Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hindistan’ın ABD’ye rağmen Rusya ile yakınlaşması ne anlama geliyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yeni Delhi: Prakriti Gupta/Şarku’l Avsat

Hindistan ile Rusya arasında imzalanan S-400 hava savunma anlaşması, ABD-Hindistan ilişkilerine en büyük diplomatik darbelerden biri olarak kabul edildi.

Öyle ki Yeni Delhi’den Washington’a “Yaptırım uygulansın ya da uygulanmasın, Moskova’dan uzak durulmayacak” mesajı verildi. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Hindistan ziyareti yalnızca Washington’dan değil, Çin, Pakistan ve İran tarafından da yakından takip edildi.

Washington, geçtiğimiz ağustos ayında Trump tarafından yasallaştırılan “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele (CAATSA)” başlıklı geniş bir yasa uyarınca Rusya savunma sektörüyle geniş çaplı anlaşmalar imzalayan herkese yaptırım uygulama tehdidinde bulundu. Yasa, Moskova’nın Kırım’ı ilhakını, Suriye’deki rolünü ve 2016 ABD Başkanlık seçimlerine müdahalesini cezalandırma amacı taşıyor.

Aynı şekilde Washington, Rusya’dan “S-400” hava savunma sistemleri ve savaş uçağı satın alması dolayısıyla geçtiğimiz ay Pekin’e de yaptırım uyguladı.

Öte yandan ABD Savunma Bakanı James Mattis, Senato’ya Hindistan’ı mevcut yaptırımlardan muaf tutma çağrısı yaptı. ABD Pasifik Kuvvetleri Komutanı Oramiral Harry Harris, Hindistan’ın “Hint- Pasifik bölgesinde stratejik ortaklık” modeli olduğunu belirtti. Bağımsız dış politikasıyla bilinen Hindistan, Rusya’nın hala ana silah tedarikçisi konumunda.

Aynı şekilde Hindistan Dışişleri ve Savunma Bakanlığı kaynakları, ABD’nin Hindistan’dan Rusya ile anlaşmalardan uzak durmasını istediğini belirtti. Hindistan, S-400 hava savunma sisteminin yokluğunun askeri üs yeteneklerini etkileyeceğinden dolayı geçtiğimiz Temmuz ve Eylül aylarında ABD’ye muafiyet çağrısında bulunmuştu.

Yeni Delhi, Washington’un şartlarına göre Rus silahlarına olan itimadını önemli ölçüde azalmayı ve bu silahları ABD’ye karşı kullanmamayı da kabul etmişti.

Bu çerçevede The Hindu gazetesinin Diplomasi Haberleri Editörü Suhasini Haidar, “5 milyar dolar değerindeki S-400 hava savunma sistemi, iyi bir darbe niteliğinde. Açıkçası ABD ile yakın ilişkiler, eski müttefiklerden biri sayılan Rusya’yı görmezden gelmek anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise, anlaşmanın detaylarının 68 paragraflık ortak bir bildiride yayınlandığını açıkladı. Kaynaklara göre Hindistan, Rusya’nın açıklama talebine rağmen ayrıntıları açıklamama ısrarını sürdürdü. ABD’nin Yeni Delhi Büyükelçiliği aracılığıyla ortaya koyduğu tepki ise ihtiyatlıydı, zira yaptırımların amacının, müttefik ve stratejik ortaklarına zarar vermek değil Rusya’nın kötü niyetli davranışlarını cezalandırmak olduğunu vurguladı.

Hindistan, ABD uyarılarını neden görmezden geldi?

Hindistan’ın başta ABD baskısı olmak üzere dış baskı karşısındaki direnci, iki önemli etkene dayanıyor; Hindistan’ın çıkarına ve iç girişimlerden yana olan “Rusya’nın son dönemde askeri bir güç olarak statüsünü yeniden tesis etme” ve “stratejik bağımsızlığı ortaya koyma”. Hindistan, aynı zamanda dünyadaki en yüksek kalkınma oranlarına sahip ülkeleri içeren ve son yıllarda uluslararası alanda etki kazanan “Şanghay İşbirliği Örgütü” ve “BRICS” gibi oluşumların da kilit üyelerinden biri. Hindistan ve Rusya, diğer üye devletlerle birlikte (Güney Afrika, Brezilya ve Çin) diğer uluslararası oluşumlar karşısında jeopolitik bir cephe oluşturmaya çalışıyor.

Son yıllarda Rusya-Hindistan zirvesi toplantıları düzenli bir gelenek haline geldi. 2018 yılında bakanlar ve ulusal güvenlik danışmanları düzeyindeki düzenli görüşmelerin de gösterdiği gibi Vladimir Putin ve Narendra Modi arasındaki ikili görüşmeler aracılığıyla iki ülke arasındaki etkileşim zirveye ulaştı.

Diğer taraftan Hindistan-Rusya ilişkileri büyük bir zorlukla da karşı karşıya kaldı. Zira Hindistan- ABD yakınlaşması, iki ülke arasındaki ortaklığın en önemli sorunlarından birisi oldu. Bu çerçevede Rusya ve Hindistan’ın ABD doları dışındaki para birimleriyle ticaret yolunu güvence altına alması gerekti. Rupi ve ruble veya Euro ile Singapur doları gibi üçüncü bir ülkenin para birimi kullanımı en tartışmalı seçeneklerden biri oldu.

