Hizbullah’ın meclis bloğu, “Şii İkili”nin seçildiği bölgelerde yaşanan elektrik kesintisine dair eleştiride bulundu ve krizin tırmandığına dikkat çekti. Blok, ‘dengesiz düzenlemelerin, bazı popüler durumları ortadan kaldırma tehdidinde bulunduğunu’ belirtti.
Elektrik krizinin kötüleşmesinin ardından duruma çözüm üretememe mevzusu, Hizbullah öncesinde Lübnan Kuvvetleri, Emel Hareketi ve Marada Hareketi’nden başlayarak Özgür Yurtsever Hareketi’nin siyasi güçlerine yönelik bir eleştiri kaynağı haline geldi.
Lübnan Kuvvetleri Hareketi’nden Enver Cuma ise bu alana ilişkin anlaşmaların yapıldığının duyulduğunu vurguladı.
Krizin derinleşmesine tepkiler büyüyor
Söz konusu durum, geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana yaşanan elektrik kesintilerine bir çözüm getirilmemesi dolayısıyla parti ve siyasi güçler üzerinde yoğun bir baskı oluşturdu. Lübnan’daki enerji krizine çözüm bulunamamasının yanı sıra son zamanlarda derinleşen kriz, yeteri kadar büyük miktarda elektriği taşıma yetkinliği olmayan ağlar aracılığıyla artan akım ihtiyacını da gündeme getirdi.
Bu çerçevede Hizbullah’ın Lübnan meclisindeki bloğu ‘Direnişe Sadakat’, geçtiğimiz Perşembe günü düzenlenen haftalık toplantı sırasında “Enerji Bakanlığı’na ve Lübnan Elektrik Şirketi’ne ‘bölgeler arasındaki dengesiz akımın, ek maliyetleri karşılayamayan, evlerine ve çıkarlarına elektrik sağlama haklarından vazgeçemeyen bazı popüler durumları ortadan kaldırma tehdidini’ hatırlatmak zorunda kaldıklarını” vurguladı. Blok, “Sur, Nebatiye, Bint, Baalbek Hermel ve Dahiye bölgeleri, bakanlık ve kuruluşların zararları önlemesi için çağrılarını yineledi” dedi.
Öte yandan elektrik krizinin tırmanışından bu yana ilk kez bloğun bir üyesi, “hak talepleri” çerçevesinde harekete geçti. Hizbullah’a yakın isimlerden Milletvekili Velid Sukkeriyye, “Durum bir tırmanış çerçevesinde değil ve uyarı da yok. Aksine hak talebi var” açıklamasında bulundu. Eleştirilerin, politik bir arka plandan değil, bu bölgelerin elektrikten yoksun bırakılması talebinden kaynaklı olduğunu söyleyen Sukkeriyye, durumun düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
Milletvekili, “Bu bölgeler de dahil olmak üzere yaşanan tüm elektrik krizi, tüm Lübnan’daki elektrik krizini ele almamanın bir sonucudur. Bakanlığın başarısızlığı ve yetersizliği, elektrik enerjisi üretimiyle başlayan ve tüm Lübnan bölgelerine enerji sağlamak için yeterli ağların genişletilmesine kadar uzanan birleşik bir politikanın yokluğundan kaynaklanıyor” şeklinde konuştu. Velid Sukkeriyye, “Eleştiri, Özgür Yurtsever Hareketi’nin, bakanlık payının enerji pozisyonu olması talebine denk geldi” diyerek sözlerini tamamladı.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde “Güçlü Lübnan” bloğu milletvekillerinden Nimet Efram da Cebel-i Lübnan’daki Özgür Yurtsever Hareket’in kalelerinden sayılan Keservan bölgesindeki elektrik kesintisi çerçevesinde Enerji Bakanlığı’na eleştiride bulunmuştu.
Sukkeriyye: Enerji Bakanlığı’nın sorunu, siyasi dengesizlikten kaynaklanıyor
Ancak Sukkeriyye, eleştirinin politik olmadığını belirtirken, “Elektrik sorunu, uzun yıllardır Lübnan devletinin bir sorunudur. Zira kamu borcu, kriz dolayısıyla 30 milyar dolara yükseldi, projeler onaylanmadı ve krizin çözümünde başarısızlık yaşandı” dedi. Krizin, güçler arasında tüm bakanlıkların çalışmalarına yansıyan ve onları tökezleten siyasi bir rekabete dönüştüğünü vurgulayan Velid Sukkeriyye, Enerji Bakanlığı’nın sorununun, siyasi dengesizlikten kaynaklanan bir problem olduğunu ifade etti.
Direnişe Sadakat bloğu ise Hizbullah’ın Bekaa ve Beyrut’un güneyindeki Dahiye’de seçilmiş güçleri temsil eden belirli alanlara dikkat çekti. Bu çerçevede Sukkeriyye, Enerji Bakanlığı’nın doğrudan bir yönlendirmede bulunmadığını belirtti.
Cuma: Bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek istiyoruz
Diğer taraftan Lübnan Kuvvetleri Hareketi’nde Milletvekili Enver Cuma da durumun böyle devam etmesi halinde, parti olarak sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Cuma, “Bu hususta Enerji Bakanlığı’nı suçlamayacağız. Henüz çözüm sunulmamış “bahaneler” dairesinden dışarı çıkmamız gerekiyor. Ateşsiz duman olmaz, bu alandaki anlaşmaların kokusu duyuluyor. Anlaşmalara karşıyız ve sorumlulukların algılanması için belirli hareketleri destekliyoruz. Maksat, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalı. Bunu istiyoruz. Bu konuyla ilişkili diğer durum ve meselelerle aynı şekilde ilgileniyoruz” ifadelerini kullandı.