Husi milisleri, Arap Yarımadası’nda El-Kaide’ye karşı başlatılan mücadelede ABD’nin desteğini alan Yemen yerli güçlerinin başarılı olmasını engelledi. 2012 yılında Yemen yerli güçlerini destelemeye başlayan Washington, 2015 yılında da Husilerin durdurulmasında başarı sağlamıştı.
ABD Kongresi’ndeki milletvekilleri de ABD’ye yönelik Yemen’deki El-Kaide karşısında başarı yakalanmasını önleyecek bazı kısıtlamalar getirmeye çalışıyor.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, Washington’ın Koalisyon’a verdiği desteğe yönelik herhangi bir kısıtlamanın, güney bölgelerindeki bazı Yemen şehirlerini de kapsayan Arap Yarımadası’ndaki El-Kaide tehlikesini artıracağına dikkat çekti.
ABD’nin Yemen Büyükelçisi Matthew Toler, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ulusal çıkarlarımızdan biri, müttefiklerimizi tehdit eden terör gruplarıyla mücadele etmektir. Suudi Arabistan’dan kaçan (Arap Yarımadası’ndaki) El-Kaide örgütünün uzun tarihini biliyoruz. Hatta belki onlar eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’ten de destek alıyordu. 2012 yılında kurulan geçici hükümet yetkisi altında yerli güçlere El-Kaide ile mücadele için eğitim verdik ve ekipman sağladık. Çabalarımız bu dönemde, özellikle de 2014 yılında, güvenlik güçleri veya istihbarat dışında da Yemenlilerin bu rolü üstlenmesini sağlamaya odaklandı. Yemen güçlerinin sağladığımız yardımlarla yürüttüğü çabalardan çok etkilendim. Zira radikalizmi yenmek ve ondan kurtulmak istiyorlar.”
Toler açıklamasının devamında şu ifadeleri kulandı:
“Yemen ve diğer birçok bölgede radikal unsurlardan kurtulmaya çalışıyoruz. Sadece güvenlik güçleri veya teşkilatları ile çalışmıyor, teröristleri yok etmek için yerel güçler bulmaya da çalışıyoruz. Ancak yerel güçler, kabileler ve diğerleri ile radikal unsurların ortadan kaldırılmasından sonra istikrarın sağlanması için de çalışmalar yürütüyoruz.”
Toler, açıklamasında Husilerin söz konusu süreçte ilk başarılarından daha da ileriye gittiğini söyledi:
“Husiler, 2015 yılı sonlarında saldırı başlattıklarında hükümetin ev hapsinde olduğunu ilan ettiler. Ve bu eylem, El-Kaide’ye karşı sarf ettiğimiz çabaları sarstı. El-Kaide’ye karşı geliştirdiğimiz güçler marjinalleşmiş durumda. El-Kaide, saklandığı veya baskın olduğu bölgelerde halk ve yetkililere Husilerin önünde kendilerini savunacaklarını gösterdi. O zamandan bu yana başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere Koalisyon ülkeleriyle birlikte çalışıyoruz. Yemen’de teröristlerden kurtulmak için Koalisyon ile birlikte hareket ediyoruz. Suudi Arabistan ve BAE ile birlikte El-Kaide’nin üstesinden gelmek için Yemen güçlerine ekipman ve destek sağlıyoruz.”
Meseledeki karşıt noktalara da değinen Büyükelçi, “Ama tabii ki son dört yılın El-Kaide’ye kazanç sağladığını söyleyebilirim. Zira devletin merkezi otoritesi zayıfladı, mezhep merkezli akımlar büyüdü ve sonuç olarak ülkeye silah tedarik edilmesi arttı. Tüm bu etkenler, El-Kaide’nin Yemen’de büyümesine yardımcı oluyor” diye konuştu.
AFP’nin aktardığına göre ABD Savunma Bakanı, “Washington’ın Koalisyon’a verdiği desteğe yönelik herhangi bir kısıtlama Yemen’deki sivillere zarar verebilir ve kayıpları artırabilir. Tüm bunlar, durumu ve insani krizleri daha da kötüleştirecektir” açıklamasında bulundu.
Mattis, Kongre’ye ABD’nin Yemen’e karşı sorumluluklarını tehlikeye atmama çağrısı yaptı. Washington, Yemen’deki meşruiyeti desteklemek için Suudi Arabistan liderliğindeki Koalisyon’un askeri operasyonlarına destek veriyor.
ABD Senatosu’nun ise önümüzdeki hafta ülkenin istihbarat desteği ve uçak yakıt ikmali konusunda ABD’nin rolünü sınırlayan operasyonlara katılımına dair oy kullanması bekleniyor.
ABD Savunma Bakanı Mattis geçen perşembe günü, gerçekleştirdiği Ortadoğu ziyareti sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada mevcut durumun Yemen krizini BM himayesinde çözmek için elverişli olduğunu söyledi.
Mattis, “Müzakere kapsamlı bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Mevcut politikanın doğru olduğuna inanıyoruz. Mesajımın özü bu” dedi.
Bakan, ABD desteğinin geri çekilmesinin sadece İran’ın Suudi Arabistan’a karşı yeni balistik füze saldırıları başlatarak savaşı güçlü bir şekilde körüklemesine yarayacağını söyledi. Mattis, bu sebeple bu durumun bölgesel çatışma riskini artıracağını savundu.