Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Husi tehlikesini bertaraf etmek, bizim görevimiz Batı’nın değil | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Husiler, Suudi Arabistan topraklarına yönelik bu kez 7 balistik füze fırlattı. Bu füzelerden 3’ü, 8 milyonluk nüfusa sahip başkent Riyad şehrine fırlatıldı. Husiler, tarihte bu tür füzelere sahip olan ilk terörist gruptur. Hatta iki devlet arasındaki sınırları kaldıran, Irak ve Suriye’deki silah ve mühimmatları ele geçiren DEAŞ terör örgütü bile bu tür tehlikeli füzelere ulaşmayı başaramazken, sadece Husiler, bu füzelere sahip oldu. Tabi bu füzeler, İran’dan geliyor. Husi cemaati, bu füzeleri dünyanın gözü önünde sınır bölgesinde yer alan köy ve kentlere, diğer yandan Mekke, Yenbu ve Riyad gibi şehirlere fırlatıyor. Bu savaşın olmadığını, isyancıların Yemen topraklarının yüzde 20’lik bölümünü değil de tamamını ele geçirdiğini, İran’ın Husilere silah temin etme planlarını gerçekleştirdiğini ve bu durumda bölgenin, Yemen’e komşu Babu’l-Mendeb Boğazı’nın ve uluslararası deniz hareketinin durumunun nasıl olacağını bir hayal edin!. Bölgenin; ateşini ve lavlarını her yöne fırlatan bir volkana dönüşeceğini söylersek abartmış olmayız.

Husiler, doğrudan sivilleri hedef alıp, Suudi Arabistan topraklarına yönelik 100 füze saldırısında bulunarak savaşa girme kararının ne kadar doğru bir karar olduğu konusunda Arap koalisyonuna en güzel hizmeti sunmuş oldu. Bölgemizdeki çoğu insan, bu kararın Husi kanseri büyümeden zamanında (Mart 2014) alınmış stratejik bir karar olduğunu düşünüyor. Batıdaki genel düşünce ise bölgemizdeki düşünceden farklılık arz ediyor. Batının tek gördüğü şey, sadece insani felakettir. Tabi bunu hiç kimse inkâr etmiyor. Ancak Batı, savaşın temel sebebini unutuyor. Savaşın temel sebebi ise, terörist bir grubun meşru yönetime darbe yapması, Yemen ve tüm bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit etmesi ve bütün siyasi girişimleri reddedip çatışmaya devam etmesidir. Terörist bir grup, devlete darbe yapıp kendisini devletin meşru yöneticisi ilan ettiği zaman Batı, yaklaşan bu tehlikeyi hissetmeyecek. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, CBS kanalına verdiği röportajda şunları dile getirdi, “Meksika’daki bir milis tarafından Washington, New York ya da Los Angeles’a yönelik füze fırlatılmasına ABD’nin bir gün olsun izin vereceğini ve Amerikalıların hiçbir şey yapmadan bu füzeleri izleyeceklerini hayal edemiyorum.”Gerçekten bu füzeleri asla izlemeyeceğiz.

Husilerin 7 füzesi, intikamdan çok bir nimettir. Husiler, kendileriyle müzakere yapılabilecek Yemenli siyasi bir oluşum değil de silahlı bir grup olduklarını dünyaya gösterdi ve siyasi çözüm sürecine katılma konusunda istekli olmadıklarını ortaya çıkardı. Füzeler, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in Sana’da bulunduğu bir zamanda fırlatıldı. Ayrıca Husiler, BM’nin 2216 nolu kararına meydan okumak için kendilerine balistik füze, silah ve teknik donanım sağlayan İran’a bağlı olduklarını gösterdi. Bu durum, İran rejiminin terör örgütü ve gruplarına yönelik yaptığı silah desteğinin bölgesel ve uluslararası güvenliğe bir tehdit oluşturduğunu tüm dünyaya ispat ediyor. İşte burada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) kararlarını, uluslararası kanunun ilke ve hükümlerini ihlal etmesinden dolayı İran rejimini yargılamak amacıyla hukuki kararlar almak için uluslararası topluma ve BMGK’ya önemli bir sorumluluk düşüyor. BMGK, uluslararası güvenlik ve istikrarı muhafaza etmek için sorumluluğunu ne zaman üstlenecek? Balistik füze denemesi yaptığı zaman Kuzey Kore’yi oy birliğiyle kınayan BMGK’nın kendisi değil miydi? O halde yalnızca sivilleri hedef alan ve rastgele 100 füze fırlatan bir milise ne dersiniz?

ABD, 17 yıldır Afganistan’da Taliban’la mücadele ediyor. Bu savaş sürecinde Taliban, ABD şehirlerine gelişigüzel balistik füze fırlatmadı ve sivilleri hedef almadı. Afganistan, ABD sınırından binlerce mil uzaklıkta bulunan bir ülkedir. Buna rağmen Washington, şu ana kadar Taliban’a yönelik savaşını sonlandırmadı ve yakında da sonlandıracak gibi görünmüyor. Arap koalisyonu, füzeleri fırlatmada sivillerin arasına gizlenen terörist bir gruba karşı mücadelesinde henüz üçüncü yılını tamamlarken, Batı’da bu savaşın durdurulmasına yönelik muhalif sesler yükseliyor. Şayet Batılı ülkelerin topraklarına tek bir balistik füze fırlatılsaydı bu durumda denklem, tamamen değişecek ve gerçek tutumlar ortaya çıkacaktı.

Kendilerinden binlerce mil uzaklıkta meydana gelen meselelere karşı Batı’nın düşünme tarzını anlıyorum. Ancak Batılı ülkelerdeki halkın hayatı, bizim halkımızın hayatından daha değerli değildir. Ülkelerinin istikrarına gösterdikleri özen, ülkelerimizin istikrarına gösterdiğimiz özenden daha fazla ve daha büyük olmayacaktır. İran rejiminin müttefiği Husilerin terörü, bugün sadece bizi tehdit ediyorsa yarın da onları tehdit edecektir. Bunun için bizi bıraksınlar da onların değil de bizim muhatap olduğumuz bu savaşı bitirelim.