AB’nin Brexit ile güven krizi yaşadığı bir dönemde gerçekleşti.
İtalya Başbakanı Gentiloni’nin Hindistan ziyaretinden sonra Hindistan, 5-11 Kasım tarihleri arasında, Belçika Kralı Philip ve eşi Kraliçe Mathilde’yi ağırlamaya hazırlanıyor. Philip, 2013 yılında tahta çıkmasından sonra ilk yurtdışı ziyaretini Hindistan’a gerçekleştirecek. Belçika, ayrıca bağımsızlığını kazandıktan sonra Hindistan ile tam diplomatik ilişki geliştiren ilk AB ülkesi olarak da öne çıkıyor. Belçika Kralı’nın yanı sıra, Hindistan’a resmi ziyaret gerçekleştirmeye hazırlanan bir başka isim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron olacak, Macron, 8-10 Aralık tarihleri arasında, Hindistan’a ilk resmi ziyaretini yapacak.
Raja Mandela, makalesinde, bu konuya ilişkin, şu değerlendirmeyi yapıyor;
“AB’nin önde gelen ticari ortaklarından biri olarak Çin, her ne kadar AB ile sürdürdüğü müzakerelerle güçlü bir bağ kursa da Avrupa başkentlerinde Pekin’in bazı adımlarından duyulan öfke artıyor. AB, Çin mallarına ihtiyaç duyarken, Pekin’in siyasetleri nedeniyle Çin ile ilişkilerine temkinli yaklaşıyor.”
Yakınlaşmalara eş zamanlı olarak ABD Başkanı Donald Trump ise dengeleri ters yüz ederek yüzünü doğuya çevirdi. Trump’ın hamlesi Çin’in bölgedeki yükselişinin Hindistan’ın çıkarları ve ekonomik kalkınmasına tehdit olarak öne çıktığı bir döneme denk geldi.
Hindistanlı Gazeteci Raja Mandela, İndian Express Gazetesi’nde yayınlanan makalesinde, Hindistan-AB ilişkilerine dair, “Hindistan’ın ve Brexit sonrası AB’nin öncelikleri, Çin’in yükselen ayak sesleri ile Asya’daki yayılma çabaları ışığında okunmalıdır” ifadelerini kullandı.
Hindistan Başbakanı Modi, geçtiğimiz yaz düzenlenen ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in de hazır bulunduğu bir toplantıda, “AB’nin dağılmaması bizim açımızdan büyük bir önem taşıyor” diyerek Birlik’e destek vermiş, ayrılıkçı yönelimlerle savaşan Merkel’i rahatlatmıştı.
Hindistan’ın ekonomik yükselişi ve zorluklar
AB ile Hindistan arasındaki iyi niyet mesajları ve ilişkileri geliştirme çabalarına rağmen iki taraf arasında halen aşılması zor sorunlar bulunuyor. Hindistan Dışişleri Bakanlığı’na yakın kaynaklar, AB’nin Hindistan’ın değerini anlaması ve sadece Çin’i göz önünde bulundurarak Hindistan’ın ekonomik yükselişini göz ardı etmekten vazgeçmesinin uzun sürdüğünü ifade ediyor. İlişkilerin istenilen seviyeye gelmesinin de yine uzun sürebileceği kaydediliyor.
Buna rağmen, Hindistan’ın gözle görülür ekonomik yükselişi, ABD’nin Hindistan ile karşılıklı anlayış içine girmesi ve Hindistan’ın Birleşmiş Milletler’deki (BM) yükselen etkinliği, AB’nin Hindistan’ı stratejik bir ortak yapma çabasına girişmesinde temel etkenler oldu. Hindistan ve AB arasında, 2009 yılında duran Hindistan’ın barışçıl nükleer programına dair müzakereler yeniden başladı. Brüksel’deki uzmanlar, Hindistan Atom Enerjisi Bakanlığı yetkilileriyle, Mumbai’da yeni görüşmeler gerçekleştirdi.