Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran’ın Lübnan’daki ‘Paralel Devlet’i: Hizbullah | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Riyad: İbrahim Ebu Zayed

İran, talep ettiği her şeyi Hizbullah aracılığıyla Lübnan’ı kontrol ediyor; Hizbullah’ın Lübnan’ın çıkarlarına öncelik vermeye yönelik kamuoyu beklentisine olumsuz karşılık vermesi, Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin istifasına yol açtı.

Pazar günü yaptığı bir konuşmada Hariri, diğer Arap ülkeleriyle olan ilişkileri tahrip eden İran müdahalesine karşı uyarıda bulundu.

“İran’ın bölgedeki varlığı Lübnan için tehdit oluştuyor ve İran, Arap ülkelerinin içişlerine müdahil oluyor” ifadelerini kullanan Hariri, İran’ın Arap ülkelerine müdahalesinin durdurulması ve Lübnan’ı Arap Devletleri eksenine oturtmak gerektiğini” vurguladı.

Hizbullah ile ilgili olarak Hariri, “Hizbullah’ın Lübnan’daki ağırlığının arttığını, Hizbullah’a özellikle bir karşıtlığının bulunmadığını ancak Nasrallah’ın ülkeyi savaşa sürüklemeye hakkı olmadığını” belirtti.

Hariri, “Husiler tarafından Yemen’den fırlatılan füze Riyad’ı vurdu. ‘Bu basit bir şey değil.’ ‘Yemen’de çalışan bir Lübnan ekibi var. Ben Hizbullah’a siyasi olarak karşı değilim. Lakin Lübnan’ı ülkeyi harap etmesine karşıyım” diyen Hariri, “Hizbullah’ın Suudi Arabistan konusundaki tutumunu ve İran’ın Lübnan’ın içişlerine müdahalesini” eleştirerek “tüm bu İran yayılmacılığına rağmen Suudi Arabistan bezneri biçimde Lübnan’a müdahale etmiyor” dedi.

Hizbullah, 1982 yılında İran tarafından desteklenen Şii Emel Hareketi’nden doğdu. İran, ‘Lübnan’ın Humeynisi’ lakaplı Muhammed Huseyn Fadlallah, Subhi et-Tufeyli, Hasan Nasrallah, İbrahim el-Emin, Abbas Musevi, Naim Kasım, Zuheyr Genç, Muhammed Yezbek ve Rağob Harb vasıtasıyla ‘Hizbullah’ adında yeni bir hareket tesis etmeye çalıştı. Çok geçmeden taraflar, ülkenin Şii bölgesinde güçlenmek isteyince birbirleriyle çatıştılar. Her iki taraf (Emel Hareketi ve Hizbullah) zorlu bir çatışmaya giriştiler. Sonunda Hizbullah Lübnan’ın güneyindeki birçok bölgede nüfuzunu oluşturdu.

1985’de bombalı bir araçla Kuveyt Emiri Şeyh el-Ahmed Cabir Al-i Sabah’a suikast girişiminde bulunuldu. Kuveyt yetkilileri, Lübnanlı bir Hizbullah üyesi de dahil olmak üzere 17 sanığı tutukladı. Hareket, gizlenmek için paravan ‘Elyas Saab’ adını aldı. Hizbullah İmad Muğniye tarafından Kuveyt uçaklarını kaçırarak 17 kişinin cezaevinden çıkarılmasını ve buna karşın uçaktaki rehinelerin bırakılacağını söyledi.

Kuveyt takas çağrısını reddettiğinde, Muğniye rehinelerden ikisini öldürdü.

İran, Körfez Devletleri’ni “Hizbullah” kolu aracılığıyla istikrarını bozmaya devam etti. Suudiler 13 Kasım 1995’te Suudi Arbistan’ın doğusundaki Huber kentinde terör saldırısına uğradılar. 19 ABD askeri öldürüldü ve yaklaşık 500 kişi yaralandı.

Soruşturmaya göre saldırganlar patlayıcı maddeleri Lübnan’dan Suudi Arabistan’a kaçırdılar. Suudi Arabistan güvenlik güçleri, patlamadan 20 yıl sonra baş şüpheli Ahmed İbrahim Muğsil’in Beyrut’ta olduğu bilgisini aldı. Bu bilgilerin peşinden gidip Muğsil’i yakalayıp tutukladı.