ABD, Hindistan için neden kendi yasalarını ihlal ediyor?

Hindistan’a yönelik istisnalar, Washington’un Moskova’ya karşı yürüttüğü kampanyanın başarısı hakkında şüphelere neden olabilir. Fakat ABD’liler, Hindistan’ın önemini, kaybetmek istemedikleri bir ülke olarak nitelendiriyor. Bu bağlamda güvenlik uzmanı ve Yeni Delhi Güvenlik Araştırmaları Derneği direktörü Udai Boscar yaptığı açıklamada, “Bu doğru, çünkü Hindistan ABD savunma müteahhitleri için gelişen bir pazar. ABD’nin Hindistan ile savunma anlaşmaları, 2008 yılından bu yana 0’dan 15 milyar dolara yükseldi. Washington’un burada savunma ekipmanı pazarı olarak pek çok şeyi var ve bu pazarın zarar görmesini istemiyor” dedi.

Hindistan ayrıca Trump’ın Pekin’i yenilgiye uğratma planının da önemli bir bileşeni. Bölgedeki güç dengesi, geçtiğimiz yıl Himalaya’daki askeri gerginlikte olduğu gibi rakip olarak Hindistan ve Çin mücadelesinde karmaşık bir durumda. Ancak Çin, “Yeni Delhi’nin ABD’nin etkisine sürüklenmesini önlemek için” Hindistan’ın güvenini kazanmaya çalışıyor. Bu durumun belirtileri ise geçtiğimiz nisan ayında Başbakan Modi, Çin Devlet Başkanı ile görüşmek üzere Pekin’e ziyarette bulunduğunda ortaya çıktı.

Öte yandan eski bir diplomat ve yerel bir bakan olan Vivek Katju, “Çin, Hindistan’ın kendi safında olması için uğraşıyor. ABD de Hindistan ve Pasifik bölgesinde her zaman önemli olan Çin’in coğrafi konumuna cevaben Hindistan, Japonya ve Avustralya’yı bir araya getirmeye çalışıyor” açıklamasında bulundu. Bununsa Rusya anlaşmasının uygulanmasına doğru yönelen Modi hükümeti üzerinde önemli bir etkisi olacak.

ABD’nin Modi’ye sırtını dönmesini engelleyen ikinci sebep ise petrol. Zira Hindistan’a yönelik genel ihracat, yüksek petrol ihracatı sayesinde Ağustos ayında yüzde 20’den fazla bir artış gösterdi.

ABD şu anda dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticilerinden biri olurken, OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) üyesi olmayan Rusya ile rekabet etmekte. Belki ABD, Rus gazı dolayısıyla (boş yere) Avrupa ülkelerine de saldırabilir. Ancak söz konusu Hindistan olduğunda sessizliğini koruyacak.

Hindistan, İran petrolü ithal ederek ABD yaptırımlarını kırar mı?

Hindistan’ın İran petrol ithalatından bir istisnaya ulaşabileceği açık. Zira Hindistan petrol şirketleri, önümüzdeki kasım ayında İran’dan 9 milyon varil petrol satın alma emri verdi. İran petrol sektörünü hedef alan yeni ABD yaptırımları da önümüzdeki kasım ayında başlayacak. Reuters tarafından aktarılana göre Hindistan, 10 milyon varil ithal etti ve İran’dan petrol ithalatını durdurması olası değil.

Geçtiğimiz mayıs ayında Hindistan Dışişleri Bakanı Sushma Swaraj, “Hindistan’ın bazı ülkeler tarafından uygulanan bireysel yaptırımlara değil, yalnızca BM yaptırımlarına bağlı olduğunu” vurguladı.

Hindistan, (düşük bir hızla) İran petrolü ithal etmeye devam etse de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada Trump yönetiminin yasak konusunda istisnaları da dikkate alacağını belirtti. Pompeo, onaylanması durumunda bu durumun, sınırlı bir süre için olacağına da dikkat çekti. Bu çerçevede Dış İlişkiler Daimi Komitesi Başkanı Shashi Tharoor, “Bizim açımızdan İran petrolü en ucuz ve elde etmesi en kolay olan petroldür. ABD’den petrol ithali ise Hindistan açısından pahalı olacak” ifadelerini kullandı.

İran petrolüne kıyasla yüksek maliyeti nedeniyle ABD ham petrol ithalatını önemli ölçüde azaltan Hindistan, aynı şekilde İran, Venezuela ve Rusya gibi petrol satın aldığı ülkelerle Hint rupisi ile işlem yapmak için bir takas anlaşması olasılığını düşünüyor. Bu çerçevede İranlılar, ABD’nin maruz kaldığı bu “eğitici darbeden” dolayı sevinçli bir konumda.

Tüm yetkililerin, açıklama yapma konusundaki isteksizliğine rağmen kaynaklar, Hindistan’ın İran petrolü satın alma taahhüdünü açıkladığını ve iki halk arasında işbirliği yapmaya devam edeceğini belirtti. Ayrıca İran’ın Yeni Delhi Büyükelçiliğinden bir kaynak, “Hintli dostlarımız, her zaman ekonomik işbirliğini sürdürmeye ve İran’dan petrol ithal etmeye devam ettiler” şeklinde konuştu.