Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hudeyde, Husilerin son çıkış noktası | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yemen meşru yönetime bağlı güçlerin Hudeyde limanına 20 km kadar yaklaşması ve batı sahilinde isyancılara karşı başarıların devam etmesiyle birlikte Abdülmelik el-Husi, çemberin daralmaya başlamasının ardından kendisine bağlı milislerin peş peşe yaşadığı kayıpları itiraf etmekten başka çare bulamadı. Husiler, İran silahlarını elde etmek, korsancılık yapmak ve yardım gemilerini yağmalamak için Hudeyde limanını kullanıyordu. Abdülmelik el-Husi’nin açıklamaları, milislerin askeri iflasını ve hiç görülmemiş yenilgi ruhunu ortaya çıkarttı. Belki de bunun nedeni, Hudeyde’yi isyancıların elinden kurtarma sürecinin yaklaşmış olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle Husiler, Yemen’in en önemli liman şehrini muhafaza etmenin zor olduğunu kabul ettiler. Abdülmelik el-Husi, konuşmasında etrafından dağılmamaları için kabilelere yalvarmasının yanı sıra milislere paniğe kapılmamaları ve savaş alanını terk etmemeleri çağrısında bulundu. Hudeyde şehrinin ve stratejik limanın kurtarılmasıyla birlikte Arap koalisyonu ve meşru güçler, darbecilere yönelik kuşatmayı sağlamlaştırabilecek ve konuşlandıkları son önemli menfezi de kapatabilecekler.

Husiler, savaşı bitirmek için Arap koalisyonunun kendilerine sunduğu bütün siyasi fırsatları reddetmelerinin ardından Hudeyde’de meydana gelen gelişmeler, Yemen krizinin askeri olarak kesin bir sürece girdiğine işaret ediyor. Zira darbeciler, krizin çözümü için tüm uluslararası yol haritaları karşısında inat ettiler. Uluslararası temsilcilerin krizin duvarında gedik açmak için gösterdikleri önemli çabalara rağmen Husilerin kibri, siyasi çözüm olanaklarını tamamen ortadan kaldırdı. Husilerin uzun süredir karşılamayı reddettiği Birleşmiş Milletler(BM) Özel Temsilcisinin cumartesi günü yapacağı ziyarete rağmen maalesef siyasi çözüm fırsatları, günden güne azaldı. Geçmişteki bütün tecrübeler, Husi inatçılığının arkasında krizin süresini uzatma ve insani sıkıntıları artırma ısrarının olduğunu gösterdi. Husiler, dünyanın sempatisini kazanıp Yemenlilere karşı savaşa öncülük etmesi sebebiyle Arap koalisyonuna karşı kışkırtmak için bu sıkıntıları istismar etmek istedi. Hâlbuki gerçek şu ki sahada Husilere karşı savaşanlar, koalisyonun desteğiyle Yemen’in yaklaşık yüzde 85’ine hâkim olan meşru güçleridir. İran’ın, savaşı başka amaçlar için istismar etme çabası, aslında krizinin temel nedeninin Husilerin meşru hükümete yönelik darbesinin olduğu gerçeğini gizlemektedir.

ABD’nin stratejisinin bölgede İran’ın genişlemesini engellemede başarılı olduğuna burada işaret etmek gerekiyor. Zira İran, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ve saldırgan politikaları nedeniyle Tahran’a benzeri görülmemiş yaptırımların getirilmesinin ardından Yemen’de açık bir şekilde sıkıntı çekiyor. Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni stratejisi kapsamında Husileri yok etmek için Washington’un Arap koalisyonuna açık bir şekilde desteğini deklare etmesini unutmak mümkün değildir. Yine ABD Savunma Bakanlığı, Arap koalisyonundaki müttefikleriyle çalışmaya, doğru atış konusunda pilotları eğitmeye ve sivil kayıpları engellemeye devam edeceğini açıkladı.

Batı sahildeki cephelerde arka arkaya askeri başarıların olduğu bir ortamda Arap koalisyonunun desteğiyle Yemen meşru güçleri, kritik günlerin eşiğinde bulunuyor. Bu da uluslararası toplumun karar ve şartlarını kabul etmekten başka bir seçenek bulamayacak olan Husilere silahlarını teslim edip Sana’dan çekilmeleri ve ardından isteyerek değil de zorunlu olarak siyasi müzakerelere katılmaları konusunda daha fazla baskı yapacak.