Bahreyn de Hizbullah terörüne teslim olmadı. Şubat 2011’de Hizbullah, Manama’da istikrarı bozmaya çalıştı. Bahreynli güvenlik, ülke kıyılarında mühimmat, patlayıcı ve silah gönderilmesini önledi. Ülkede ciddi bir kaosa yol açan gösterileri organize edenin İran ajanları olduğu ortaya çıktı. Manama, Tahran’ın Bahreyn’deki gizli faaliyetleri ve ülkenin istikrarı bozma girişimleri olduğunu ifşa ederken İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı bir terörist hücre ele geçirildi.

13 Ağustos 2015’te Kuveytli yetkililer, İran Devrim Muhafızları destekli terörist bir hücre ele geçirdi. Güvenlik güçleri, Abdali sınırındaki bir çiftlikte silah ve patlayıcı deposu ele geçirdikden sonra Abdali hücresini ortaya çıkardı. Soruşturmada, sanıklardan birinin evinde betonarme betonla güçlendirilmiş bir sığınak da dahil olmak üzere üç farklı yerde mühimmat ve teçhizat bulunduğu ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı, mühimmat miktarını yaklaşık 20 ton olarak açıklamıştı.

Suudi Arabistan ve Yemen hükümeti Şubat ayı sonunda Hizbullah’ın meşru hükümet ile el-Husi milislerin savaşa doğrudan karıştığını doğruladı.

4 Kasım’da Suudi Kraliyet Hava Kuvvetleri Savunma Kuvvetleri, Yemen bölgesinden gelen ve Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad yakınlarına düşen balistik füzenin şarapnel parçalarını inceledi.

Yemen’deki Meşruiyete Destek Koalisyonu Sözcüsü Albay Turki el-Maliki, füzenin sivilleri hedeflediğini ancak havada imha edildiğini Kral Halid Uluslararası Havalimanı’nın yakınlarına düşen şarapnel parçalarının hiçkimseye zarar vermediğini açıkladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, “Hizbullah, Lübnan devletine el koymuştur ve Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin her girişimine engel olmaya çalışmıştır” dedi.

ABD kanalı CNBC ile yaptığı bir röportajda “Hizbullah’ın Ortadoğu’da kötü niyetli etkisinin olduğunu belirtirken, Hizbullah’ı terör örgütü olarak tanımladıklarını, dünyanın örgütün faaliyetlerini sınırlamak için önlemler alması gerektiğini, Lübnan’a Suudi Arabistan’a zarar verecek bir saha olmasına izin veremeyeceklerini belirtti. Cubeyr, “Lübnan halkı masum bir halktır ve Hizbullah partisinin kontrolü altındadır. Biz Lübnan halkını partinin elinden kurtarmak zorundayız” dedi. Bakan “İran’ın terörizm ve balistik füze programı konusundaki uluslararası hukuku ihlal ettiğini” de sözlerine ekledi. Cubeyri sözlerine şöyşle devam etti: “Bu nedenle, terörizmi desteklemek ve İran’ın balistik füzeler konusunda BM kararlarını ihlal ettiği yönündeki yaptırımları nedeniyle İran’a karşı yaptırımlar görmek istiyoruz.”

BAE Dışişleri Bakanı Enver KarKaş ise dün yaptığı açıklamada, “ülkesinin İran’ın tehditleri ışığında istikrarlı bir şekilde ayakta duramayacağını” söyledi.

Dördüncü Abu Dabi Stratejik Forumu’un açılış konuşmasında konuşan Karkaş, BAE Dışişleri Bakanlığı ile işbirliği içinde olan Forumu düzenleyen BAE Politika Merkezi’ne göre, İran’ın birkaç ülkede vekaleten savaşı ve mezhepsel gerginliği destekleyen rolü daha da kötüye gidiyor.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin Lübnan’ın birliği ve bağımsızlığı konusundaki kararlılığını yineledi. Ayrıca “İran’ın Lübnan’daki olaylarda müdahalesinin engellenmesi bölgenin istikrarı için önemli bir koşul” olarak vurguladı.