Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hindistan, Cenadiriyye’de Gandi’yi anıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan’da son birkaç gündür Cenadiriyye Festivali yapılıyor. Bu yılın misafir ülkesinin Hindistan olduğunu duyunca aklıma şu soru geldi: Dünyanın içinde olduğu bu zor günlerde Hindistan’ın ruhani lideri Mahatma Gandi’nin ruhunu getirme ihtiyacı duyuyor muyuz?

Gandi’nin hayatını araştıranlar ara sıra şu soruyu sorar: Bilim adamlarının dünyanın sonunun çok yaklaştığını söylediği ve büyük nükleer patlamanın çok yakın olduğu bu günlerde Gandi’nin dünya kurtuluşu için ortaya koyduğu tezler insanlığın yararı için bir kez daha kullanılabilir mi?

Gandi, 70 yıl önce ‘Ahlaktan yoksun politika milletlerin düşüşüdür’ dediği ünlü çığlığını dünyaya duyurmuştu. Bu çok haklı bir çığlıktır. Zira uluslararası anlaşmalar veya ilahi kurallar yerine orman kanunlarına dayanan emperyal üstünlük, politikanın ana maddesi haline gelirse dünya açık bir tehlikeyle yüz yüze gelir
.
Eşitliğin ve çatışmasızlığın duayeni Gandi, 70 yıl önce ahirete intikal etti. Ama dünya halen şovenizm, aşırı milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı içinde, 20. yüzyılın başında gördüğümüz Nazizmin ve faşizmin yükselmesine paralel olarak aşırı sağa doğru yol alıyor.

Gandi, Hindistanlıların kendi aralarında eşitliği sağlamadan yabancı emperyalizmden kurtulmayacağını, Hindistanlıların zayıfları kollamaksızın ülkelerini kollayamayacaklarını, ihtiyaç sahiplerine destek olmadan özgürleşmeyeceklerini söylemiş, hapisteyken alt kast çocuklarının halk kuyularından su almalarına ve normal okullara girmelerine izin verilmesini istemiştir. Dünyanın bugün inde olduğu hale bakacak olursak, yaygın sosyal zulüm ve eşitsizlik ortamında bu fikirlere halen şiddetle ihtiyacımız olduğunu söylemek abartı olmaz.

Kuzey ve güney, fakir ve zengin, güçlüler ve güçsüzler ve nükleer gücü elinde tutan ve toprağı işgal altında olanlar arasındaki eşitsizliğin büyüdüğü bu dünyada büyük bir patlama gerçekleşmek üzere. Snob bir yaklaşıma karşı çıktıkları için Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı’na yapılması gereken yardımların kesildiğini duydunuz mu?

Ünlü Rus edebiyatçısı Lev Tolstoy, o dönemler Londra’da okuyan öğrencisi Gandi’ye 1909 yılında gönderdiği mektupta Rusya’nın vicdanını şu kelimelerle anlatıyordu: Kasvet ve yumuşaklık arasında, aşk ve sevgisizlik arasında, gurur ve şiddet arasında kavga.
İşte dünyamızın şimdiki durumu da bundan farklı değil. İnsanlar kaba gücü daha yararlı ve üstün olarak niteliyorlar. Sakin ve mazlumların ise hiç sesi çıkmıyor veya duyulmuyor.

Amerika Birleşik Devletleri bu yıl savunmaya 700 milyar dolarlık bir bütçe tahsis etti. Kimsenin aklına gelmeyecek programlara tahsis edilen meblağlar buna dâhil değil. ABD bu bütçeyi Avrupa’nın dörtte birini veya Teksas eyaletinin tümünü yok edebilecek kapasitedeki Sarmat füzesi ve benzeri Rus nükleer füzelerinin büyük gücüne karşı koymak için yapıyor.

Zamanımızın kriteri şu oldu: Kötü güç kaba kuvvetle karşılık veriyor, “dünya sefillerini’ oluşturan açlığa, aşağılanmaya ve onuru yaralanmaya mahkûm olanlara ise susmak düşüyor.
Gandi, affetmenin cezalandırmaktan daha erkekçe olduğunu, zayıfı affetmenin gücün tezahürü olduğuna, fiziksel gücün beden gücünden kaynaklanmadığına, tersine boyun eğmeyen iradenin sahibi olan kişinin gerçek güçlü kişi olduğuna hayatı boyunca inanmıştır.

Hindistan’ın babası, şiddetten kaçınmanın negatif bir tutum olmadığını, gerçek anlamda baskı ve zorbalığa karşı şiddet karşıtı bir yöntemle durmanın daha asil bir direniş yöntemi olduğuna inanırdı.

Gandi’ye göre politikanın ahlaktan yoksun olması milletlerin çöküşüne sebep olur. Yine Gandi, büyük dinleri yayanların zamanında büyük politikacılar olduğunu, politikanın ancak gerçek din ve ahlakla iç içe girdiğinde yükseldiğini ve asil olduğunu sohbet ve konuşmalarında sık sık dillendirmiştir.

Gandi, insani medeniyetin kısımlara ayrıştırılamayacağını, tüm insanlığın bu medeniyetten gerektiğinde alabileceğini, zira tüm insanlığın zamanında bu medeniyete bir şekilde katkıda bulunduğu söylemiştir.

Gandi’nin ruhu halkların ve insanlığın buluştuğu, savaşmadığı, birbirine üstünlük taslamadığı bir yerdeydi.

Gandi, Tolstoy’un yapıtlarını tanıdı, kitaplarını okudu ve harflerine inandığı gibi ruhuna da inandı. Yolculuğunda Karl Marx’ın Das Kapital kitabına da uğradı, Lenin’in kitaplarını da okudu, aynı anda ABD’nin Meksika savaşına karşı tutumuyla bilinen Amerikalı yazar Henry Thoreau’nun yazılarını da okudu.

Gandi dinleri derinlemesine incelediğinde mutlak bir gerçeğe ulaştı. O da tüm dinlerin tek ve ortak bir mesaj taşıdığıdır. Yani insanın hayatını, onurunu, mallarını ve daha iyi bir hayat için umudunu koruma mesajı.

Gandi’nin barışçıl fikirlerini şu tümcede özetleyebiliriz: Şiddetsizlik insanlığın hizmetindeki en kuvvetli güçtür. İnsan dehasının ortaya çıkardığı en güçlü silahtır… Şiddetsizlik korkudan arınma ve adalete doğru yol almadır.

Gerçek vatanseverlik nükleer başlıkların depolanmasıyla olmadığı gibi insanlığın düşüncesine de üstünlük taslayamaz… Güçlü milletlerin dar aptal nasyonalizmi günümüzün en yaygın hastalığıdır. Bu dar nasyonalizm insanların arasındaki ilişkileri yırtar, kişisel çıkarları genel çıkarlara üstün kılar.

Cenadiriyye Festivali, Hindistan’ı konuk ülke ilan ederek çok iyi bir karar aldı. Bu isabetli karar şiddet karşıtı bir lider olan Gandi’nin örneğini anlamak için altın bir fırsat teşkil etti. Zira dünyanın kibir ve üstünlük taslamadan başlayan ve nükleer füzelere dek varan afetlerden şikâyet ettiği bu devirde insanlığın bu lidere ve fikirlerine çok ihtiyacı var.